• 22 •"Monsieur Beau Im Jaebum."

418 42 33
                                        


• Instant Crush ~ Duft Punk & Julian Casablancas •

Işıltılı beyaz teni ve teninden daha parlak olan ela gözleriyle beni bekliyordu. Heyecanı, mutluluğu ve özlemiyle, neredeyse benimle birdi. Kalbim, göğüs kafesimi, dışarı fırlatmak için zorlarken, nefesimi tuttum. Zaten, ciğerlerimin de işlevlerini yerine getirmeye niyetleri olduğu söylenemezdi. Yanaklarımı ağrıtan bir gülümsemeyle elinde tuttuğu kâğıda baktım.

Monsieur Beau Im Jaebum.

Dudaklarımdan kaçan kahkaha dikkatleri üzerime çekerken, benim dikkatimse yalnızca ona odaklıydı. Bana, bir saniyeliğine, sıcacık bir gülümsemeyle baktıktan sonra koştu ve üzerime atladı. O anda, yeniden nefes almaya başlamıştım.

" Jaebumm! " diye şakıdı.

Bavulumu umursamadan yere fırlattım ve kollarımı ona sardım. Adını acele etmeden, uzun uzun, iç çeker gibi telafuz ettim.

" Youngjaee... "

Boynuma dolanmış bir şekilde kokumu içine çekti. Ben de aynısını yaptım. Kiraz, şarap, hanımeli... Ah, bu kokuyu nasıl da özlemiştim. Elleri saçlarım arasına girdiğinde iç çektim. Benim parmak uçlarım da onun belini tavaf ederken, iç çekti. Havaalında olmamız dışında her şey mükemmeldi. Az da olsa geri çekilerek, yüzüne baktım. Dudakları kızıl, gözleri ela saçlarıysa hatırladığım kadar sarıydı. Çok güzeldi. Özlediğim her şeydi.

" Ücretimi talep ediyorum. " dediğimde, mükemmel bir kıkırdamayı dudaklarım üzerine bıraktı.

" Çok sabırsızsın. " dedi.

Gülerek dudaklarına doğru fısıldadım. Soğuk pirsingim ben konuşurken, onun sıcak dudaklarına çarpıyordu.

" Maalesef ki öyleyim. "

Bu kirazları tatmayalı çok olmuştu ve daha fazla bekleyebileceğimi sanmıyordum. Tam dudaklarına ulaşıyordum ki biri bizi böldü. Kısık sesle bir küfür savurdum. Youngjae kıkırdadı fakat sesin geldiği yere dönünce gülümsemesi soldu.

" Jaebum? "

Gördüğüm kişiyle, büyük bir şok yaşadım. Onu görmeyeli çok olmuştu.

" Juin? "

Juin kocaman gülümseyerek sarılmak için kollarını açtı fakat daha sonra Youngjae'i fark ederek, iki adım geriledi. Bunu istemsizce yaptığı anlaşılıyordu. Yüzündeki gülümseme sönmek yerine daha da genişledi.

" Ah kabalık ediyorum. Merhaba ben Juin." dedi.

Youngjae yarı gergin bir ifadeyle bir bana bir Juin'e baktım. Rahatlaması için gülümsedim.

" Sana daha önceden bahsettiğim arkadaşım. " dedim.

Youngjae, üzerinden yük kalkmış gibi nefesini dışarı verdi ve samimi bir şekilde gülümsedi. Rahatlamasına sevindim. Juin konuşmasına izin vermeden, neşeyle atladı.

" Sen, Jaebum'un deli olduğu Youngjae olmalısın. "

Öksürdüm. Bunu demesini beklemiyordum. Youngjae yarım bir sırıtışla bana baktıktan sonra, elini Juin'e uzattı.

" Oui. Sanırım o benim. "

Juin neşeyle Youngjae'in elini sıktı.

" Memnun oldum Youngjae. Gerçekten. "

Güneşim oldukça dürüst bir şekilde yanıtladı.

" Ben de. "

Juin, mavi gözlerini Youngjae'den ayırıp onları izleyen bana baktı.

Art Cherry' • 2jae *Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin