Art Cherry' • 2jae *

• 26 • "Une coïncidence et un cadeau."

• Floating ~ Finding Hope •

Aynada omzumdaki minik limona baktım. Çok güzeldi ve tamamiyle bana özgüydü. Heyecanla bakan ve tepkimi ölçen Youngjae'ye döndüm.

" Sana güvenebileceğimi biliyordum. " dedim gülerek ve onu kollarım arasına aldım.

Kıkırdadı. Eğilip boynunu öptüm.

" Yine de boydan bir portreni tercih ederdim. "

Gülerken " Beğenmene sevindim. Bence mükemmel oldu. " dedi ve dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu. Geri çekilmesine izin vermeyerek onu derince öptüm. Kollarını boynuma doladı, belini sıkı sıkı kavradım. Sam'in gülüşüyle hızla birbirimizden ayrıldık.

" Bu kadar beğeneceğinizi düşünmemiştim. " dedi Sam.

Güldük. " Harika bir iş çıkarmışsın. Teşekkürler. " dedim.

Oyuncu bir reverans yaptı. " Rica ederim. "

Ekledi. " Başka bir isteğiniz? "

Ben hayır anlamında başımı sallarken Youngjae atıldı. " Evet. Ben bir şey yaptırmak istiyorum."

Ona hayretle baktım. " Yeni bir dövme mi yaptıracaksın? "

Youngjae pahabiçilemez bir şekilde gülümseyerek " Dövme değil. " dedi.

•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Dövmeciden çıkmıştık, yürüyorduk. Şok olmuş bir hâlde alnımı ovuşturup Youngjae'e baktım.

" Hâlâ göğüs ucunu deldirdiğine inanamıyorum! " dedim.

Aklımı yitirecektim! Artık Youngjae'in göğüs ucunda bir pirsing var. Tekrar ediyorum: Artık Youngjae'in göğüs ucunda bir pirsing var!

Gülerek beni iteledi. " Çok mu delice bir karardı? "

Ben de onu iteledim, sendeledi. " Bir de soruyor musun?! "

Bir kahkaha kopardı.

" Her hareketinle beni tahrik ettiğinin farkında değil misin?! " dedim sahte bir sinirle.

Pis pis sırıttı. " Güzellll. Zaten onu senin için yaptırdım. " dedi.

Gözlerim kocaman oldu. Beni eritiyordu. Tam ağzımı açacağım sırada, birine çarparak yere yapıştım. Hay sikeyim! Canım yanmıştı. Çarptığım kişi de benimle birlikte bir inilti kopardı. O da düşmüştü. Özür dilemek için ona döndüğümde şok oldum.

" Jinyoung! " dedim hayretle.

Jinyoung da aynı şaşkın ifadeyle bir bana bir de Youngjae' e bakıyordu.

Bir anda Jinyoung'ın arkasından gelen sesle bütün dikkatler oraya döndü.

" Jaebum? " diyen Juin'e kafam karışık bir halde baktım.

Burada neler dönüyordu böyle?

Sonunda Youngjae konuşarak " Siz burada ne arıyorsunuz? " dedi.

Jinyoung ve ben hâlâ yerdeydik.

Jinyoung başını kaşıdı. " Bir saniye. Juin sen Jaebum'u nereden tanıyorsun? "

Ben de Jinyoung'a sordum. " Sen asıl Juin'i nerden tanıyorsun? "

Bu sefer Juin atıldı. " Asıl siz Jinyoung'ı nerden tanıyorsunuz? "