Ikimiz de konuşmaya cesaret edemiyorduk ki ev sessizliğe gömülmüştü. Oturduğum sandalyede rahatsızca kıpırdandım. Tüm olanlar o kadar saçma ve imkansızdı ki bunları oturup ciddi ciddi konuşmak biraz komikti. Söze nasıl başlayacağımı bilemiyordum. Karşımda bana bakan iki çift göz vardı. Biri Patricia'ya aitti diğeri ise hiç sevemediğim korkunç karga Salazar'a.
"Karga beslemek sence de biraz tuhaf değil mi?"
"Tüm bu olanların yanında sana tuhaf gelen şey bu mu gerçekten?"
Her şey tuhaftı ama bu da normal değildi. Bunlar filmlerde olurdu!
"Evet haklısın. Konuya nasıl gireceğimi bilemedim."
"Hakkımda ne öğrendin?"
"Her şeyi."
"Anlat."
Derin bir nefes aldım. Işte başlıyorduk.
"Öncelikle sen bir prensestin. Yani hala öylesin. Baban Kral Brian Rodriguez sen ve ablan Valery... Mutlu bir hayatınız vardı. En azından sen öyle sanıyordun. Nişanlın Prens Orlando ile çok mutluydun ama... onun seni Valery ile aldattığından haberin yoktu."
Tepkisini inceledim. Acı çekiyordu. Hem de üzerinden yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen!
"Bunları anlatırken üzülmeni istemiyorum Patricia. Açıkçası biraz da saçma!"
"Saçma?!"
Patricia gülerek ayağa kalktı ve piyanonun etrafında dolaşmaya başladı.
"Ben ihaneti asla unutmadım. Nasıl unutabilirim ki?! Hep yanımda, en mutlu hissettiğim an bile peşimi bırakmayan bir hatıra o!"
"Başka birine aşık olmadın mı? Yüzyıllarca yaşadın ve kimseye yakın olmadın mı?"
"Hayır. Tekrar yaşamak istemedim. Zaten insanlar benden hep korktu. Herkesin gözünde korkunç bir cadıydım!"
"Bunlar nasıl mümkün olabilir?! Prens Orlando ve sen evleniyorsunuz ve dans ederken herkes ölüyor. Sen ise yüzyıllarca yaşıyorsun!"
"Valery hep beni kıskanırdı. O bir buz kadar soğuktu. Kimse onu sevmezdi. Herkesin bana daha yakın olmasına tahammülü yoktu. O yüzden o baloda herkesi öldürürken beni cehennem hayatına sürgün etti. Bana ölümsüzlüğü verdi ama her gün ölüyordum."
"Nasıl?"
"Insanlar benden bir saniye bile nefret etse o gün gördüğün gibi her yerimde kesikler açılır. Canım yanar ama ölmem. Bu nasıl bir şey tahmin bile edemezsin."
Şaşkındım. Bu nasıl bir intikamdı böyle? Hiç kimse kardeşine bunu yapmazdı! Tüm bunlar geceleri duyduğum çığlık seslerini ve bu eve gizlice girdiğimde gördüğüm kan gölünü açıklıyordu. O gece Salazar benimle konuşmuştu. Her şeyi öğrenmiştim ama o olay hala gizemini koruyordu. Belki de bana öyle gelmişti. Belki de yanlış duymuştum.
"Her şeyi anladım fakat tek bir şey var öğrenmek istediğim."
Patricia merakla sorumu bekledi. Gözlerim usulca Salazar'a kaydı. O da bana bakıyordu.
"Bu kargayı nerden buldun?"
"Kapımın önünde yaralı bir haldeydi. Onu iyileştirdim. Yalnızlığımı gideren bir arkadaş oldu bana. Bunu neden merak ediyorsun?"
"O konuşuyor."
Patricia Salazar'a baktı. Uzun bir sessizlikten sonra duymayı beklediğim şey kesinlikle bir kahkaha değildi!
"Bunda komik olan ne?"
"O normal bir karga. Ayrıca hayvanlar konuşamaz."
"Bir insanda ölümsüz olamaz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasyHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.