• 29 • "Outil d'une rébellion ratée."

337 30 132
                                        


• Windowpane ~ Opeth •


Kapının önündeydik. Kalbim sahiden de güm güm atıyordu. Ellerimi, titremesinler diye ceplerime gömmüştüm.
İşte büyük gün. Ebeveynlere tanışma günü. En azından biriyle.

Youngjae, anahtarı delikte çevirirken heyecanın gölgelediği silik bir korkudan başka bir şey hissedemiyordum. Kapı açıldı.
İçeri adım attık ve bir kaç metre ötede duran, muhtemelen anahtar sesini duyup ayaklanmış, ince kadının gülümsemesini görünce tuttuğum nefesimi bıraktım. Ardından içimden gelen bir tebessümle ona baktım.

Youngjae şakıdı. "Mama! Tu es réveillé!"
~Uyanmışsın!~

Fransızca dökülen bu sözcükler, ufak bir kahkaha atmama sebep oldu. Youngjae'in annesi, Felicia, solgun yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bir oğluna bir bana baktı. Youngjae hızla ona ulaşıp kocaman sarıldı.

"Bienvenu!"
~Hoşgeldiniz!~ diye neşeli bir tonla konuştu Felicia. Çok hoş ancak hastalıktan olsa gerek yorgun bir sesi vardı.

Youngjae annesini bıraktı.
Felicia'ya bakarak " Merhaba." dedim neşeyle ve elimde tuttuğum bir demet sarı laleyi ona uzattım.

Üç dört saniye kadar yüzüme baktı, bir şeyleri ölçüp biçti ve sahi bir tebessümle " Jaebüm?" diye sordu laleleri alırken.

Aksanından kaynaklanan "ü"ye kısıkça güldüm. Onu bozmadan başımla onayladım.

" Enchanté."
~Tanıştığımıza memnun oldum.~ dedim elimi uzatarak.

Kemikli incecik ve soğuk eli benim elimi iyice kavradı.

" Felicia. Enchanté."

Laleleri burnuna götürüp sanki çok uzun zamandır çiçek koklamamışcasına bir nefes aldı. Koskocaman gülümsedi. " Ils sont si beaux, merci."
~Çok güzeller, teşekkür ederim.~

Nazikçe, başımla teşekkürünü kabul ettim.

Youngjae'in elleri babasına çekmiş olmalıydı. Çünkü Felicia'nın elleri benimkilerden yalnızca biraz küçüktü. Ve Felicia, ortalama kadın boyunun oldukça üzerindeydi. Youngjae'yle aynı boyda sayılırdı. Çok hoş bir hanımdı. Saman sarısı saçları, yeşile çalan ela gözleri vardı ve Youngjae neredeyse her şeyini ondan almıştı. Saçlarını, gözlerini, vücudunun ince hatlarını ve dudaklarınının cüretkar kıvrımlarını... İlk defa görüyor olduğum ama fazlasıyla tanıdık gelen bu sima, beni yabancı hissettirmekten çok uzaktı. Sanki Felicia'yı yıllardır tanıyordum. 

◇°◇°◇°◇°◇°◇°◇°◇°◇°◇°◇

Youngjae annesinin saçlarını tararken biz de sohbet ettik. Youngjae'in benden ne de çok ve hayranlıkla bahsettiğini, çok yakışıklı olduğumu ve edebiyat okuduğumu duyduğunu söyledi.

" Piknik yapmayalı çok uzun zaman olmuştu. Biraz temiz hava almak için çok heyecanlıyım." deyip kıkırdamıştı.

" Youngjae de size çekmiş olmalı, pikniklere bayılıyor." dediğimde sırıtarak bir bana bir Youngjae'e baktı.

" Oğlumun fevakalade zevkleri olduğunu kabul ediyorum. "

İkisi kahkahayı basarken ben sessizce gülmüştüm. Felicia'nın utangaç bir mizahı vardı. Söylemek istediği şeyleri doğrudan söylemek yerine masum şakalar yapıyordu. Youngjae, flörtöz yanını ondan almış olmalıydı.

Art Cherry' • 2jae *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin