Bölüm 4

803 79 9
                                    

   Dışarı çıktığımızda sıkıntımız da bizi takip ediyordu. Elimizde iki vahşice işlenmiş cinayet buna rağmen sıfır kanıt vardı.

Şimdi tek bağlantımız iki kurbanın arasında ki ilişkiyi bulabilmekti. Katili onlara çeken aynı özellik, tanıdıklar ya da zevkler.

Arkamdan gelen Kerry’e “Merkezden kayıp raporlarını sorgulat. Kurban için verilmiş herhangi bir kayıt açılmış mı bir bakalım. En kısa zamanda kimlik bilgilerini de bulsunlar”

“Tamamdır”

O içeri geçerken John la göz göze geldim. Bir yerden acilen sonuçlar çıkarmamız gerekiyordu.

 “Hadi şu Ted Lincoln’e gidelim”

Ted Lincoln otuzlu yaşlarının sonunda, erken ağarmış saçlarına rağmen kendine iyi baktığı belli olan adam arkadaşının ölümüne en çok üzülendi. Şimdi onu iş yerinde ziyaret etmek için Atlanta’nın merkezinde Lake cafe’ye doğru direksiyonu kırdım, bu adamın bize anlatmadığı bir şeyler olduğundan emindim.

Arabadan adımımı attığımda karşılaştığım sıcaklık kavurucuydu. Hemen küçük ama sevimli kahve mekanına doğru koşturdum. Sıcağı benden daha çok seven John arkamdan yavaş ama kararlı ilerliyordu.

İçeri girdiğimizi belli eden kapı üzerinde ki çıngırak personelin dikkatini çekmemizi sağlamıştı. Cam tezgahın ardından baktığım yüzlerden hemen aradığımı buldum. Ted de bizi görünce gerildi ama hızla yanımıza gelmeyi ihmal etmedi.

İlk sorgulamasında da olduğu gibi tüm nezaketiyle bizi mekanı gibi küçük olan masaya ve sandalyelerin bulunduğu tarafa aldı.

Ben oturup oturmamakta çok tereddüt etsem de John çoktan bir doksanlık bedenini sığdırmıştı. Aramızda boy olarak çok fark olmasa da ben onun cherokee inceliğine ve zarafetine sahip değildim. Benim ki tipik amerikan futbolunun kazandırdığı, ailemin tümü gibi iri yarı olduğumdan bir tereddütle sandalyeye yerleştim.

Benim endişelerimden habersiz olan Ted hemen konuya girdi

“Katili buldunuz mu? Bunu haber vermek için mi geldiniz?”

Endişesi ve merakı çok samimi duruyordu ama ben şüpheci bir adamdım. Katili yakalayana kadar benim gözümde herkes suçluydu.

Bu arada teklif etmeden getirilen kahveler çok hoşuma gitmişti. Ben kahvenin tadını çıkarırken konuşmayı John’a bırakmıştım.

“Bay Lincoln arkadaşınızın katılını arıyoruz. Ama önce size sormak istediğimiz birkaç sorumuz var”

“Zaten geçen hafta her şeyi sormadınız mı? Ona bunu kimin yapabileceği hakkında en ufak fikrim yok. O çok sevilen bir insandı” adamın sinirlerinin bozulduğunu ve arkadaşını kaybetmenin acısını yaşadığı belliydi.

“Evet efendim anlıyorum. Ama soracaklarımız davamız için önemli noktalar. Onunla en son öldürülmesinden bir saat önce telefonda konuşmuştunuz değil mi?”

“Evet. O zaman da söylediğim gibi”

“Peki sesinde her hangi bir telaş ya da konuşmasında huzursuzluk hissediniz mi?”

“Hayır. Normaldi. Yani her yeni seansa başlarken normal olabileceği kadar normal”

Avımın kokusu almış gibi kafamı diktim o anda. Bu adam hangi seansından bahsediyordu şimdi. Aynı anda da John soruyu sordu zaten.

“Ne seansı?”

Ted Lincoln, bilmememiz imkansızmış gibi dikkatle bize bakıyordu “Ruhlarla iletişim kurma seansı” şaşkınlığını attığında ekledi “Harry bir medyumdu”

                                                                            *****

   Yorgunluktan çok, saatlerdir bacaklarımı sarkıtmanın ağrısı ve bu seferde çok uyumanın halsizliğini hissediyordum.

Havaalanında pasaport kontrolü, bavul bulma, otelime gelip yerleşmem iki saatimi almıştı. Sadece birkaç parça kırışabilecek eşyamı dolaba astıktan sonra acıkmış olmama rağmen hala halsiz hissettiğimden banyoya kendimi zor atmıştım. Önce dişlerimi fırçalayıp hemen duşa girdim.

 Tüm ayarlamalarımı internetten gelmeden önce yaptığım için fazla bir sorun çıkmamıştı. Neredeyse haritasını ezberlediğim şehre hakimdim.

Ama hiç gelmediğim bir ülkede dilini ana dilim gibi bilsem de yabancı ve çok yalnız hissediyordum. Sanırım buna engel olamazdım. Amerika gibi büyük bir ülkeye gelen herkesin benimle eş duyguları paylaşacağından da emindim.

Zaten hayatım da topu topu üç yer görmüştüm.

İstanbul da bebekliğimi geçirmiş İskoçya da ise büyümüştüm. Bundan dolayı bu iki ülke kendimi en rahat ve güvende hissettiklerimdi.

İngiltere ise doğduğum yer olmasına rağmen benimle bir alakası yokmuş gibi geliyordu. İki kere kaybolan çocukları bulmak için polise yardıma gitmiştim, üç kere de ailemin mezarını ziyarete.

Onun dışında İskoçya’dan çıkmam gerekmemişti.

Ülkede ki kayıp olayları ve şiddet mağdurlarını bulmakla çok meşgul olduğumdan başka yerlere vakit kalmamıştı.

Tabi Lenny’nin beni başka bir yere, korunmasız göndermeme takıntısını saymıyorum bile.

Ben nereye o oraya olmuştu her zaman. Ama bu sefer farklıydı, yalnızdım işte.

Ben bunları düşünüp bir taraftan sarımtırak ama en azından temiz olan banyoda duşumu alırken telefonumun sesini duydum.

Otele gelmeden havaalanında aramıştım oysaki.

Çıkıp kurulanamadan daha elime aldığım telefonda doktorun adını görmem benim için hiç şaşırtıcı olmadı.

“Efendim patron?”

“Bak yaa. Böyle söylememeni kaç kere daha hatırlatmam gerekecek acaba?” kızgınmış gibi davransa da sessinde ki gülümsemeyi yanımdaymış gibi algılıyordum.

“Tamam. Tamam”

“Otele yerleştin mi? Betty de ben de merak ettik”

Gözlerimi devirme güdüme gem vurarak cevapladım “Evet. Merak etmeyin. İyiyim. Oda da iyi”

“Tamam. Bizi bilgilendirmeyi ihmal etme. Ne zaman polisle görüşeceksin?”

Derin bir nefes çekerek yatağın köşesine oturdum “Önce bu geceyi bir atlatayım. Buradayken neler hissedeceğimi merak ediyorum. Elimde bir şeyler olmadan polise gidemem. Buralarda beni kimse tanımıyor.”

“Yarın seninle tanıdıklarımın bağlantı kurmasını sağlayacağım. Dikkatli ol Amber. Eğer kendini iyi hissetmezsen verdiğim ilaçları kullanmaktan çekinme”

“Tamam, sizde daha fazla benim için endişelenmeyin. Birazdan uyumaya gidiyorum zaten. Kendinize iyi bakın”

Telefonu kapatınca içime yine o ev özlemi çöreklenmişti. Ama buraya bir şeyleri çözmek için gelmiştim, yatağın başında duran odanın klimasından sonra en lüks olan şeye, saate baktım yirmi bir kırk altıyı gösteriyordu. Bu işi halletmek istiyorsam ilk önce uyumam gerekiyordu, bende öyle yaptım.

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin