28. Bölüm "Hamarat Metehan"

501 49 1
                                    

28. Bölüm “Hamarat Metehan”

Ceylan ikinci torunu için seviniyordu. Amine ve Metehan ortadan kaybolmuştu kimsenin dikkatinini çekmemişti. Pelin heyecanlıydı ikinci kez anne olacaktı. Tunahan da heyecanlıydı ikinci kez baba olacaktı. Sevda’nın daha haberi yoktu ama onun ne yapacağını kimse kestiremiyordu.

“Abim ile Amine nerede?” diye sordu Pelin etrafa bakarken “Odaya mı gittiler ki?” demişti Tunahan “Başı mı ağrıdı ki? Metehan’ın.” Demişti annesi de.

Amine sıçrayarak uyanmıştı ne ara uyummuştu ya da. Metehan sayıklıyordu ama anlamıyodu Amine “Ateşin mi var?” demişti kendi kendine elini alnına koyduğunda ateşinin olduğunu anladı. Bir kase almak için mutfağa gitti diğerleri habere seviniyordu hale. Kaseye su koyup bir bez buldu ince türbentti. Tekrardan Metehan’ın odasına gidince türbenti ıslatıp Metehan’ın alnına koydu.

“Beni bırakma.” Demişti Metehan “Seni hiç bırakmayacağım.” Demişti Amine de alnındaki bez ile yanaklarını ve çenesinden kayıp boynunu ıslatmıştı. “Benim nişanlım.” Dedi hala inanamayarak ve az öncek gibi saçını okşayarak yanına oturdu. Uykusu yoktu ama onu yanında uykusu geliyordu ve uykuya yenik düştü. Tunahan, abisinin odasına gelmişti kapıy tıklatmasına rağmen ses gelmemişti bir kez daha tıklatmış ve yine ses gelmemişti ssonunda açtı. Amine’nin abisinin başında uyuya kaldığını gördü fotoğraflarını çekip odadan çıktı. Pelin ve annesinin yanıdna ittiğinde uyuduklarını söyledi Ceyla birkez daha şükretti oğluna ve sevdiği kıza.

Pelin ve Tunahan kızını kontrol etmeye gitmişti onu hala uyuyor ördüklerinde içleri hüzünle doldu çok kötü bir gün geçirmişlerdi Pelin de Tunahan’ın ısrarları ile uyuduktan sonra Tunahan da onu izleyerek uyumuştu. Ceylan yapacak bir şeyi olmayınca odasına çıktı ve Mert ile olan anılarını tazeledi. Yaşadıklarını anlattı ona. “Mert biliyorum sen gelemezsin bana ama ben seni çok özledim sevgilim. Oğlumuz senin yolundan gidince çok gururlandım ama ikinci bir şehit haberini de kaldıramam.”

Eşyalarına sarıldı yıllar onun kokusunu da çalmıştı. Sadece fotoğrafları kalmıştı en güzel gülüşleri olan fotoğraflar, oğulları ile olduğu fotoğraf hatta bir fotoğrafta Mert Tunahan’ı uçuruyor Metehan da onların ilersinde uçurtma uçuruyor.

Yalnızlığına sarıldı, mertsizliğine sarıldı bir kez daha yıllardır. Oracıkta uyuya kaldı Ceylan da ağlaya ağlaya.

...

Metehan uyanmıştı yanında Amine’nin uuduğunu görünce gülümsedi alnındaki bei aldı ve kasenin içine koydu Amine’yi uyandırmadan yatağa yatırdı ve üzerini örttü. Odadan çıktı etraf sessizdi Sevda’nın odasından ses gelince oraya yöneldi ve kapıyı tıklatıp açtı. Sevda kendi kendine oyun oynuyordu. “Amca sonunda biri uyandı.” Demişti Metehan Sevda’yı gözetlediği kadarıyla korkmuyordu korksa ağlardı. “öyle mi amcam?” dedi ve yanına gitti oturdu “Amca annem çok korktu ama ben açım bana yemek yapar mısın?” demişti dolu gözlerle “Tabi ki yaparım ne istiyorsun?” Sevda düşünürken elini çenesine götürdü “Mercimek çorbası yanına pilav ve et.” Dedi sevinçle “Prensesin canı çekti ise yaparız hadi bakalım mutfağa.” Dedi Sevda’nın elinden tuttu ve mutfağa gittiler.

Metehan dolaptan gerekli malzemeleri çıkardıktan sonra önce eti hazırlamaya başlar onu ocağa attığı zaman çorbayı ayarlar ve onu da ocağa koyar. Şimdi sıra pilava gelmiştir yapabileceğine emin değildir ama yapmaya değerdi. Pilavı da bir şekilde yaptıktan sonra başlarında beklemek kalmıştı. Başlarında beklemediği zaman yanm htimali vardi ve bunu hiç istemezdi. Nişanlısına beceriksiz gözükmek istemezdi açıkcası.

Yemekler pişerken Metehan da mutfağı toplamıştı yanlarına salata da yapması gerekiyordu onun malzemelerini de çıkarıp yıkadı. Arada yemeklere bakıyor ve karıştırıyordu. Çorba olmuştu Sevda çok açıktığını söyleyince bir kaseye çorba koymuştu çok sıcak olduğu için de daha büyük bir kaseye biraz su koyup Çorba kasesini içine koymuştu. Sevda’yı yemek sandalyesine koyduktan sonra kendisi yemesi için kaseyi önüne koymuştu.

Metehan salata yapmaya koyulduğu zaman tatlının da olmadığını hatırladı sona tatlı da olmasın dedi ve salatayı tamamladı. Diğer yemekler de pişmişti ve altlarını kapattı Pilavı demlenmesi için beze sardıktan sonra epey yorulmuştu.

Şimdi sıra diğerlerini uyandırmaktaydı. Sevda da çorbasını bitirmişti “Şimdi amcam sen annen ile babanı uyandırıyorsun bende Amine abla ile babanneyi tamam mı?”

“Beni çıkar buradan.” Demişti sandelyeden bahsederken Metehan hemn çıkarmıştı Sevda annesi ve babasının odasına gitmişti, Metehan ise kendi odasına kapıyı tıklattığında ses elmeyince hala uyuduğunu anladı ve yavaşça girdi. Manzarası çok güzeldi fotoğrafını çekip yanına gitti “Güzelim uyan hadi.” Dedi omzuna dokunurken Amine yavaş yavaş sesi duymuştu ki gözlerini araladı. “Sen ne zaman uyandın?” demişti “Yaklaşık iki saat önce.” Amine gözlerini açarken “Ben nasıl hissetmedim?” demişti “Çok tatlı uyuyordun hadi kalk yemek yiyelim.” Amine kalkarken “Nasıl ya keşke bende yardım etseydim olmadı böyle.”

“Sorun yok nişanlın halletti.” Amine lvaboya girdi elini yüzünü yıkadı ve Metehan annesini de uyandırdı Amine mutfağa gitmişti Metehan’ın yaptıklarına bakıp şaşırmıştı “Bunları sen mi yaptın?” şaşkın şaşkın Metehan’a bakarken “Asker adamız diye beceriksiz mi zannettin?” demişti o sırada annesi kardeşi ve yangesi gelmişti. “Oğlum uyandırsaydınız ya beraber yapardık.” Demişti Ceylan yemeklere bakarken “Gerçekten Ceylan teyze aşırı hamarat bir çocuk yetiştirmişsin.” Demişti Amine Metehan’ın yaptığına hala inanamazken “Biz de koyalım mı çok açıktım da.” Demişti aslında herkez açıkmıştı. Pelin saldırıdan önce fazla yememişti Amine de direk Tunahan ve Pelin’e saldırı olunca kahvaltı yarım kalmıştı.

“Koyalım Pelin.” Amine Pelin’in kalkmasına izin vermeden yemekleri tabaklara koyduktan sonra masaya koymuştu “Pelin Sevda çok açıktım deyince bir kase çorba içirdim haberin olsun.” Demişti Metehan da “Sağ ol abi ellerine sağlık bu arada, hepsi çok lezzetli görünüyor.”

Amine son eksikleri de masaya koyduktan sonra yemeğe başlamışlardı.

...

Hayat nasıl bir şeydi? Hiç ummadığı yerde karşısına bir kız çıkmıştı Metehan’ın ve şimdi ailesi ile yemek masasındaydı. Sağındaydı o kız ve parmaklarında yüzükler vardı.

Nereden nereye dedi yaklaşık 6-7 ay oluyordu ve şimdi ise evlilik yolundaydı Metehan. 8 ay evvel evliliğe uzakken şimdi yanında sevdiği kız vardı ve kalplerinde asla kopmayacak bir bağ vardı.

Amine de düne kadar evliliğe sıcak bakmıyordu ve eskiden yaş aralığı en fazla iki olmalı diyen bir kızdı şimdi ise solunda kendinden 6 yaş büyük nişanlısı oturuyordu Olsun dedi ben sevdim kim ne diyebilir? Ailesi de izin vermişti sonuça mutlu olacaklar mıydı hayatta bilinme ama mutlu ölecekleri kesindi.

*
*
*
27 Aralık 2023
*
*
*

Takip etmek isterseniz hesaplarım bunlar.
Bazen kitabı yazarken video çekip atabiliyorum.
Sizi de beklerim.
?

İnstagram
@nisa.diyolar.iste

YouTube
@sadecw_nisaa

Tiktok
@sadecw_nisaa

Asker'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin