AMBER

Bölüm 10

   İtiraf etmeliyim ki kızın ellerinin titremesi beni etkilediği kadar, hali ve tavrı da etkilemişti. Şimdi o derin bilgelikte olan gözleri daha da yoğunlaşmış hatta imkansız olsa da daha çok beyazlayan teninde sarı boncuklar gibi kalmışlardı. Durduğum yerden gözbebeklerinin ne kadar küçüldüğünü seçebiliyordum ve bu bende tarifsiz bir şekilde tedirginlik yaratıyordu.

Konuşmaya başlamasını ve bana davayla ilgili bir şeyler vermesini istiyordum ama bir taraftan da vereceklerine hazır olup olmadığımı düşünüyordum. Nedense bunun altından anormal bir durumun çıkacağını hissetmiştim.

Sonunda konuşmaya başladığında ne yazık ki haklılığım da kanıtlanmış oldu.

“Bakın bu cinayetin ilk işlendiği gece yani tam olarak on dört gün önce ne yazık ki katilin eşkali dışında her şeyi gördüm” bunları adeta fısıldayarak söylemişti. Bir anda o kadar yorgun ve çökmüş göründü ki yardım etme içgüdümü zor bastırdım.

Kızın etkileyici halinden kurtulmak için fiziken kafamı sallayarak lafa girdim. Ben kendime gelirken o susmuş sözleri toparlamaya başladığı belliydi ama ben acele tarafından her şeyi öğrenmek istiyordum. Onun tanık oldukları berbat şeylerdi kabul, ama yine de olan olmuştu değil mi?

Kızın konuşmama hali uzayınca olaya el koyma ihtiyacı hissettim “Bayan Latif tam olarak o gece neredeydiniz? Bize anlatmaya başından başlayın lütfen”

Heyecan ve davayla ilgili ipuçlarını yakalama ihtimali şimdi tüm bedenimi adrenalinle sarmıştı.

Kız bunları soranın benim olmamdan rahatsız olduğunu belirten bir bakış atması umrumda bile değildi.

Derin bir nefes alıp konuşmaya başlaması şu anda ki tek derdimdi “Ben yatağımdaydım” bir an kafası karışık bir halde bana sonra teğmene baktı “Ne kadar baştan almalıyım?”

Ben aceleyle ekleyemeden teğmen “Rahat olun. İstediğiniz kadar ama olayın hemen öncesi olursa seviniriz”

O kafasını olumlu manada sallarken ben daha çabuk olması için yalvarabilirdim.

Başını ellerine eğip başladı anlatmaya

“O gece normalden daha rahatsız hissediyordum kendimi. Onun için erken yatmak üzere odama çekildim. Olay olmadan üç gün öncesine kadar huzursuz hiçbir hadise yaşamamış olmak beni oldukça şaşırtıyordu. Sonra o gece bir anda içimi kaplayan derin sıkıntı ile odama gittiğimde belki de kendim kuruntu yapıyorum sandım. Ama öyle değilmiş” yaptığı iş onu sarstığından belli derin bir nefes daha alıp devam etti ben de odada ki diğer adamlar gibi tamamen konsantre olmuş dinliyordum.

“Adam, sarışın ufak tefek adamı iş yeri olduğunu tahmin ettiğim bariz gri ve çeliğin soğuk hatlarında döşenmiş bir yerden alırken hiç zorlanmadı.

"Öncesinde sarışın adam, ofisinde birilerini bekliyor biraz da heyecan duyuyordu. Sıklıkla yapmadığı ama yaparken zevk'e yakın duygular beslediği işi her neyse, aslında onu geriyordu. Fakat başlamak için birilerinin gelmesi gerekiyordu. Kim olduğunu bilmiyorum. Bundan biraz önce telefonda konuştuğu yakın arkdaşı için son ayarlamaları yapmayı düşünüyor, aceleyle ona ayırdığı defter ve dosyaları istifliyordu. O sırada kapı çaldı. Tam saatinde gelinmesi her zaman onu memnun ederdi, hele biraz da erkense. Kapıyı açtığında kafasına ve yüzünün sol yanına vurulan sert bir cisimle hemen bayılmıştı.

Sonra onu kötü kokan karanlık, mahsen gibi bir yere götürdü. Oraya kadar nasıl gittiklerini bilmiyorum. Ufak adamın ayılmasını ne kadar beklediğini de.

Benim için o anlar karanlık!

Sarışın adam uyandığında, onun bedeninde derin çizikler açmak için tırtıklı bir avcı bıçağı kullanıyordu. Daha sonra onun bağırmaları kesilip tekrar bayıldığında uyandırmak için bir kova suyu başından aşağıya akıttı” korkulu ve boş gözlerle etrafına bakındıktan sonra “Daha doğrusu ben ilk önce onu su sandım ama çakmağı ateş alması ile adam tutuşunca benzin olduğunu anladım. Sanırım çok korktuğum için ilk önce kokusunu fark edemedim. Zaten etraf o kadar kötü kokuyordu ki. O kadar çok bağırıp, acı çekiyordu ki" Gözle görülür bir şekilde titredi.