Bölüm 14

753 73 2
                                    

   Tamam anladık bu kız doğruları söylüyordu. Zaten elimizde ki belgeler yeterince bunu kanıtlıyordu. Sanırım ona olan çekimim beni kışkırtmaya itiyordu. İlk defa birini bu kadar hem karşı konulmaz hem de ürkütücü buluyordum. Aslında ondan her manada çekiniyordum ama yine de hayatımda her zaman olduğu gibi korkumun üstüne üstüne gidiyordum.

Yine de Taxon’ın getirdiği kayıp haberi şiddetli bir ayma anı oldu benim için. Artık ete kemiğe bürünmüş bir kayıp kız vardı ve biz kaçıranın diğer cinayetleri işleyen adam olduğunu biliyorduk. İşte bu bir başlangıçtı ayrıca tüm bunlara bizzat tanık olan bir şahidimiz de vardı ama ne yazık ki katil dışında her şeyi görmüştü.

Teğmen aileyle görüşmek için Taxon’la çıktığında ben yine elimde olmadan Amber’i inceliyordum ama sanırım bu sefer daha yapıcıydım.

“Erkek olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun” sesimin tonunu yumuşatamadığım için kendime kızdım ama elimde değildim tüm bunlar bana çok yabancıydı

Neyse ki o bu sefer daha sakindi “Çünkü onu duyabiliyorum”

Aha! İşte bu yeniydi

“Daha önce neden söylemedin? Ne dedi?”

Gözlerine ulaşamayan alaycı bir gülümseme yolladı bana “Çünkü dedektif bana inanmıyor, dediklerimi doğru dürüst dinlemiyordunuz bile. Ne yapsaydım yani?”

Haklıydı! “Neyse, sen şimdi bize olanları detaylı bir şekilde anlat”

“Anlatırım ama madem artık bana inanıyorsunuz” kafasını kaldırıp gözlerim içine soru  sorarcasına o garip renklerle bakınca felce uğramış gibi kafamla onayladım.

Ona inanıyordum. İstemiyordum mantıklı bir cevap arıyordum ama kahretsin! Evet, inanıyordum!

Tatmin olmuşçasına derin bir nefes çekince onun da ne kadar gergin ve dikkatli bakınca yorgun göründüğünü fark ettim.

“O zaman bana dosyaları getirin size daha detaylı bilgi vermiş olurum hem de bende onlarla daha yakından tanışmış olurum”

 “Yok artık yoksa sen de ruh çağıranlardan falan mısın?”

Bunlar ağzımdan gerçekten istemsiz kaçıyordu yani ben onunla alay etmek ya da canını sıkmak istemedikçe aslında üzerine gidiyordum.

Kız hiçbir cevap vermeyecek sandım bir süre, fakat sonra tüm sabrını kullandığı her halinden belli konuştu “Hayır ben meta fizik beden iletişimi yapamıyorum. Hiç denemedim de ama ister inanın dedektif ister inanmayın onlarla artık aramda ciddi bir bağ var. Onların yaydıkları enerji dalgalarını bir kere yakaladığım için benim enerji girdabımda onlarda var artık ve bazı tetiklemeler bize daha net cevap sağlamama olanak olabilir”

Dediklerinin tek kelimesinden bile manidar bir şey çıkaramamıştım ve anladığım kadarıyla bu karşımda ki başıbozuğun çok hoşuna gitmişti.

O anda bilerek böyle yaptığını anlamış oldum. Beni tuzağa düşürmüştü.

Ben şaşkınlık ve sinirle ona bakarken, çoğunlukla olduğu gibi sessizlik içinde odada ki varlığını unutturup grubu dışarıdan izleyen John “Ben gidip şu dosyaları getireyim” dedi ve çıktı.

“En azından biriniz biraz akıllı” bunu o kadar fısıltıyla söylemişti ki muhtemelen benim onu duymadığımı sanmıştı ama gayet de net duymuştum. Gülümsememe de engel olamamıştım tabi.

“Amber sen iyi misin peki?”

 Avukatın sorusu çok yerindeydi aslında. Çünkü kız gerçekten çok yorgun görünüyordu. Kolay değil tabi söylediğine göre iki haftadır bu kabus aslında olaylarla mücadele ediyor. İskoçyadan kalkıp buraya geliyor aynı gece bir olay daha yaşıyor ve sabahında kodesi boyluyor. Üstüne sürekli kendini savunup, gerçekleri ortaya koymaya çalışırken başta ben olmak üzere insanlarla mücadele ediyor.

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin