•DEAN~instagram•
Yatağa sırtüstü serilmiş ve kollarım iki yana açılmış bir şekilde uyandım. Üzerimde, sadece tişörtle uyuyakaldığım için üşümüştüm ve gözlerimi açmakta biraz zorluk çekmiştim. Telefonu kalbimin üzerinden çekip, zar zor doğruldum. Komodinin üzerindeki dijital saate baktığımda, 8.30 olduğunu gördüm. Her zamanki gibi erken uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturup, yatağımdan kalktım. Uyku sersemi olduğum için, dengemi pek sağlayamıyordum. Ayaklarımı yere sürerek banyoma ulaştım. Dişlerimi fırçalarken, gözlerim yarı kapalıydı. Yüzümü yıkadıktan sonra, biraz daha ayılabilmiştim. Yine de tamamen uyanabilmek için, bana kahve lazımdı. Banyoda işimi bitirip, mutfağa geçtim.
Kapısız ve ortasında ufak tezgahıyla, Amerikan tarzı bir mutfağımız vardı. Daha doğrusu mutfağım. Aklıma hücum eden düşüncelerim, beni biraz daha uyandırdı. Artık yalnızdım. Bir an için ev çok boş geldi. Eşyalardan büyük derecede bir azalma olmamıştı fakat, gürültüsüz bir şekilde uyanmıştım. Bu da göz ardı edilemeyecek bir değişimdi. Dostum, artık sabahları beni çığlıklarla uyandırmıyordu. Saçlarımı karıştırıp, düşünceleri bir köşeye bıraktım.
Neden mutsuz olmak için uğraşıyordum ki? Şu an için hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Su kaynatıcısına su koyup, ardından da büyük bir kahve kupası çıkardım. Kahve ve süt tozunu, kupaya koyduktan sonra yalnızca sıcak su eklemeliydim. Su kaynarken, odama gidip rahatsız pantolonumdan ve tişörtümden kurtuldum. Altıma siyah ve basit bir eşofman geçirip, üzerime de bol gri bir tişört giydim. Biraz olsun rahatlamıştım. Aynama baktım, saçlarım yine çok dağınıktı ve dudağımdaki halka yana kaymıştı.
Dün gece Youngjae'yle konuşurken, pirsingimle oynayıp durmuştum. Youngjae aklıma gelince, sırıtışım otomatik olarak yüzümde belirdi. Sadece aklıma gelerek bile beni gülümsetebiliyordu. Ellerimi saçlarımdan geçirdim.
Su kaynamış olmalıydı. Tam zamanında varmıştım, sıcak suyu kahveye ekledim. Kahvenin yoğun kokusu beni rahatlatıyordu. Bir yudum almak istedim fakat fazla sıcaktı. Biraz daha rahatlamak adına, penceremi açtım. Ilık rüzgâr yüzümü yalayıp geçiyordu, saçlarımdan bir kaç tutam uçuştu. Havanın güzel olduğunu görünce, balkona çıkmaya karar verdim.
Yatak odama bağlı olan ve çok da geniş olmayan Fransız balkonuna, kahvemle birlikte çıktım. Hava gerçekten güzeldi. Hafif bir yağmur kokusuyla öpüşen yarı sıcak, yarı sisli havada kasvetten eser yoktu. Kuşların ötüşleri, birer birer kulağıma ulaşırken, derin bir nefes aldım. Kahvemi minik, yuvarlak sehpanın üzerine koydum. Ellerim güzel ve kıvrımlı trabzanlara dayanınca, gözlerim direkt kapandı. Derin bir nefes daha aldım. Gül, kiraz, hanımeli, limon ve leylak...
Birbirinden güzel kokular burnuma hücum ediyordu. Özellikle de leylak kokusunda kaybolmak istemiştim. Büyülenmemek, elde değildi. Dar bir sokakta oturuyordum. Evler birbirine yakındı ve bu güzel çiçek kokularının çoğu, tam karşımdaki balkondan geliyordu. Envai çeşit bitkiyle süslü, en az benimkinin büyüklüğünde, siyah trabzanlı bir balkondu. Sarmaşıklar demirlerden aşağı sarkıyor ve cüretkârca çiçeklerini sergiliyorlardı. Ferah ve fazlasıyla güzel bir görüntüydü. Balkonu kim düzenlediyse, işini biliyor olmalıydı.
Ellerimi, trabzanlardan çekip, ufak sehpanın yanındaki ufak tabureme oturdum. Kahvemi tekrar elime aldım. Hâlâ sıcaktı ama umursamadan bir yudum aldım. Isı boğazımı yırtıp geçti. Garip bir şekilde, bu hissi seviyordum. Gözlerimi, bu sefer de yukarı diktim. Havanın açık mavi tonu ve güzel Fransız binaları, ilham vericiydi. Etrafa bakarak, bir yudum daha aldım. Kupam hâlâ ağzına kadar doluydu. Dudaklarımı, kahveme tekrar götürdüğüm sırada gelen yüksek sesle ve göğsüme dökülen kahveyle yerimden sıçradım. Siktir. Yanmıştım. Hâlâ delicesine sıcak olan kahve, bayağı dökülmüştü ve canım gerçekten çok yanıyordu. Kupayı, sehpanın üzerine bırakıp, hızla tişörtümü çıkardım. Tişörtün ıslak olmayan tarafını, çıplak ve yanmakta olan göğsüme bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Art Cherry' • 2jae *
FanfictionResmet bizi sevgilim, güneşin doğduğu yere. Kiraz çiçekleri açıversin, aklının en ücra köşelerinde. Bir gece ağarırken, alacakaranlık değerken kirpiklerine. Yağmurun nemli kokusunda buluş benimle. Ve sev sevgilim. En mümkün şey sevmekmiş gibi. [ ars...
