Medya canım changlixime özel olsun
Bang Chan
Seungmin'i biraz sakinleştirdikten sonra markete gittim. Neredeyse bir saat sonra cebimde kalmış az para ile marketten çıktım. İç çekip eve doğru yol aldım. Ama gözüme bir şey çarpmıştı. Gittiğim ara sokağın taş duvarına yapıştırılmış Seungmin fotoğrafı ve kayıp,aranıyor yazısı.
Anlık kalp krizi geçirmiştim sanırım. Dünya bi kaç saniyeliğine durmuştu. Duvara iyice yaklaştım. Yavaş yavaş. Hala anlamaya çalışıyordum. Yapıştırılmış kağıdı yerinden sertçe çıkardım. Sinirimi bozmuştu. Ama sakin olmalıydım. Derin nefes aldım ve elimdeki kağıt ile eve yürümeye başladım.
Eve girdiğim anda koşarak yanıma gelmiş ve elimdeki poşetleri alan Seungmin'e baktım. Mutfağa ilerlerken "Nerdesin iki saattir canım çıktı seni özledim."demişti. Tezgaha poşetleri bırakıp bana sarılmıştı. Ellerimle hafif ittirip yüzüne baktım. Kaşlarını çatmıştı. Yürürken hırkamı cebine soktuğum kağıdı çıkardım. Ona doğru uzattığımda eline almış ve şaşkınlıkla incelemeye başlamıştı. Korkuyla yüzüme baktı. Gözlerindeki çaresiz, umutsuz, korkulu bakışları sanırım hayatım boyunca unutamam.
"B-ben...napıcağımı bilmiyorum. Bıktım artık. Peşimi bırakmıyorlar."
Kendini yere bırakıp çaresizce bana baktı ve
"Chan bana yardım et."
Beynimde korkulu sesi yankılanmıştı. Yere,yanına eğildim ve kafasını göğsüme bastırdım. Çoktan ağlamaya başlamıştı. Kalbimde canımı çok yakan bi acı vardı. Düzgün nefes alamıyodum. Ağlamak istiyodum ama Seungmin kendini daha kötü hissetmesin diye ağlamadım.
"Şşt tamam ağlama. Birlikte çözücez. Ama ilk önce neler olduğunu bana anlatman lazım sana bu şekilde yardım edemem Seungmin. Lütfen anlat artık. Lütfen."
Hıçkırıklarıyla ağlamaya devam ediyordu. Her hıçkırdığında kalbime bir bıçak daha saplanıyodu sanki. Kendimi tutamadım. Gözyaşlarımı dışarıya saldım. Hala Seungmin'e sarılırken ses çıkarmamaya çalışıyordum ama o anlamış ve geri çekilmişti. İlk önce kendi gözyaşlarını sonra ise benimkileri sildi. Ayağa kalkıp elimi tuttu ve benimde kalkmam sağladı.
"Şimdi arkadaşların için evi temizleyelim. Akşam sakin kafa her şeyi anlatırım. En ince ayrıntısına kadar anlatıcam merak etme. Artık acı çekmek istemiyorum."
Son kurduğu cümle daha çok ağlama isteği getirmişti. Biliyorum şu an benimle güvende ama eskiden her ne yaşadıysa onu hala korkutuyo.
Kafamı salladım ve saçlarını öptüm bi kaç kere. Saçlarından sonra yavaşça dudaklarına indim ve minik bi öpücük kondurdum. Kafamı alnına yasladım.
"Her şey düzelicek. Ben yanındayım. Seni seviyorum."
Dediklerimden sonra derin nefes alıp geri çekildim ve ellerimi çarptım dikkatini toplamak için. Bana baktı.
"Hadi evi temizleyelim. Şimdi bu konuyu unutalım ve hayatımıza devam edelim. Akşam her şeyi konuşucaz. Bir şey olmamış gibi davranalım tamam mı?"
Gülümseyip kafasını salladı. Ben de gülümseyip karşılık verdim. Son kez saçını öptüm ve banyoya temizlik malzemelerini almak için ilerledik. Aldıktan sonra ilk benim odama gittik ve eski çarşafları çıkarıp yenilerini geçirdik.
"Benimle odamda uyuycaksınız Seungmin bey nasıl hissediyorsunuz?"
"Hmm başkası ile uyumayı tercih ederim Chan bey."
İkimizde gülmeye başlamıştık. Biraz kafamız bozuk sanırım. Her şeye fazla gülüyoruz.
Odamı temizledikten sonra Seungmin'in kaldığı odaya ilerledik. Burada Changbin ve Felix kalıcaktı o yüzden çarşafları annemin bana aldığı kalpli çarşaflarla değiştirdim. İkisi sevgiliydi üç senedir ama hala alışamamışlardı tam olarak. Ben de onlarla dalga geçmeyi çok seviyordum.
En son diğerlerinin kalıcağı odayı da hallettik ve geriye sadece salon,mutfak ve banyo kalmıştı. Şimdiden yorulmuştum. Seungmin'e bakılırsa yorulmamıştı. Enerjiye bak be. Yaşlandım gibi hissediyorum böyle zamanlarda.
Her yeri güzelce temizlemiştik. Temizlik yaparken eğlenmiştim açıkçası. E tabii yanımda Seungmin olunca her şey güzel oluyordu. Her dakika başı şakalaşmıştık. En sonunda kendimizi salondaki kanepeye attık.
"Off acayip yoruldum. Belim falan her yerim ağrıyor. Sen yorulmadın mı Seungmin?"
"Niye yorulıyım canım aaa. Genç ve enerjiğim ben. Senin gibi amca değilim."
Kendi dediğine gülerken ona sert olduğunu düşündüğüm bir bakış attım. Hemen susmuştu. Bu haline gülmeden edemedim.
"Şaka yaptım canım hemen asma suratını hep gül sen."
Bu sefer gülümsemişti ve kanepede bana yaklaşıp ellerini belime dolamıştı. Sarılmayı hele ki onunla sarılmayı çok seviyordum. Kokusunu içime çektim. Geri çekilmişti hemen.
"Ya kokuyorumdur o kadar terledik yorulduk duşa giriyim ben sonra sen gir."
"Birlikte girelim mi?"
Gözlerimi kısıp şakasına sormuştum. Tepkisini çok merak ediyordum. Tabii ki onunla duşa girmezdim. Utanırdım aaa.
"Chan lütfen saçmalama. N-ne dediğinin farkında mısın? Olmaz öyle şey. Utanırım."
O da benim gibi utanırmış işte.
"O zaman ben seni duşa sokmadan sen girsen iyi olur."
Dedikten sonra banyoya kadar kovaladım onu. Kendini benden kurtarıp banyoya girmiş ve kapıyı kitlemişti. İkimizinde gülme sesi evde yankı yapmıştı. Seungmin hayatıma girdiğinden beri daha mutluydum.
♡♡♡♡♡♡♡♡
Her şeyi halletmiş ve günün beklenen saatine gelmişti sıra. Balkonda oturmuştum. Seungmin'in bekliyordum. Hava yaz yaklaştığı için sıcaktı ve hafif hafif esiyodu. Hava kararmış gökyüzünde sadece ay ve yıldızlar vardı. Gecenin sessizliği konuşuyordu.
Gözlerim kapalı havayı içime çekerken yanımda kıpraşma hissettim ve gözlerimi açıp Seungmin'e baktım. Dili ile ağzını ıslatmıştı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Gözlerimin içine bakmıştı. Gerilim dolu bir andı.
"Hazırım."
En heyecanlı yerde kim keser? Eheh tabii ki ben😈
Sonraki bölümü bekleyin durun şimdi dimi. Valla üzgünüm size bu merakı yaşatmak istemezdim. Chan gibi bekleyin bakalım. Kaç bölüm sabrettiniz Bi bölümden bir şey olmaz.
Sizi seviyorum. Sonraki bölümde görüşürüz muah<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
algophobia~chanmin
Fanfiction[TAMAMLANDI]Hayata karşı yalnız başına savaş veren Seungmin'in karşısına onu koruyabilcek biri çıkar... •Chanmin• •28032021• •17052021•