• S'en Aller ~ Swing, Angèle •
Garson elinde yemeklerimizle geldiğinde beyin felci geçirmeme neden olacak düşüncelerimden sıyrıldım ve kendimi bu akşamın güzel geçeceğine ikna etmeye çalıştım.
Bir süre sessiz bir şekilde yemek yedik. Hyun bana yönelik konuştuğunda boğazıma neredeyse patates kaçıyordu.
" Ee Jaebum. Ne okuyorsun?"
Pozitif bir ses tonuyla yanıtladım.
" İngiliz Edebiyatı."
Felicia " Çok hoş değil mi? İngiliz edebiyatını her daim sevdim. Jane Austen, Emily Bro-" derken Hyun onu böldü.
" Ya, ya evet çok heyecan verici sahiden. Fransa'da İngilizce okumak, çok harika."
Felicia yumruk yemiş gibi yutkundu ve suyundan bir yudum aldı. Youngjae bir kadehten bir şey olmayacağını söylemesine rağmen Hyun ilaç kullandığını bahane ederek şarap içmesine izin vermemişti. Bu yüzden ben de şarap istemediğimi söylemiş, yalnızca su istemiştim. Hyun ona meydan okuyorum sanmıştı. Gerçi kısmen okumuştum da.
" Peki, ne yapmayı planlıyorsun?"
Suyumdan bir yudum aldım.
" Şu an için ilk hedefim okulumu başarılı bir şekilde bitirmek." dedim gülümseyerek.
" Ben, meslek olarak kastetmiştim. Gerçi edebiyat okuyarak gerçek bir meslek sahibi olmak pek muhtemel değil."
Youngjae uyarı tonunda tısladı. "Baba!"
Gülümsememi bozmadım. Bu tavırla,hatta daha kötüsüyle karşılaşmıştım.
"Akademisyen olmak istiyorum. Eğer mümkün olursa, okuduğum üniversitede profesör olarak çalışmayı."
Hyun yemeğini çatallayıp dudak büktü. " Hmm. İyi şanslar."
Ekledi. " Okulu ne kadar uzatmayı planlıyorsun?"
" Uzatabildiğim kadar. Fransa'yı seviyorum. Doktoramı burada almak istiyorum."
Youngjae'e bakıp gülümsedim. O da bana müthiş bir tebessümle karşılık verdi.
Bu Hyun'un gözünden kaçmamıştı. Dudağı seğirdi.
" Para sıkıntısı çekmekten korkmuyor musun?"
" Hayır."
Hyun alaycı bir şekilde güldü.
" Ailen para göndermeyi bırakana dek bekle. "
Dişlerimi sıktım.
" Ekonomik olarak bağımsızım. "
" Ha çalışıyorsun yani?"
" Evet."
Bir de annemin, üniversiteye gitmem için yıllardır biriktirdiği paranın fazlasıyla desteği oluyordu ama bunu Hyun'a anlatacak değildim.
" Nerede?"
" Bir kafede garsonluk yapıyorum."
" Vay canına, akademisyenlik kariyerin için sağlam bir adım."
Boğazım kurudu.
Youngjae çatalını gürültüyle tabağına bıraktı.
Ensem cayır cayır yanıyordu.
" Başka bir şeyden konuşabilir miyiz lütfen?" dedi Youngjae öfkeyle. Kendini dizginlemeye çalışıyordu.
Hyun'un bana saldırıyor olması sinirlerimi feci bozsa da yüzümü düşürmemeye çalıştım. İçimden tekrar edip durdum: Youngjae için, Youngjae için...
Felicia zar zor bir tebessüm takınarak konuştu.
" Youngjae, bana getirdiğin menekşeleri camın önüne koymuştum ama sararıp, kurudular. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Art Cherry' • 2jae *
FanfictionResmet bizi sevgilim, güneşin doğduğu yere. Kiraz çiçekleri açıversin, aklının en ücra köşelerinde. Bir gece ağarırken, alacakaranlık değerken kirpiklerine. Yağmurun nemli kokusunda buluş benimle. Ve sev sevgilim. En mümkün şey sevmekmiş gibi. [ ars...
