23.Bölüm - ARAT SANCAK

2.2K 162 70
                                    

Bölüm şarkıları;
Sezen Aksu - Canımsın sen
Sezen Aksu - Affet
Cem Adrian & Ceylan Ertem - Bu gece uyut beni
Sezen Aksu - Aşktan ne haber

"Sen, kalbimin her atışında ismini zikrettiği tek adamsın."

23.Bölüm - ARAT SANCAK

Zaman geçiyor muydu? Evet zaman çabuk geçiyordu. Tüketerek geçiyor ve ardında kırık dökük veyahut pişmanlıklarla dolu insanlar bırakıyordu. Pişmanlık, pişmanlık neydi çoğu insan için hiç bilmiyorum?

Ayaklarım taş zemini çiğneyecek gibiydi ve her adımımda çiğneyip geçiyordum. Giriş kartımı güvenliğe okutup üniversiteye girdim. Tatil çabuk ve boş geçmişti. Adımlarım kantine yöneldi. Bir çay içsem hiç fena olmaz. Çabucak bir çay aldıktan sonra boş masalarda göz gezdirdim ve en tenha köşede boş bir masa gördüm. Bardağı sıkıca kavrayıp o yöne ilerledim ve sandalyeyi çekip oturdum.

Çoğu zaman olduğu gibi bugünde hissizdi. Sadece Arat ile vakit geçirmek istiyorum. Sabah çıkmadan önce görüşmüştük ve o yanımdan ayrıldığı anda büyük bir özlem dalgasına kapıldım. Dalga beni uçtan uça savurup bırakıyor ve ardından tekrar ağına alıyordu. Ruhum arafta kalmıştı. Kırgınlıklarımın yavaş yavaş ruhuma işlediğinin hiçbir zaman farkında değildim. En ufak bir sorunda epeyce tepki veriyor olmak beni de tuhaf hissettiriyor. Oysa iyiydim. Oysa çok iyiydim ama hiç iyi değildim.

"Merhaba." Karşımda duran kişiyi seslenene kadar fark bile edemedim. Karton bardağa diktiğim bakışlarım usulca konuşan kişiye döndü. Tanıyor muydum? Siması yabancı değildi.

"Merhaba." dedim hoşnutsuzca. Dikkatli bir şekilde bakınca kim olduğunu fark ettim. Aynı sınıftaydık. Adını hatırlamıyorum lakin aynı sınıfta olduğumuzu biliyorum.

"Nasılsın Dilde?" Derin bir nefes alıp geriye yaslandım. Sırtım sandalyenin soğuk yüzeyine temas edince kıpırdandım.

"İyiyim, tanışıyor muyuz?" Hafifçe gülümsedi. Benim yüzümde mimik bile oynamadı. Kimseye gülmek dahi istemiyorum. Şu an karşımdaki kişiyle neden konuştuğumu bile bilmiyorum.

"Aynı sınıftayız. Adım Yusuf." Başımı aşağı yukarı salladıktan sonra ayağa kalktım. Yusuf'un yüzünde anlamadığım bir ifade oluştu ama pek takılmadım. Sanırım bozulmuştu. Ve ben, bunu da umursayacak bir insan değilim.

"Ders başlayacak." dedim çabucak. Arat dışında kimse ile konuşmak istemiyorum. Zaten son zamanlarda sınıfta kimse ile iletişimde değilim. Düzenli bir şekilde derslere girip, not tutuyorum o kadar. Bu konuda hiç kimseye ihtiyaç duymuyorum. Artık Arat dışında kimseye ihtiyaç duymak istemiyorum. Peki ya günün birinde ona da ihtiyaç duymazsam? O zaman kalbimden vazgeçmiş olurum. O zaman hayatımdan vazgeçmiş olurum.

"Biraz konuşsaydık. Hem dersin başlamasına on dakika var." Kabanımın cebinden telefonumu çıkarıp saate baktım. Evet yaklaşık on dakika vardı.

"Kimseyle konuşmak istemiyorum." Binaya yönelen adımlarım hızlandı. Konuşmasına müsaade etmeden binaya ilerledim. Merdivenleri hissizlikle çıkıp dersliğe girdim. Buğlem bugün yoktu. Biraz rahatsız olduğu için Arat gelmesine müsaade etmedi. En önde boş olan yere geçtim.

Herkes kendi halinde takılırken, ben başımı masaya yaslayıp pencereden dışarıya baktım. Şubat ayı bitmişti. Bir an önce okulumun bitmesini ve sınava girmeyi istiyorum. Başaracaktım. Bundan yana hiç şüphem yoktu. Ben babamın kızıyım. Babamın canını feda ettiği vatana benim de canım feda olsun.

DİLDÂDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin