16♡

1.5K 175 74
                                    

Valla öylece yazıyorum heğ aklımda fikir fln yok nasıl bitirsem bunu onu bile bilmiyorum

Bang Chan

  Diğer ailem olarak düşündüğüm çocuklar şu an yemek yiyodu. Dedim size her saniye yemek yiyolar. Biz daha önce yediğimiz için yemiyoduk ama Felix sinirinden yiyodu. Changbin'e sinirinden.

Chan:
"Ee naptınız yolda? Nasıl geçti? Rahat geldiniz mi?"

Jeongin:
"Valla hyung bunlar hep tıkındılar."

Hyunjin:
"Hah diyene bak. Bizden daha çok yedin be sen."

  Onlar tartışırken gülmüştüm bu hallerine. Özlemiştim onları. Tartışmaları bile güzeldi.

  Yanımda sessizce oturan Seungmin'e baktım. Onu tanıtmam lazımdı sanırım. Ama nasıl tanıtıcağımı bilmiyodum.

Minho:
"Chan hyung. Bu kim?"

  Ben anlatmaya kalkışamadan Minho sormuştu zaten. Seungmin bana baktı. Tam konuşcaktım ki lafım Seungmin tarafından kesildi.

Seungmin:
"Ben Seungmin. Buraya bi süre misafirliğe geldim."

Minho:
"Kısaca Chan'ın sevgilisiyim desene işte."

Jisung:
"Hyung utandı çocuk."

Minho:
"Yani? Banane."

  Jisung kırılmıştı biraz. Minho genelde böyleydi ama Jisung alışamamıştı Minho'nun ruhsuzluğuna.

  Jisung hemen yanında oturan Seungmin'in sırtına kolunu attı ve sofradan bir şey alıp ona yedirdi. Jisung birilerine yemek yedirmeyi severdi. Mutlu olurdu bunu yaparken. Seungmin aç olmadığını söylüyodu ama Jisung sanki bi bebeğe yediriyomuş gibi devam ediyodu. Hafif kıkırdadım bu hallerine.

Changbin:
"Ee yarın napıyoruz?"

Felix:
"Bilm-"

  Felix'in diyceği yarıda kesilmişti. Changbin'e cevap verdiğini geç anladı sanırım.

Hyunjin:
"Bilmem demek istedin herhalde."

Felix:
"Hıhı evet."

Jeongin:
"Chan hyung bu ikisinde bi haller var. Noldu bunlara?"

  Bi Felix'e bide Changbin'e baktım.

Changbin:
"Üç yıllık hikaye Jeonginciğim. Sonra anlatırım ben sana."

Jeongin:
"Tamam hyung."

  Aradan biraz zaman geçmişti. Yemekleri bitirmişlerdi. Ayılar. Hyunjin ve Minho yine saçma bi olay çıkarıp tartışmışlardı. Ama beş dakika sonra hiç bir şey olmamış gibi hala birbirleriyle şakalaşıyolardı.

  Salonda oturup biraz eskilerden konuştuk. Bazı anıları anlatırken gülüyoduk ama bazı kötü ve zorlu anılarımız da vardı. Onlardan konu açılınca birimiz hemen kapamaya çalışıyodu. Bu grup çok olay yaşamıştı. Ortaokuldan buraya kadar.

Hyunjin:
"Ay Felix basketbol oynarken kafasına top gelmişti. Kıyamam şişmişti kafası."

Felix:
"Kıyamam mı? Lan her saniye dalga geçtiniz benimle."

  Felix ve Seungmin hariç herkes gülmeye başlamıştı.

Felix:
"Sen gülme istersen Changbinciğim."

Changbin:
"Ya yine naptım sana?"

Chan:
"Şt sonra edin kavganızı."

Jisung:
"Ve Chan hyung olaya el atar. Ardından herkes susar."

  İmalı imalı söylemişti son cümlesini.

Jeongin:
"Chan hyung benim uykum geldi nerede yatıcam."

  Ayağa kalkıp gelmelerini söyledim. İlk önce dörtlünün kalıcağı odayı gösterdim. Sevmişlerdi. Yataklarda zıplayıp rahatlık testi yapmaya başladılar. Güldüm ve odanın kapısını kapadım.

  Seungmin ile kavgalı ikiliye bakıyoduk. Yatak çarşafını kalpli yapmıştık ve bunlar küstü. Aldık başımıza belayı.

Chan:
"Sizin uykunuz var mı?"

Felix:
"Var ben odama geçiyim."

  Diyip girmişti odaya. Yatağa uzanmıştı direkt.

Changbin:
"Ben nerde yatıcam."

  Seungmin ile birbirimize baktık ve aynı anda elimizde Felix'in yanını gösterdik.

Changbin:
"Ciddi olamazsınız. Yok hayır ciddisiniz. Abi ben yatsam Felix izin vermez ki yatmama."

Chan:
"Verir verir hadi biz yattık."

  Changbin'i oracıkta bırakıp odama koşmuştuk ikimizde. Barışırlardı umarım. Yoksa sabah ikisi de aynı anda döverdi beni.

  Seungmin yatağa girmişti bile. Yorulmuştum. Çok konuştuk tabii normal. Ben de yanına uzandım ve tüm gün çekemediğim kokuyu çektim içime. Güzelce uyumuşum.

Changbin ve Felix

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Changbin ve Felix

Felix

  Mutsuzdum. Usun süre sonra ilk defa yatağa mutsuz girmiştim. Neden böyleydim ki. Herkese tatlı ve iyi yönümü gösterebiliyorum. Ama neden Changbin'e karşı böyleyim. Onu her şeyden çok seviyorum ama sevgimi gösteremiyorum.

  İstemsizce gözümden bir yaş akmıştı. Yastığıma sıkıca sarıldım. Ağlıyodum ama sessizce. Changbin'in bana sabahki siniri kalbimi kırmıştı. Ama haklıydı.

  İstemsizce daha çok ağlıyodum ve yastığıma daha sıkı sarılmıştım. Changbin'i istiyodum. Şu an yanımda olsa güzel olurdu. Gerçi ben yine onu sinirlendirirdim. Bi süre ağladım. Baya ağladım.

  Ama ağlamam belimde hissettiğim el ile hafiflemişti. Arkamı döndüm. Changbin'i görmeyi beklemiyordum ama zatrn kim bana sarılırdı ki bu şekilde?

  Sarıldığım minik yastığı yere fırlattım ve üç yıldır yapmak isteyipte yapamadığım şeyi yaptım. Sarıldım sonunda ona. Ağlıyodum hala. Kafamı boynuna gömdüm iyice. Ama o çenemden tutup kendisine bakmamı sağlamıştı.

"Ağlama lütfen. Sen bu şekildeyken iyi hissetmiyorum."

  Hemen silmiştim göz yaşlarımı ve zor da olsa kesmiştim ağlamayı. Bu gece ona diyemediğim ve yapamadığım şeyleri yapmak istiyodum. Bu gece ve sonrasında. Artık kavga etmek istemiyordum. Kendimi kontrol edebilirim.

  Şu an ona ve dudaklarına ihtiyacım varmış gibi geliyodu. Ama daha önce ne o beni öptü ne de ben onu. O yüzden cesaret edemedim. Sadece daha sıkı sarıldım ve onu sevdiğimi söyledim ağlamaktan tuhaflaşam sesim ile. Karşılık olarak ben de sevildiğimi duymuştum.

  Onun yanında huzurlu hissediyordum. O bana gönderilen bir melekti. Ben ise meleğin kalbini her gün kırmıştım ama artık o kalbi onarmak istiyorum.

Ay sanırım bu kurgu biter bitmez changlix kurgusu yazıcam. Bayılıyorum changlixime.
Hadi öptüm sizi muah♡

algophobia~chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin