algophobia~chanmin

17♡

Beğeniyor musunuz? Cidden yorum olmadığı için üzülüyorum. En azından bir yorum atsanız😔

Seungmin

  Chan'ın arkadaşlarını sevmiştim. Sadece Minho isimli çocuk biraz soğuktu ama kötü birisi değildi. Ama en iyi Felix ile anlaşıyodum. Dün sabah Changbin ile hafif tartıştıklarında Felix ile iyice konuşup onu tanımıştım. O iyi birisiydi. Bir de Jeongin diye bir çocuk var. Onu da sevdim.

  Şu an salonda Jeongin ile oturuyoduk.

Jeongin:
"Seungmin hyung baksana. Senin instagram hesabın var mı?"

Seungmin:
"İnstag- ney? O ne ya?"

Jeongin:
"Sosyal medya uygulaması. Gel sana da yükleyelim."

Seungmin:
"Güvenilir mi ki?"

Jeongin:
"Güvenilir güvenilir. Ver telefonunu bana."

  Cebimden telefonu çıkarıp Jeongin'e verdim. Neydi ismi ya? İnstag aman her neyse işte. Jeongin tuhaf tuhaf şeyler yapmıştı. En sonunda telefonu elime geri verdi. Telefona baktım. Sonra da Jeongin'e.

Seungmin:
"Ee napcam ben şimdi bununla?"

Jeongin:
"Bak ilk olarak bizi takip et. Chan hyung'u falan işte. Dur ben hemen yapıyım.

  Telefonu elimden kapıp birkaç kişiyi takip etmişti.

Jeongin:
"Bak bu Chan hyung'un hesabı. Diğerleri de bizimkiler işte. Anlamadığın bir şey varsa sorarsın ben tuvalete gidiyorum."

  Jeongin giderken arkasından baktım bi süre. Sonra telefona geri döndüm. Chan'ın hesabı. Biraz gezinmeye başladım. Fotoğrafları acayip iyiydi. Adam yakışıklı abicim napalım işte.

Seungmin:
"Çüş 8k takipçi mi? Kim by kadar takip ediyo ki Chan'ı."

Chan:
"Kıskandın mı?"

  Yanıma gelip oturmuştu.

Chan:
"Demek instagram açtın he. Hızlı ilerliyosun teknolojide."

Seungmin:
"J-jeongin açtı ya."

  Güldü ve yanağımı sıktı. Sonra telefonuna dönüp bir şeyler yapmaya başladı. Merak ettiğim için izliyodum.

Seungmin:
"Aa benim hesabım. Niye takip ettin ki beni?"

  Yine güldü.

Chan:
"Niye takip etmiyim Seungmin. Sen beni takip ediyosun aaa."

  Daha çok gülmeye başladı.

Seungmin:
"Ya of dalga geçme. Zaten doğru düzgün bilmiyorum şu telefon olayını."

  Ellerimi önümde birleştirdim ve dudağımı büzdüm. Chan gülmeye devam ediyodu.

Chan:
"Ya bak özür dilerim hadi küsme bana. Eğer küsersen o büzdüğün dudakları öperim."

Jeongin:
"Öhöm. Chan hyung?"

  Chan hemen sustu ve Jeongin'e baktı.

Chan:
"E-efendim Jeongin."

Jeongin:
"Bizim deliler hala uyanmıyo. Gece yemeğe bir şey mi koydun. Ama ben de yedim yemekten."

Seungmin:
"Ben uyandırırım."

Chan:
"Sen mi?"

Seungmin:
"Evet. Sana biraz trip atıcam. Yaklaşma yanıma."

  Uyuyanların odasına gitmiştim. Arkamı dönüp Chan'ın suratına bakmak istiyordum ama trip atmam lazımdı eheh.

  Odaya girdiğimde Hyunjin hariç diğer ikisi uyuyodu. Hyunjin ise telefonuna bakıyodu.

Hyunjin:
"Takip isteği atan sen misin Seungmin?"

  İlk başta anlamadım ama İnstagram mıydı neydi ondan bahsediyo herhalde. Kafamı salladım.

Seungmin:
"Bunları nasıl uyandırabilirim?"

Hyunjin:
"Minho hyung'u bırak kendisi uyansın döver seni uykusu kıymetlidir. Jisung'u hafif dürt uyanmazsa tokat at. Bu kadar."

  Ne değişikler diye geçirdim içimden. Jisung'u dürtmeye başladığımda uyanmadı sonra Hyunjin'in dediği gibi tokat attım hafifçe. Uyanmıştı bu sefer.

Jisung:
"Hyunjin sensin dimi ağzı- ha sen miydin Seungmin. Pardon ya Hyunjin sanmıştım."

  Önemli olmadığını söyleyip odadan çıkmıştım. Felix ve Changbin'e bakmak için odalarına girdim yavaşça. İkisi birbirine sarılmış güzelce uyuyolardı. Gülümsedim ve çıktım odadan. Mutfağa kahvaltı hazırlamak için indiğimde Chan da oradaydı.

Chan:
"Hala trip mi?"

  Cevap vermedim ve dolaptan minik minik kahvaltılıkları çıkarmaya başladım. Buzdolabından domates ve salatalık çıkardım. Tezgaha ilerledim ve küçük küçük doğramaya başladım. Chan'ın gönlümü alması lazımdı yoksa trip atmaya devam ederdim.

Chan:
"Ya valla özür dilerim. Kırılcağını bilsem konuşmazdım. Lütfen trip atma. Üzülüyorum."

  Bu sefer o dudağını büzmüştü. Ama dayanamam ki bu haline. Çok acayip bebek gibi olmuştu.

Seungmin:
"Of tamam hadi trip atmıyorum. Ama bidaha kırma beni."

  Sevinçle gülümseyip arkamdan sarıldı ve boynumu öpmeye başladı.

Seungmin:
"Dur elimde bıçak var. Gıdıklanıyorum yapma."

  Arkamdan ayrılıp bıçağı aldı elimden ve beni kendine döndürdü. Tezgahla arasına sıkıştırdığında korkmuştum. Biraz ciddileşmişti. Kalbim hızlanmıştı. Çok yakındık. Tamam çok kez yakın olmuştuk bu şekilde ama hala alışamadım. Heyecanlanıyodum. Belimde parmaklarını gezindirmeye başlamıştı ve yüzünü yüzüme daha çok yaklaştırdı. Biri gelse acayip utanırdım. Onun korkusu bunun heyecanı. Kalpten gidicem şimdi.

  Yüzüme daha çok yaklaşmıştı öpmek için.

Jeongin:
"Ya of sizi ikinci basışım. Özür dilerim devam edin."

  Chan benden ayrılıp birkaç adım geriye attı. Yerin dibine girmiş gibi hissediyodum. Cidden Jeongin'in yüzüne bakabilceğimi düşünmüyorum artık. Çok utanırım.

♡♡♡♡♡♡♡♡

  Herkes mutfağa gelmişti ve güzelce kahvaltımızı etmiştik. Şu an salonda kimimiz yatıyor kimimiz oturuyor kimimiz ise yerde oturuyordu. Bugünün planını yapıyolardı ben de sessizce onları dinliyodum.

Chan:
"Şimdi iki günümüz var. Haftasonu. O yüzden güzel kullanmalıyız. Havalar ısınıyo yarın güneşli olucakmış. Bugün daha kapalı ve esintili. O yüzden sıcak havada yapabilceğimiz şeyleri yarına bırakalım. Evet,bugün için düşüncesi olan var mı?"

Felix:
"Alış-veriş merkezine gidelim bence."

Hyunjin:
"Olabilir. Sonra da eski okula mı gitsek. Liseye. Bi ziyaret olur."

Chan:
"Güzel fikir. İlk alış-veriş merkezi sonra lise zamanımız kalıyo akşam ne yaparız?"

  Aklıma bir şey gelmişti ama diyip dememe arasında kararsız kalmıştım. Chan'ı dürttüm ve kulağına eğildim ve fısırtılı konuştum.

Seungmin:
"Liseden çıktıktan sonra kafeden içeçek alırız ve yürüyerek eve geliriz keyifli olur. Sonra mısır patlatıp korku filmi açarız. Ne dersin?"

  Biraz düşündü ve herkese teker teker baktı.

Chan:
"Tamamdır bugün her şey tamamlandı. Alış-veriş merkezi, lise,kafeden kahve alıcaz sonra eve yürürüz en sonda mısır patlatıp korku filmi açarız."

  Herkes birbirine bakıp kafasını sallamıştı. Gülümsedim.

Minho:
"İyi o zaman hazırlanın. Vaktimizi güzel değerlendirelim. "

Tüm günü içeren bölümü daha sonra atıcam. Bölüm bölüm daha iyi olur gibi geliyo<3