10. Bölüm

26.9K 1.4K 957
                                    

/Tom Odell~Another Love/

***
Matematik dersi... Yine matematik dersi. Tekrar matematik dersi! HEP MATEMATİK DERSİ! Kusacağım artık. Yeter ulan diye bağırıp okuldan koşarak kaçmak istiyorum.

Oturduğun masaya doğru yaklaşan Yeliz hemen yanıma oturdu. "Kanka matematik dersi ya." "Ee?" "E yazılılar?" Anaa yazılı olmuştuk değil mi biz? Hayda. Şimdi ne gerek vardı tadımızı kaçırmaya? Neyse artık. Kendimi de assam şurada o not değişmeyeceği için ~Napim diyip geç bazen hayatta.~ bu da bir Didem özlü sözü olarak kalsın da bari arada kullanırım belki.

Hoca sınıfa geldiği gibi bazı kızlar hocanın yanına adeta uçup yazılıları okuyup okumadığını sordu. Hoca okudum diyene kadar yanından ayrılmadılar. Allah'ım büyük konuşuyorum biraz ama gerçekten ilerde öğretmen falan olmak istemiyorum ya. Bu ne hindi sürüsü gibi?

"Evet çocuklar bazı arkadaşlarımızın da peşimden ayrılmadan her gün sorduğu soruyu cevaplayayım o zaman. Yazılıları okudum." Herkesi bir gerginlik sarınca ve yine konuşmayınca hoca devam etti. "Dersin son on dakikasında okuyacağım. Şimdi herkes yedinci modülü çıkartsın bakalım."

Dersin son kırk dakikası.
Son otuz beş dakika.
Son otuz.
Son yirmi beş
Son yirmi
Son on beş
Son on

Ve işte beklenen soru." Hocam. Yazılıları ne zaman okuyacaksınız?" Hoca önce saate baktı. Ardından sabır dilercesine tavana baktı. "Şimdi çocuğum şimdi." Masasının oraya gidip Bilgisayar çantasından yazılı kağıtlarımızı çıkarttı. O sırada da "Sanki neden bu kadar heves ettiğinizi anlamıyorum ki. Kendinize bu kadar mı güveniyorsunuz." Diye söylenmeye başladı.

"Eda 90, Serhat 75, Emre 34. Çocuğum bu notu almak için çok mu uğraştın?" Hocanın bu dediğine herkes gülerken hoca bizi susturmak için okuma devam etti. "Didem 89." "Nee!? Ben olan Didem mi? O ben mi? Kim o? Ben miyim o?" Diye saçma sapan sorular sordum. Hoca da hafif gir gülüşle başını salladı. "Evet sen olan Didem." Ben bir anda ayağa kalkınca önümdeki sıra yere düşüyordu ki önümdeki kişinin sandalyesine çarptı. "Sakin ol kızım. Allah Allah ya." 

Ben kendime gelince hoca da okumaya devam etti. " Yalçın 98 aferin oğlum keşke adını da yazsaydın. Berat 95, Yeşim 70, Yeliz 88, Yaşam 100 aferin kızım, Özgür sana birşey soracağım." "Buyrun hocam?" Özgür merakla hocaya bakarken hoca devam etti. "Yavrhn bu sınav kağıdının neden her yerinde notlar yazıyor? Bak burada -hocam Allah için bir yardımda bulunun- yazmışsın. Burada- yetim hakkı yenilmez hocam puanı arttırın yazmışsın- evladım ben sana ne diyeyim. Bak en garibi de şu - ben eminim siz okumadan otuz yazıyorsunuz artık benimkine ama bir okuyun lütfen- yazmışsın ben de merak edip okudum yirmi dokuz aldın." Bütün sınıf kahkaha atarken hoca devam etti. "Yanlız bu gibi notları bir tek Özgür yazmamış haberiniz olsun." Dedi ve aradan bir kağıt seçip adını söylemeden okumaya başladı." Çile bülbülüm çile... Yavrum sizin hayal gücünüz ne kadar güzel."  bu sefer de başka bir kağıt seçti. " Hocam uzaylıca biliyor musunuz? Kızım bu nasıl saçma bir soru?" Hocanın bunu okumasıyla o kağıdın benim olduğunu anladım. Kafamı sıraya gömüp gülmemi bastırmaya çalıştım. "Bakın bunu okumazsam olmaz. - Hocam hep biz x'i buluyoruz bir günde o bizi bulsun. Yardım edin lütfen. X'i bulcan diye kendimi kaybettim. Şu işlemlere bakın.- yazmış fakat arkadaşın yaptığı işlemler kök bulup içler dışlar çarpımı yapmak." Bu sefer gerçekten büyük bir kahkaha koptu.

Sonunda okıl bittiğinde bir kafede oturuyorduk. Bir anda Yalçın konuşmaya başladı. " Ya ben size birşey soracağım. Bu size bahsettiğim grup var ya." Bunu dediği sırada yerimde kıpırdandım. "Ee ne olmuş onlara?" Diye sorunca Yeşime cevap vermek için devam etti. "İşte ben oradaki arkadaşımla konuştum hani şu Kutay var ya onunla işte. O da grubuyla konuşmuş tanışmak istiyorlarmış. Bu hafta bir gün sinemaya gidelim demişler." "Konuşmak için sinemaya mı gideceğiz? Gerçekten mi?" Diye sordum. Yalçın da biraz düşündükten sonra haklı olduğumu anladı. "Cidden sinemada nasıl konuşacağız ki? Ben onlarla tekrar bi konuşurum ama bu hafta olmasını istiyorlar ona göre ayarlayın kendinizi." Kafamızı tamam diyerek salladık. "Açıkçası ben konuşurum sinemada ama mısır falan yemekten konuşamam." Özgür bunu söyleyince ciddi olup olmadığını sorguladım fakat gayet ciddi gözüküyordu. "Özgür sinemadan atılmak için gidiyorsan konuşmaya o zaman hoşçakal sana ne diyeyim ki?" Özgür gözlerini kısıp bana baktı sonra da önüne dönüp yürümeye başladı.

BİLGİSAYAR KORSANIM |YARI TEXTİNG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin