9♡

2K 224 106
                                    

Canım çilekli süt çekti ama mutfağa gitmeye çok üşeniyorum

Bang Chan

  Bi on dakika daha orada oturup konuşmadan eve gitmiştik. Eve gider gitmez odasına geçmişti Seungmin. Ben de salondan açılan balkona geçmiştim. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. Niye sinirlenince başka birine dönüşüyorum? Hatta dur daha iyi bi sorum var. Niye bu kadar çok sinirleniyorum. Tüm gece boyunca kendimi insanlara verdiğim zararları düşündüm. Hiç uyumadan.

  Hava aydınlanmaya başlayınca balkondan çıkıp içeri geçtim. Mutfağa girdiğimde Seungmin su içiyodu. Gözlerimi kaçırıp buzdolabına doğru ilerledim.

Seungmin

  Tüm gece uyumayan Chan'ı uzaktan izlemiştim. Hareketlendiğinde salondan çıkıp mutfağa koştum ve sanki yeni uyanmış rolü yapmaya başladım. Chan mutfağa geldiğinde içimden umarım fark etmemiştir diye kendi kendime konuşuyodum.

  Buzdolabına doğru ilerlediğinde elimdeki su bardağını tezgaha bırakıp yanına ilerlemiştim. Açtığı dolaptan bi tane çilekli süt aldım. "Gözlerini benden kaçırmaya devam ediceksen giderim."dedim. Anında gözlerime bakmıştı. Ona sarılmak istesemde yapamadım. Tamam bana isteyerek zarar vermiyo ama korkum sevgimin üstüne geçiyodu. İç çekip odama gittim. Geldiğimden beri tüm evi gezdim ama kaldığım odaya hiç bakınmamıştım. Biraz bakınmaya karar verdim. Bi yandan sütümü içip bi yandan güzelce dolaşıyodum. Çalışma masasının çekmecesini açtığımda bi defter vardı. Kaşlarımı çatıp sandalyeye oturdum ve merakıma engel olamadan okumaya başladım.

  Chan'ın günlüğüymüş. İlk sayfayı okuduğumda anladım. Diğer sayfaları okumamam gerekirdi özeli sonuçta ama belki içinde ona yardım edebilceğim bir şey yazıyodur. Bi merak ettiğim şey de neden Felix'in odasında? Neden kendi odasında değil? Okumaya devam ettim ve her sayfada Chan'ı daha iyi anlamış daha iyi tanımıştım.

Bang Chan

  Seungmin gittikten sonra yapıcağım bir şey olmadığını fark ettim. Onu bu kadar üzmeseydim belki şu an mutlu bi şekilde kahvaltımızı ediyo olurduk. Aslında eğer ben bi adım atmazsam hala küs olabilirdik. Bi saniye küs mü? Her neyse odasının kapısına gittim ve bi kaç kez tıkladım. İçerden ne var diye bağırmıştı yani bağırmadı ama off işte anladınız siz.

  "Gelebilir miyim?"diye seslendim. "Bekle."dedi ve yaklaşık on beş saniye sonra kapıyı kendisi açtı. "Ne istiyosun?"diye sordu. Bir şey demeden içeri geçtim ve kapıyı kapadım. Ani hareketimle bi kaç adım geri yürümüştü. Üstüne yürümeye başladım ama sinirli değil sakince. Planım işe yarıyodu ben ilerledikçe o geri geri gidiyodu. En son yatağa gelmiş ve sırt üstü yatağa düşmüştü. Planımın gerçekleşmesi sevinciyle ben de yatağa zıpladım ve ikimizide yorganın içine aldım. Sıkıca sarıldığımda ilk başlarda bırakmamı söylemişti ama sonra oflayıp konuşmayı kesmişti.

  Saçına minik bi öpücük kondurup kokusunu içime çektim. Dünyanın en güzel kokusu olabilir. O anın huzuru ve uykusuzluğum ile uyuya kalmışım. Uyandığımda Seungmin bana bakıyodu. Hafifçe güldüm. "Niye kalkmadın uyandıysan?"diye sordum ve cevabı anında aldım. "Bu kadar sıkarsan kalkamam."demesiyle kahkaha atmış kollarımı ondan çekmiştim. Yatakta oturur pozisyona gelmişti. Ben ise başımı yastıktan kaldırmamıştım. Görüş alanımdaki elini tuttum ve oynamaya başladım. "Normal biri olsa dün yaptıklarımdan sonra giderdi. Sen niye benimle kaldın?"diye sordum. Biraz sonra "Çünkü-"demiş ve gerisini getirmemişti. Ona bakıp "Çünkü?"diye sordum. "Çünkü seni bırakmak istemedim."dedi. Aynısı benim içinde geçerli bu kadar kısa sürede ona bağlanmıştım ve onu bırakamazdım. O gitmek istese bile bi yolunu bulur geri döndürürdüm. Bu saatten sonra benim korumam altında ama tek bilmediğim şey kimden koruycağım. Elini bırakıp ayağa kalktım ve tuvalete gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra aklıma Seungmin'in kaç gündür aynı pijama ile durduğu aklıma geldi. Koşarak odasına gittim ve "Alışverişe çıkıyoruz."dedim. Normalde işe gitmem lazım ama kafenin sahibi tatilini bi haftaya uzatmış. Benim işime yaramıştı aslında. Paramı alıyor ve tatil yapıyordum mis.

  Seungmin'e kendi dolabımdan ona uyacak idarelik kıyafetler verdiğimde giymiş ve dışarı çıkmıştık. Bi alışveriş merkezine gidip mağazaları gezmeye başladık. Ben ona bir şeyler gösteriyodum ama o tarzı olmadığını söyleyip geri çeviriyodu. Tarzını merak ediyorum açıkçası.

  Alışverişin sonunda kendine birkaç şey almıştı. Ben de ona çaktırmadan bir şey almıştım. Tuvalete gittiğinde hızlıca bi mağazaya girmiştim aldığım şey biraz pahalı ama işine yarıycak bir şey.

  Eve geldiğimizde kendimi direkt koltuğa attım. Ama Seungmin beni zorla kaldırmış ve elimi yıkamam için tuvalete göndermişti. Ben de giderken ona peki anne diye seslenmiştim. Arkamdan gülmüştü. Tuvaletten çıktığımda odasında kıyafetlerini dolabına yerleştiren Seungmin'e koştum. İlk başta hafif korkmuş ama kıyafetlerini yerleştirmeye devam etmişti. İşi bitince bana baktı. Kafasını noldu anlamında salladı. "Sana bi hediyem var."diyip arkamda tuttuğum poşeti çıkarıp ona uzattım. Şaşırmıştı. Kaşları yukarı kalkık bi şekilde poşetin içindekini çıkarmış ve bana gözleri dolu bi şekilde bakmıştı. "Ağlamıycaksın değil mi?"dememle ağlamaya başladı. Bana sarılıp teşekkür etti. Gülerek "Sadece telefon aldım niye ağlıyorsun?"diyr sordum. Benden ağrıldı ve gözlerini sildi. "Bu hayatımda aldığım ilk hediye ondan ağlıyorum."dedi zarzor. "Ya ama kıyamam ben sana."diyip bu sefer ben sarıldım.

  Biraz öyle kaldıktan sonra yine dışarı çıkmış ve bir şeyler yemek için küçük ama tatlış bi kafeye gitmiştik. Güzelce karnımızı doyurup biraz sohbet ettik. Bugün ilk defa dışarı çıkıp gezmiştik ve acayip mutlu hissediyodum. Kafeden çıkıp biraz gezinmeye başladık. Sokakta birsürü sevgili el ele yürüyor,bazıları sokak sanatçılarının önünde dans ediyor,bazıları aynı yemeği paylaşıyor,bazıları ise tutkuyla öpüşüyordu. Sevgilerini kıskanmıştım açıkçası. Yanımsa yürüyen Seungmin'e baktığımda o da sevgilileri izliyor ve her başkasını izlediğinde dudağını büzüyordu. Bu sevimli haline gülümsedim ve artık eve gitmemiz gerektiğini söyledim. Kafasını sallamış ve eve gitmiştik.

  Eve geldiğimizde Seungmin sessizdi. Yorulmuş olmalı sürekli esniyor gözlerini ovuşturuyodu. Bu hali benimde uykumu getirmişti. Odalarımıza geçtik. Yatağıma uzandığımda bugün gördüğüm sevgililer geldi aklıma. Hepsi çok mutlu gözüküyor eğleniyorlardı. Onları düşünürken aklıma Seungmin'in tatlı yüzü gelmişti. Öylece kendimi uykuya bırakmış ve rüyalara dalmıştım...

Farklı bişiler denemeye çalıştım nasıl olmuş? Valla aklımda fikir olmadan yazıyorum mantık hataları varsa kusura bakmayın sonraki bölümde görüşürüz muah♡

algophobia~chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin