"Anladım ki hayat zor bir sınav. Kötü şeyler oluyor. Hem de çok kötü... Fakat en dibe battığımızda ve artık küçük bir parça bile umudumuz kalmadığında öyle bir şey oluyor ki tekrar nefes almaya başlıyoruz. Bu öyle bir şey ki bize kıymet bilmeyi öğretiyor. Bize sıradan gelebilecek en basit anın aslında ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Biz insanlar her şeyden şikayet etmek yerine içinde bulunduğumuz durumları olumlu yanlarıyla görmeli ve kıymetini bilmeliyiz belki de. Bana kalırsa gerçekten böyle olmalı çünkü hayat çok kısa. Belki Patricia için kısa değil fakat genel olarak hepimiz ölümlüyüz ve bu durum bizim için geçerli. Bunları size ölüp tekrar hayata dönmüş biri olarak söylüyorum. Evet belki bir şey hatırlamıyorum fakat düşüncesi bile bana ağır geliyor. Bu aralar sık sık, hayata geri dönememiş olsaydım ne olurdu diye düşünüyorum. Patricia bir daha asla mutlu olamazdı ve lanetli biri olarak hayatına devam etmek zorunda kalırdı ki bu berbat bir şey olmalı! Neyse ki buradayım ve onu lanetten kurtaracağım. Geçen sefer bunu yaptığımı sanmıştım. Başarısız olduğum için mutluyum çünkü Patricia'nın ölmesini engelledim. Her ne kadar buna ben sebep olsam da! Sanırım gerçekten Bayan Glamis'in ve John'un ağzından düşmeyen o 'kader' adlı kavram var çünkü yaşadığımız her şey birbirine bağlı. Öğrendim ki ben de lanetli biriymişim ve sevginin ne olduğunu bilmemek ölümsüz olmaktan ve her nefret duygusunda vücudunda kesikler açılmasından daha beter bir lanet. İşte bu yüzden iyi ki 'kader' denilen kutsal kavram bizi bir araya getirmiş ve Patricia üzerimdeki korkunç laneti kaldırmış. Ona minnettarım ve bana yaptığı bu iyiliği karşılıksız bırakmaya hiç niyetim yok. Yakında onun laneti de üzerinden kalkacak ve hayatımıza daha mutlu bir şekilde devam edeceğiz. Söylediğim gibi hayat üzgün olmak için çok kısa!"
Elimdeki sayfayı okumayı bitirdiğimde beklentiyle Patricia'ya baktım.
"Ne düşünüyorsun?"
"Bu gerçekten çok anlamlı ve güzel."
"Teşekkür ederim. Bunlar benim gerçek hislerim ve gerçek düşüncelerim Patricia. Beğenmene sevindim." dedim kağıdı masaya bırakarak. Kitabın sonunu gerçeklerle değiştirip yayınevine götürmeye karar vermiştik. Patricia bu fikri beğenmişti çünkü anılarımızın yazılı olması onun çok hoşuna gidiyordu. İkimiz de ölüp bu dünyadan silindiğimizde arkamızda her okuyanın ders çıkaracağı bir hikaye bırakacaktık ve aslında bu bizim ölümsüz olmamızı sağlayacaktı. Gelecekteki insanların bu hikayeyi okuduğunda 'Vay canına!' demelerini öteki taraftan gülümseyerek izleyecektim. Tabi bazı insanlar da 'Lanet olsun bu tam bir zaman kaybıydı!' diyeceklerdi. Eh herkes beğenecek diye bir kural yoktu ne de olsa!
"Hey! Hadi ama geç kalacağız."
Patricia'nın uyarı dolu sesiyle kendime geldim. Hazırladığı bavulunu tekrar kontrol ediyordu.
"Sakin ol. Daha vaktimiz var."
"İlk defa uçağa bineceğim ve biraz endişeliyim."
Çalışma masasından kalkarak ona yaklaştım ve ellerini tuttum. Patricia'yı Hawaii'ye götürecektim ama o bunu bilmiyordu çünkü bu bir sürprizdi. Bayan Glamis'in yardımıyla Patricia'yı eskiden yaşadığı yere götürecektim. Yani Lolani Sarayı'na...
"Endişelenmene gerek yok canım. Ben yanında olduğum sürece sana zarar gelmeyecek. Artık sadece mutlu olma zamanı."
Patricia gülümseyerek bana sarılınca ben de karşılık vererek kollarımı ona doladım.
"Uçak düşmez değil mi?"
Gözlerimi devirerek küçük bir kahkaha attığımda Patricia da benimle güldü.
"Tamam artık sormayacağım ama sen de artık bavulunu hazırla."
"Peki anlaştık." diyerek benden ayrılan Patricia'yı izledim. Çok heyecanlıydı. Ben de ona güzel bir an yaşatacağım için sabırsızlanıyordum doğrusu. Geçen birkaç günde daha iyiye giden yaralarıma baktım. Bacağım hala alçıdaydı ama bu pek de umrumda değildi ve Hawaii'de gezmeme engel olamayacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/250611321-288-k355896.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasyHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.