• 18 •"Il m'est impossible d'oublier aucun détail sur vous."

499 53 61
                                    


Time On Her Side ~ Future Islands •


Bazen, dünyanın bütün gürültüsünden izole olma arzusu her hücremi ele geçiriyor. Bu olduğunda, gözlerimi açmak dahi zor hâle geliyor. Avuçlarım terliyor, sanki bedenim bana dar gelmeye başlıyor, aynı zamanda boşlukta süzülür gibi oluyorum. Bu duygudan nasıl kurtulacağımı bilemiyorum. Daha doğrusu, bilemiyordum. Ondan önce, yaşadığım çoğu şeyin kurbanı haline gelişime alışmıştım. Ruhani dalgalanmaların beni yıkmasına, pervasızca izin veriyordum. Yorgundum. Ondan önce, hiçbir şey bu denli parlak değildi. Görüşüm bulanıktı. Ama şimdi o vardı. Körlüğümü sona erdirmişti. Gözlerimin varlığının farkına varmamı sağlamıştı. İnkar etmek imkansız ki o geldikten sonra her şey çok farklı.

Düşüncelerim onunla çalkalanırken, suyun altından çıkıp derin bir nefes aldım. Nabzımı düzene sokmam biraz zamanımı aldı, nefesimi gerektiğinden fazla tutmuştum ama şikayetçi değildim. Yüzmeyi özlemiştim. Suyu, özlemiştim. Kafamı suya sokup, alnıma yapışan saçlarımı düzelttim. Su tenimi okşarken, yalnız olduğum için çok daha rahattım. Havuzda bu saatte kimse yoktu. Bir hafta önce bu spor salonuna kaydolmuştum. Yüzme havuzları şaşırtıcı derecede temiz, sakin ve büyüktü. Burada vakit geçirmek tüm yorgunluğumu alıp götürmüştü. Ki yorgunluğum asla küçümsenecek bir boyutta değildi. Yaklaşık bir buçuk aydır; okul, sınavlar, ödevler, kafe, geç saatlerde eve dönüp Youngjae için modellik yapmak ve yazmak beni yormuştu. Onunla olan kısımlardan çok büyük bir zevk alıyor olsam da oldukça yoğun bir programım vardı. Bu yüzden de bitkin düşmemek elde değildi. Bu nedenle fırsatını bulduğum anda yüzmeye gelmiştim. Saatin kaç olduğunu pek de umursamamıştım.

Tekrar serin suya dalarak, kulaçlarla yüzmeye başladım. Su damlacıkları yüzüme, sırtıma ve kollarımda çarptıkça yaşadığımı hissediyordum. Bu denli yorucu bir aktivite, ancak benim gibi bir insanı enerjiyle doldurabilirdi. Garip bir insandım. Süratle büyük havuzun bir ucundan diğer ucuna yüzdüm. Pek uzun sürmemişti. Biraz daha oyanlandıktan sonra, son kez suya daldım ve saçlarımı savurarak çıktım. Kimse olmadığından istediğim kadar dramatik davranabilirdim, değil mi? Ellerimle saçımı tekrar düzeltip, havuzun kenarına sırtımı yasladım. Göğsümün yarısından üstü, su üzerinde kalıyordu. Havuz pek de derin değildi. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes aldım.

Bir anda hiç ummadığım bir şey oldu. Sağ omzumun üzerinde gezinen parmak uçlarının dokunuşlarında, ilahi bir güzellik vardı. Gözlerimi açıp arkama döndüm. Youngjae yere çömelmiş, bana gülümsüyordu. Nasıl bu kadar sessiz yürüyebilmişti?

" Bonjour. " dedi fısıldayarak.

Kocaman gülümsedim. Onu gördüğüme sevinmiştim. Hem de çok.

" Merhaba. " dedim onunla aynı tonda.

" Burada ne yapıyorsun? " diye sordum.

Gülerek konuştu. " Asıl sen neden sabahın 5'inde yüzüyorsun? "

Kıkırdadım. " Bu saatte kimse olmuyor. " dedim ve ekledim.

" Peki sen neden uyanıksın? "

" Seni götürmek için. " dedi sırıtarak
Yarım saat önce bana, nerede olduğumu soran bir mesaj göndermişti. Böyle bir saatte uyanık oluşunu sorgulamamıştım, o hep böyleydi. Fakat geleceğini de tahmin etmemiştim. Yine de burada olduğu için mutluydum.

Onun gibi sırıtarak " Nereye gideceğiz? " diye sordum.

Dudadığını büzdü.

" Biraz kahvaltı ister misin? " dedi.

Art Cherry' • 2jae *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin