Kot şortun üstüne geçirdiğim yarım kollu mor rengin yoğunlukta olduğu kilim desenli bodymi ve siyah spor ayakkabılarımı giyip, sırt çantamı da alıp odadan fırladım.
Bu saatte otobüsle uğraşmak istemediğimden pahalı da olsa taksiye atladım.
“Polis merkezi” dediğimde adamın yüzüne daha bakamamıştım bile.
Saçlarım koşturmaktan kollarıma dolanıyordu. Çoğunlukla en sevdiğim yerim olan kestane saçlarım şuan da bana sarmaşık muamelesi yapıp delirtiyordu. İçim üşüdüğü için klimayı açmada giyinmek hoşlarına gitmemiş olacak ki kollarıma takılıyorlardı. Çantamdan bulduğum tokayla hemen yandan örmeye başladım.
“Zor bir gün ha?”
O sıra da tam olarak nerede olduğum yüzüme çarpılmış oldu. Buralar da hemen hemen on kişiden yedisi afro-amerikalıydı ve onların zaten farklı Georgia aksanına daha bir fark katmaları dinleyene zevk veriyordu.
Bugün ilk defa gülümseyerek saçımı örmeye devam ettim ve kafamı yaptığım işten kaldırıp ilk önce, rüya sonrası bu kadar sıkı kendimi kapatabilmiş olduğuma tebrik ettim daha sonra da cevap verdim
“Evet biraz öyle gibi”
“Olur öyle şeyler. Umarım başın belada değildir”
Tabi sabahın beşinde kimse hayrına polise gitmezdi değil mi?
“Benim değil” derken fısıldamış ve yandan boş gözlerle geçtiğimiz sokaklara bakmaya başlamıştım.
Adam halimden anlamış olacak ki. Omuzlarını silkip, sessiz kalmayı tercih etmişti.
Merkezin kapısından girdiğimde içimde ki heyecanı zor zapt ediyordum.Sanki hemen adamı enseleyebilirlermiş gibi umut içimde ben tutamadan yeşeriyordu.
Ayrıca burada çeşitli suçluların, kurbanların veya kendini pişman hissedenlerin düşük enerjisi beni açılmam için tehdit ediyordu.
Tüm bunlara kulak asmadan ıslak soğuklukta giriş bankosuna yöneldim.
Nöbetinin son saatlerinin ve zor geçirdiği gecenin izleri bıkkınlık olarak çıktığı belli olan esmer memur siyah gözlerini bana dikip sıkıntılı şekilde “Nasıl yardımcı olabilirim” diye sorduğunda benim için onun halinin zerre önemi yoktu.
Ama belki de olmalıydı.
“Hemen teğmenle görüşmek istiyorum”
Orta yaşta ki kadın yay şeklinde ki kaşlarını saçlarına doğru öyle bir kaldırdı ki gören ona küfür ettiğimi sanırdı.
“Nedenini öğrene bilir miyim?”
“Hayır! Sadece onunla acil görüşmem gerek”
“Hanımefendi saatin kaç olduğunun farkında mısınız? Ayrıca nedenini öğrenmeden burada olsa bile sizi onunla görüştüremezdim”
“Burada değil mi?” Sesim ister istemez yüksek çıkmıştı.
Sonra etrafıma bakındığımda geceden beri olan rutin olaylara göre belli ki en eğlencelisi bendim ki memurlar hatta birkaç buranın daimi müşterisi belli olan suçlular bile bizi dinlemeye koyulmuştu.
Derin bir nefes alıp ve herkesi boş verip daha usturuplu şekilde devam ettim “Bakın, memure hanım bu çok önemli bir konu ve benim onunla hemen görüşemem lazım. Gerekirse arayın ve telefonu bana verin emin olun ki o da bunu duymak isteyecektir”
Kadının dikkatini çektiğimi biliyordum ama ne yazık ki şimdi beyin bariyerlerimi indirsem teğmenleri ile ilgili yüz yılın dedikodusunu verme ihtimali olma olasılığı ile dikkatini çektiğimi de biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMBER
ParanormalHayatı boyunca psişik güçleriyle yaşamak zorunda kalan genç kız, güvendiği, bildiği tek yeri hayatını cehenneme çeviren katili yakalamak için terk eder. Ona inanmayan genç dedektifle yolları kesiştiğinde işler iyice ilginçleşmeye başlar. Pe...