18♡

1.5K 171 90
                                    

1k okunma olmuş hepinize çok teşekkür ederim. O güzel yanaklarınızı öpüyorum muah<3😭

Bang Chan

  Hepimiz hazırlanmış kapının önünde Hyunjin ve Jisung'u bekliyorduk. Adamlar şakalaşmaktan hazırlanmayı unutuyolardı.

  En son onlar da geldi ve dışarı attık kendimizi. Seungmin geçen alışverişe çıktığımızda aldığımız kıyafetleri giymişti. Çok güzel duruyordu üstünde. Sadece kot ceket içine beyaz tişört ve kot pantalon giymişti. Ha bir de siyah sırt çantası vardı. Ne koydu içine bilmiyorum ama baya dolu gözüküyodu.

  Alış-veriş merkezine yürüyorduk. Herkes birbiriyle sohbet ediyordu. Changbin ve Felix hariç. İkisi bizden biraz da geriden geliyodu. Birbirleriyle sessiz sessiz konuşuyorlardı. Felix'in gözleri dolmuştu bi ara ama Changbin ona sarılıp alnını öpmüştü.

Hyunjin:
"Vayyy şu aşıklara bakın hele. Yerim ama ben sizi. Ay çok güzelsiniz ya."

Changbin:
"Hyunjin şimdi değil...siz gidin biz Felix ile birazdan geliriz."

  Herkes nedenini soruyordu. Felix bunalmış gibi gözüktüğünden hepsini susturdum ve yürümeye devam ettik.

  Felix benim için çok değerliydi ve ben onu üzgün görmeye dayanamıyodum. Onunla aramızdaki ilişki kardeş gibi de değildi. Sanki bi ruhun iki vücudu varmış gibi düşünün...

  Alış-veriş merkezinin tam önünde duruyoduk şu an. Baya büyüktü. Seungmin biraz gergin gözüküyordu. Elini tuttum ve baş parmağım ile okşamaya başladım.

Jeongin:
"Hadi girelim neyi bekliyoruz."

  Sevinçle söylediğinde gülmüştüm. Hep birlikte içeri girmiştik. Diğer günler çok kalabalık olurdu normalde ama bugün daha sessizdi. Herkes etrafa bakınırken Jisung'un bağırmasıyla ona baktık.

  Koşarak bi mağazanın camına yapışmıştı.

Jisung:
"İşte buldum seni hahah. Her yerde seni arıyorum canım ayakkabım. Sonunda kavuşucaz."

  Mağazanın içine girdiğinde biz de arkasından gittik. Ayakkabıyı hemen denemiş ve parasını ödemek için kasaya gitmişti. Cüzdanını çıkarıcaktı ama Minho onu durdurmuştu.

Jisung:
"Ya Minho hyung bak zaten kaç aydır arıyorum alamadım. Lütfen alıyım. Lütfen lütfen lüt-"

Minho:
"Ben alıcam zaten Jisung bi susup dinlesen anlıycan."

  Jisung'un ağzı açık kalmıştı. Her an bayılabilcek durumdaydı sanki.

  Ayakkabısını almıştı Jisung hatta Minho almıştı ona. Sonra bi giyim mağazasına girdik. Aklım hala Felix ve Changbinde olmasına rağmen kıyafetlere bakıyodum.

Jeongin:
"Chan hyung bu bana yakışır mı?"

  Elindeki gömleği üstüne tutmuş bana gösteriyodu.

Chan:
"Yakışır tabii. Çok güzelmiş nerden buldun?"

Jeongin:
"Bak şurda gömlekler var orda. Ben bunu alıcam o zaman."

Chan:
"Al al yakışır sana."

  Jeongin gittikten sonra gösterdiği gömleklerin bulunduğu yere gitmiştim. Her çeşit gömlek vardı. Renkli gömlekler, sade iş gömlekleri,kısa kollu gömlekler, kot gömlekler. Daha sayardım da neyse.

  Gözüme çarpan bi gömlek vardı. Üstünde minik bulut desenleri olan kısa kollu bi gömlek. Aklıma anında Seungmin geldi. Ona kesinlikle çok yakışırdı. Hemen bedenine bakmaya başladım.

  Bedenini bulduktan sonra kasaya gidip hemen ödedim ve hediye paketi yaptırdım. Mağazadan çıktığımda hepsi beni bekliyodu. Yanlarına gittiğimde Hyunjin çok acıktığını söylemişti. Diğerlerininde bir farkı yoktu.

Minho:
"E çıkalım o zaman yemek katına."

Chan:
"Dur bi Felix'i arıyım. Naptılar acaba?"

  Felix'i aramıştım. Üçüncü çalışta açmıştı. Ama kendisi açmamıştı. Changbin vardı telefonda. Felix'in tuvalette olduğunu çıkınca geliceklerini bizim de yemeye başlamamızı söylemişti. Telefonu kapandıktan sonra yürüyen merdivene binmiştik.

Jeongin:
"Hyunjin hyung bi baksana."

Hyunjin:
"Hıh noldu?"

Jeongin:
"Bu gömleği aldım da yakışır mı sence? Chan hyung yakışır dedi. Pek benim tarzım değil ama yeni şeyler denemek istiyorum."

Hyunjin:
"Eminim harika olucaktır. Sen ne giysen yakışır sonuçta."

  Hyunjin aşık aşık bakmaya başlamıştı Jeongin'e. Jeongin biraz utanıp başka tarafa çevirmişti bakışlarını. Gülümsedim.

  Yemek katına geldiğimizde Jisung'un ağzından sular akıyodu. Herkes istediği yerden almıştı yemeğini. Birtek Seungmin almamıştı. Herkes oturmuş yemeye başlamıştı. Ben de Seungmin'in kulağına yaklaştım.

Chan:
"Neden bir şey almadın?"

Seungmin:
"Canım istemedi."

Chan:
"Sebebin bu olmadığını biliyorum. Söyle hadi."

Seungmin:
"Giyim mağazasında bi pantalon beğenmiştim alıcaktım ama çalışan bana çok kilolusun olmaz o sana diyip dalga geçti. Biraz zayıflamam lazım sanırım. Çok kilo aldım."

Chan:
"Seungmin saçmalama. Kilolu değilsin. Tam tersine zayıfsın. Yemek yiyip kilo alman lazım. Hadi şimdi al benim hamburgerimi. Ben gidip başka alıcam kendime. Ayrıca sırf tanımadığın bi çalışan için kendini üzme. Çıkışta mağazaya gidip hangi çalışcansa konuşucam onunla."

  Elini öpüp kendime başka hamburger almaya gittim. Geri döndüğümde masada Changbin ve Felix oturuyodu. Gülümsedim.

Chan:
"Yemek yediniz mi siz?"

Felix:
"Yedik yedik. Hadi siz de yiyin de liseye gidelim artık. Çok özledim."

Jeongin:
"Ya hayır ilk oyuncakçıya gidicektik. Jisung hyung bana söz verdi. Banane banane."

  Hepimiz gülmeye başladık.

Minho:
"Tamam tamam. Gideriz oyuncakçıya."

  Kahkalarının arasından zar zor konuşmuştu Minho. Jisung'un onu izlediğinden habersizdi. Jisung ona çok aşıktı. Her şeyini verirdi onun için ama Minho öyle değildi. Anlattım zaten. Minho'nun hiç ciddi bi ilişkisi olmadı ki.

Eveeett burda bitiriyorum. Çok acıktım. Canım hamburger çekti valla. Seungmin ye koçum ye. Biz yiyemiyoz😭oruçluysanız sizinde canınızı çektirdim valla kusura bakmayın ama benimde canım çekti aaa sljdpenslnddl

algophobia~chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin