Bölüm 13

741 75 2
                                    

     Bu adam kesin beni deli edecekti. O kadar geriyor ve korunmasız hissettiriyordu ki kendimi her an bir uçurumdan düşebilirmişim gibi geriliyordum. Onun bunu yapabilmesi ayrıca beni sinir ediyordu. Ondan doğru dürüst bir enerji algısı yakalayamıyordum bile. Ama bu beni çileden çıkartamadığı anlamına gelmiyordu pek tabi.

Kaçıncıdır bilinmez aldığım derin nefes ressamı da germiş olacak “Yaşadığının zor bir şey olduğunu tahmin edebiliyorum ama biraz daha detaya girebilirsek sevinirim”

Ufak tefek, orta yaşta, kısa saçlı, sevimli kadına aslında buraya geldiğimden beri bana en dostça yaklaşan o olmuştu. Sanırım inanıyordu bile tabi bunun ona detaylarıyla her şeyi anlatmamamızda neden olmuş olabilirdi.

Onun bakışlarını yakalayınca asıl işimize odaklanmam da jet hızıyla oldu rüyalarım an içinde hızla başa döndü ve beni sarstı “Çok gür omuzlarında kahve kıvırcık saçları vardı, çenesi senin çizdiğinden biraz daha oval, birde elmacık kemikleri daha öndeydi”

“Tamam” elinde ki silgi ve kalemle hızla düzeltmelerini yaptı.

Ben yıllardır onlarla çalıştığım için tam olarak ne istediklerini de biliyordum artık ama bu her zaman sarsıcı oluyordu. Çoğunlukla suçluları görsem de bazen bu gibi kurbanlarla da çalışmak durumunda kalabiliyordu.

“Bu nasıl”

Yaptığı son rötüşlarla resme baktığımda içim titredi o güzel umut dolu kız siyah ve beyazın donukluğunda karşımda duruyordu işte. Aslında teninin parlak karamel tonu ve gözlerinde ki ışıltı olmadan o kadar cansızdı ki içim acıdı.

“Evet! Bu o!” fısıltıdan başka ses çıkmıyordu.

“Harika! Hemen ilgilenilmesini sağlayacağım”

Teğmen çıktığında ben hala yerimdeydim Nikos benim belgeleri toparlamak için yanımda değildi.

“İstediğin bir şey var mı Amber?” tatlı kadın Liza sormuştu. Çizimleri gibi hatları da düzenliydi.

Benim için endişe ettiği belliydi. “Hayır! Liza teşekkürler düşündüğün için ben iyiyim”

“Tamam benim şimdi çıkmam lazım duruşmada görevliyim. Eminim birazdan buraya birileri gelir”

“Merak etme. Görüşmek üzere”

Arkasından bakarken boşluğa dalmıştım aslında. Dışarıda ne olup bittiğinden emin değildim.

Sonra onu görmeden, duymadan, hissettim. Tüm tüylerim hazır ola geçmiş gibi dikilmişlerdi.

Karşıma geçmiş koca gövdesini duvara dayamış açık açık utanmadan beni inceliyordu. Ağzımdan bir laf çıkacak ama muhatap olmak istemiyordum ondan sustum.

Tam sinir abidesi! Abide deyince adamın hakkını yememek adına iyi göründüğünü kabul ettim. İçimden tabi!

Ama o kadar bir geri kafalı, sinir bozucu adam ne kadar iyi görünebilirse işte.

O konuşmamıştı ama içeri giren ortağı “Hepimizin burada toplanmasını istedi teğmen” dedi.

Bu insana daha çok benziyordu işte! Kafamla anladığımı belirttikten sonra karşımdakine bende gözlerimi diktim.  

İki dakika içinde Nikos ve teğmen Walker içeri girdi.

“Evet beklettik ama bu işin bir sonuca ulaşacağı için de rahatladım. Avukat?”

Nikos elinde ki kağıtları teğmenin masası başta olmak üzere diğer iki dedektife de dağıttıktan sonra “Bunlar istediğiniz belgeler. Bayan Latifin, herhangi bir yalan söyleme ihtiyacı duymayacağıyla alakalı sağlık raporları başta olmak üzere, beş yaşından beri yaşadığı ve eğitim gördüğü uluslararası kabul görmüş tanınmış ünüversitelerle birlikte çalışan paranormal enstitüsünün hakkında ki bulguları. Ayrıca yardımcı olduğu belli başlı güvenlik birimlerinden alınan raporlar.” ellerinde ki yaklaşık yirmi sayfayı gösterdikten sonra “Bunlar sadece bu zaman diliminde bulabildiklerim tabi. İsterseniz bir bu kadar daha var! Ayrıca aralarında devlet başkanları da dahil, birçok teşekkür ve takdir belgeleriyle birlikte ” bunu o kadar gurur ve övgüyle söylemişti ki ben bile hayatım da ilk defa yaptıklarımdan ötürü kendimi normalden daha iyi hissetmiştim.

Hepsi ellerinde ki belgeleri incelerken bir taraftan da Nikos’u dinledikleri ve etkilendikleri belliydi. Bense ellerindekilerin çoğundan pek de bir şey anlamadıklarından emindim çünkü birçok yabancı oldukları kesin terimler vardı. Özellikle de şu arada bana inanmaz bakışlar atan sinir bozucu herifin.

“Evet beyler onları da istiyor musunuz?”

“Hayır! Hayır hiç gerek yok. Bayan Latif lütfen şüphemizi haklı görün” teğmen gayet uzlaşımcıydı.

“Önemli değil. Bunu size daha önce de belirttim. Önemli olan şu kızı bulmak…”

“Bir dakika bu belgelerin kesinliğinden nasıl emin oluyoruz. Sonuçta bu işte birliktesiniz değil mi?”

“Nelson! Kahretsin yeter artık! Burada herkes şaşkın”

“Hadi ama! Bu boktan şeylere inandık diyelim bize katille ilgili neden bilgi vermiyorsun. Yoksa rüyalarında iş katile gelince hattın iyi çekmiyor mu?”

Bunları söylerken sırıtmış yada dalga geçtiği yüzüne yansıyacak bir hareket yapmış olsa ben ona yapacaklarımı biliyordum ama adam çok ciddiydi. Hatta o kadar ki herkes bir cevap bekliyor gibiydi.

“Bunu sana nasıl anlatabilirim bilmiyorum çünkü sen de bunu çekemeye bilirsin” söyledikleri yine de sinirimi bozduğu için laf sokmadan duramadım ama sonunda anlatmaya da çalıştım “Benim rüyalarım en düşük frekansın vorteks*ini algılayabildiğim kadardır yani süreklilik olmuyor. Öyle olsa gün içinde normal yaşayamaz sürekli katatonik* bir halde gezerdim zaten”

“Ama çokta normal yaşamıyorsun zaten değil mi?” soruyu soran tabi ki de dedektif Nelson olsa da cevap bu sefer benden değil yanımda ki Nikos’tan gelmişti

“Haddinizi aşmayın dedektif”

“Bence bu haddi aşmak değil. Bilgi edinmek evet hanımefendi?”

 Karşısındaki adamı umursamadan bana kilitlenmiş cevap bekliyordu. Belli ki limitlerimi merak ediyordu.

 Nikos daha bana karşı çıkamadan ayağa kalktım ve yanına gittim sürekli ayakta durup bana tepeden bakmasına artık tahammül edemiyordum. Tamam yine ondan baya kısa kamış anca göğsüne varmıştım ama yine de kendimi daha güçlü hissettim ve cevapladım “Evet dedektif sizin sınırlı ve küçük bakış açınıza göre ben gün içinde de normal yaşamıyorum.

“ Ama normali bana nasıl tanımlarsınız çok merak ediyorum. Mesela size göre yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızın, tam da onu düşünürken oturduğunuz kafeye gelmesi normal mi? Ya da bir annenin çocuğunun, millerce ötedeyken hasta olduğunu, korktuğunu, üzgün olduğunu hissetmesi normal mi? Hadi bunları geçelim siz dedektif bir suçluyu sadece yüz metre öteden gözünden tanıyorsunuzdur bunu bilmeniz sadece tecrübe mi? Eminim bana öyle dersiniz! Hatta tam isabet nişan almanız uzak mesafe rüzgar, nem ve diğer koşullarla hedefi hiç şaşırmadan tam on ikiden. Hıı?” Tam konuşacaktı ki elimi kaldırıp onu susturdum, hızımı almıştım bir kere “Hayır bunlar da normal değil ama kabul edilesi çünkü hep karşılaştığınız durumlar. Şimdi ben gelmiş size gün içinde beyninizin içinden geçenleri okuyabilirim deyince normal olmuyorum. Kabul! Ama ne var biliyor musunuz? Bana göre asıl benim ve benim gibilerin yaptıklarını, hissettiklerini yapamayıp, hissedemedikleri için diğerleri anormal” yerime oturmadan zevk alarak eklemeden geçemedim “Bu arada tebrikler sizde bizdensiniz!”

   Tam dedektif bana lafları dizecekti belli, bu seferde kapının hızla vurulup içeri sabah beni getiren iri yarı Taxon'un telaşla girişiyle susması gerekti.

Teğmen “Evet?”

“Efendim biraz önce ön büroya dağıttığınız resimde ki kıza tıpatıp benzeyen bir resimle gelen aile kayıp büroya başvurdu. Dün geceden beri kızlarına ulaşamadıkları rapor edildi”

Şimdi herkes bana bakıyordu. Bense kızın hatırı için tek çareme, içime, beynime.

Vorteks* Girdap, Merkez kaç kuvvetinin hakim olduğu bakış.

Burada enerji dalga alanı olarak kullanılmıştır.

Katatoni* Basit hareket, karmaşık irade, davranış, konuşma bozuklukları. Donup kalma.

AMBERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin