16. Bölüm - YARALAR

3K 211 88
                                    

Herkese selam💙

Nedense bu bölümü pek yazamadım. Hiç bölüm atasım yok şu sıralar maalesef:(

Neyse sonunda tamamladım umarım beğenirsiniz💙 Ve şimdiye kadar ki en uzun bölüm oldu.

Keyifli okumalar💙

Şuraya hemen bölüm şarkılarını bırakıyorum;
Furkan Olgaç - Benim iklimim incitmez seni
Sezen Aksu - Unuttun mu beni?
Haluk Levent - Elfida

"Yara alır insanlar; tecrübe etmek için sadece birkaç parça yara. Ama bu tecrübe etmek için alınan yara değildi. Bu beni günden güne delirtmek için alınan yaralardı."

16. Bölüm - YARALAR

Arat ile beraber onun evinde film izliyoruz ama film beni fazlasıyla sıktığı için ofladım. Arat izlediği için sıkıldım da diyemiyorum. Göz ucuyla Arat'a baktıktan sonra televizyona geri döndüm. Olumsuz bir şeyler söyleyip bu anı mahvetmek istemiyorum.

"Dakikalardır sıkıldım demeni bekliyorum." Hızla Arat'a doğru döndüm. Aslında film güzel gibiydi ama ben çok sıkıldım.

"Sen, izlediğin için sesimi çıkarmak istemedim." Elimi tutup beni yanına çekti. Arat'ın beni böyle ansızın yanına çekmesine çok aşığım.

"Sıkıldığını çok net anladım. Bunu söylememek için direndin." Gülümseyerek başımı göğsüne yasladım. Hissettiğim huzur tüm vücuduma yayılırken gözlerimi kapatıp huzurun tadını çıkardım. "Bende sıkıldım," dedi televizyonu kapatırken. Omuz silkip gözlerim kapalı durmaya devam ettim. "Gidelim," dedi bir anda. Şaşkınlıkla başımı göğsünden kaldırdım.

"Nereye gidelim?" Yüzümdeki şaşkınlığı gizlemeden Arat'a bakmaya devam ettim.

"Parka ya da lunaparka." Yüzümdeki ifade yerini donukluğa bıraktı. Aklıma hiç parka gitmemiş olması geldi ve böyle bir şeyi ona sormaktan çekindim.

"Gitmedim." dedi sanki tüm düşüncelerimi duymuş gibi ve ben o an ağırca yutkundum.

Bir çocuğun parka gitmemiş olması bile onun için derin bir yaradır.

"Gidelim sevgilim," usulca ellerini tuttum. Elleri avuçlarım arasında buz tutmuş gibiydi. Acıyan çok yanı var ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Sanki elimi nereye atsam bir yara var ve kanatacağım diye ödüm kopuyor. Hangi yarandan iyileştirmeye başlamalıyım bilmiyorum sevgilim.

"Çocuk olalım bir günlüğüne," dedim fısıltıyla. Belki çocukluğuna vurulan hiçbir darbeyi engelleyemem ama darbelerin yıktıklarını tek tek onarmak için her şeyi yapacağım.

Küçük bir çocuğu hiç yokmuş gibi ardında bırakan bir kadına anne demek bile dilime eziyet ediyor. Vücudumu saran esintiye engel olmak adına kollarımı etrafıma sardım. Ben bu kadar kötü hissederken kim bilir Arat nasıl hissediyordur, hiç bilmiyorum.

"Gitmeden önce senin üzerini değiştirmen gerek." Bakışlarım üzerimde gezindikten sonra Arat'a ters bir bakışla baktım. "Rahat etmen için söylüyorum Dilde'm." Arat'a manidar bir bakış attıktan sonra ayağa kalktım. Aslında haklı çünkü birçok oyuncağa bineceğim ve pek elbise giyen biri olmadığım için rahat edemem.

"Tamam o zaman, ben hemen üzerimi değiştirip geliyorum."

"Tamam," dedi aramızdaki mesafeyi kapatarak. Başımı kaldırıp gülen yüzüne baktım. "Ama önce sevgilime biraz sarılmam lazım." Gülümseyerek kollarımı iki yana açtım. Birkaç adım attıktan sonra koca bedeni ile kollarımın arasında yer aldı.

DİLDÂDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin