• Jiwoo ~ Comme des Garçons •
" Bon Apetit! " diyerek kocaman gülümsedim ve kahveleri müşterilerin önüne bıraktım.
Aynı samimiyetle yanıt verdiler.
" Merci! "
Rica ederek hızla içeri döndüm. Bayan Rose ıslak ellerini önlüğüne sürüp saçlarımı karıştırdı. Güldüm.
" Ne o çok neşelisin? "
Dudaklarımı zorlayan tebessümümü gizlemeye çalışmadım. Zaten denesem de bu mümkün olmayacaktı.
" Sevgilime sürpriz yapmaya gideceğim. " dedim.
Bayan Rose imalı bir bakış fırlatıp dudağını büktü. Youngjae'den haberi vardı ve bizi çok yakıştırıyordu.
" Ona kruvasan da götür. Al bak şuradakiler taze. "
Heyecanımı gizleyemeyip hemen yanağına bir öpücük konduruverdim. Bir kahkaha patlattı. Ben de güldüm.
Youngjae'i çok özlemiştim. Tatilden döneli neredeyse bir buçuk ay olmuştu ve ne iş ne de okuldan buluşmaya vakit bulabilmiştik. Artık Youngjae de çalışıyor ve sık sık annesini ziyarete gidiyor olduğundan kısıtlı vakitlerimiz iyice daralmıştı. Bu bir buçuk ay içerisinde, balkon ve yorgun argın uyumak için gece birbirimizin evlerine uğramak dışında, onu doğru düzgün ya bir ya da iki kere görmüştüm ve yalnızca bir kaç saat takılabilmiştik, bunlar da Youngjae'in resimleri için modellik yaptığım vakitlerdi.
Bugün işten erken çıkacak ve ona sürpriz yapmaya gidecektim. O da çalışıyordu fakat belki izinlerinden birini alabilirdi. Bunun bencilce bir talep olmasından korkuyordum fakat ,tekrar ediyorum, onu çok özlemiştim! Yanımda olmayışı canımı yakıyordu. Yokluğu, uzaklığı, somut bir halde ensemin dibinden ayrılmıyor; her zerrem onu arzuluyor, aklım hiçbir işime odaklanamıyordu. Ben onun için her şeyi iptal etmeye hazırdım ancak o fazla meşguldü. Ona ne kadar delice aşık olursam olayım ondan bunu isteyemezdim. O kadar da bencil değildim.
Taze kruvasanlardan bir kaç tane alıp kese kağıdına koydum. Bayan Rose'a teşekkür edeceğim sırada telefonum çaldı. Youngjae olması umuduyla hemen telefonuma sarıldım fakat o değildi. Kiraz'ın sahibi arıyordu. Kediler için çok önce ilanlar asmıştık. Çünkü sokak kedileri olamayacak kadar güzellerdi. Uzunca bir süre geri dönüş alamamıştık fakat bir gün önce, Kiraz'ın sahibi olduğunu söyleyen bir kadın aramıştı. Kadın kesinlikle onun sahibiydi. Kiraz'ın patisinin altındaki benin şeklini dahi biliyordu ve bugün onu almaya gelmek istiyordu. Onu onayladım ve istediği zaman gelip alabileceğini söyledim. Teşekkür ederek yarım saate geleceğini söyledi. Tüm bunları Fransızca konuşarak halletmiştim. Artık Fransızcam bayağı iyiydi. Youngjae'yle yaptığımız pratikler, kafe, okul ve Jackson'la ufak sohbetlerimiz sayesinde oldukça gelişmiştim.
Bayan Rose'a teşekkür, Jackson'a da veda edip kafeyi hızla terk ettim. Güneşimi görmek için yanıp tutuşuyordum. Sokağın karşısına geçerek kaldırıma çıktım. Bugün hava güneşliydi fakat soğuktu. Bu yüzden üzerimde ince lacivert bir hırka vardı. Bunu Jennie benim için örmüştü. O kadar beğenmiştim ki hırkayı ilk gördüğüm anda ağlayarak onu aramıştım. İlk başta o da ağlamış ama daha sonra bunun yüzünden benimle fena dalga geçmişti. Annemin ona öğretiği ip isimlerini unutmamak için, bunlardan yazığı şarkıyı bana kahkahalarla söylemişti. O gün, buruk bir mutlulukla dolup taşmıştım.
Ailemi çok özlüyordum. Youngjae'i çok özlüyordum. Jackson'ı çok özlüyordum. Bir kaç haftadır bütün varlığım özlemle çalkalanıyordu. Hepsine birden kavuşmak, sıkı sıkı sarılmak istiyordum. Yalnız hissediyordum. Ailem çok uzaktaydı. Youngjae'yle durumumuz malumdu. Jackson'la da pek takılamıyorduk. O iş, okul, Mark üçgeni içerisinde gidip geliyordu. Ve ben, kendim için özel bir köşe oluşturmasını bir türlü isteyemiyordum. Beni kasten ihmal ediyor değildi fakat yine de inciniyordum. Ona bunu açıklamalıydım ancak bencil olmaktan öyle çok korkuyordum ki kendi zihnimin dışına çıkmak imkansız oluveriyordu. Kendimle boğuşmaktan yorgun düşmüştüm ve zaten bir türlü de kazanamıyordum. Kendimi dahi yenemediğimden duygularımı dışa vurmak, şu sıralar, çok zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Art Cherry' • 2jae *
FanfictionResmet bizi sevgilim, güneşin doğduğu yere. Kiraz çiçekleri açıversin, aklının en ücra köşelerinde. Bir gece ağarırken, alacakaranlık değerken kirpiklerine. Yağmurun nemli kokusunda buluş benimle. Ve sev sevgilim. En mümkün şey sevmekmiş gibi. [ ars...
