Duyduğum korkunç seslerle aniden uyandım. Kasvetli bir müzik tüm sarayı inletircesine çalıyordu. Hızla yataktan kalkarak odamdan çıktım. Ortalıkta kimse görünmüyordu. Merdiven korkuluklarından aşağı baktığımda balo salonunda iki kişi dans ediyordu. Onlar Orlando ve... Ablam Valery'di. Neler oluyordu böyle? Hızlı adımlarla yanlarına gittiğimde ikisi de beni umursamadı.
"Hey! Burada neler oluyor?! Bugün bizim düğünümüz var Orlando!"
Orlando ve Valery beni duymuyor gibiydiler. Sinirle Orlando'nun kolunu tuttum. Hiçbir şey olmamış gibi hala dans ediyorlardı. Birden Valery güçlü bir kahkaha attı.
"Kurtulduk sevgilim! Artık sadece sen ben ve bu saray olacak."
"Bir şeyi unuttun sevgilim. Birde aciz kocanın sana veremediği ama benim sana verebileceğim bir şey var. Bir bebek."
Orlando sözlerini bitirir bitirmez Valery'nin dudaklarına kapandı.
Karşımda olup bitenleri dehşet saçan gözlerle izlerken istemsizce bir adım geri gittim. Neler oluyordu?! Orlando beni aldatıyordu hem de ablamla! Ben onların yanına gidip Orlando'ya bir tokat atmak istiyordum ama bir güç beni geri çekiyordu. İleriye doğru tek bir adım bile atamıyordum!
"Hayır! Sizi alçaklar! Beni nasıl aldatabilirsiniz?! Hayır!!!"
Aniden gözlerimi açtım ve yatakta doğruldum. Nefes nefese kalmıştım ve terden sırılsıklam olmuştum. Gördüklerim bir kabustu. Aman Tanrım! Dün gece hizmetçilerin konuştukları şeylerin etkisinde kalmış olmalıydım. Derin bir nefes alarak kalktım ve üzerimi değiştirdim. Aynanın karşısında saçlarımla ilgilenirken kulağıma korkunç bir müzik sesi geldi. Bu gördüğüm kabusta çalan müzikti! Elimdeki tarağı yere attım ve koşarak odadan çıktım. Merdiven korkuluklarından balo salonuna baktığımda babam orkestraya bağırıyordu.
"Aman Tanrım bu nasıl bir müzik böyle?! Çalmayı bırakın! Kızım uyanacak sizin yüzünüzden."
"Baba?!"
"Kızım uyandın mı?"
Babam orkestraya dönerek onları azarlamaya başladı. Ben ise rahatlamıştım. Merdivenlerden inerken kendimi sakinleştiriyordum. Evet kötü bir kabus görmüştüm ama bunun etkisinde kalamazdım. Bugün evleniyordum. O yüzden kafamdaki saçmalıkları unutup gülümseyerek babamın yanına gittim.
"Baba sorun yok ben zaten uyanmıştım."
"Peki güzel kızım. Hadi bahçeye çıkalım. Mükemmel bir kahvaltı hazırlattım."
"Çok iyi yapmışsın babacığım. Bugün hava çok güzel."
Babamla bahçeye çıktık ve bizi bekleyen harika bir masayla karşılaştık. Canım bir şey istemiyordu fakat bu kahvaltı iştahımı açmıştı. Yerlerimize oturduk ve kahvaltı yapmaya başladık.
O sırada gelen gülüşme seslerini duyduk ve ikimizde sesin geldiği yöne baktık. Ablam, kocası Alfred ve Orlando yanımıza geliyorlardı. Ablam ve Orlando'yu yan yana görmek beni biraz kızdırsa da onlara gülümsedim.
"Baba kız kahvaltınızı bölmüyoruz umarım."
Babam Alfred'in sözleriyle çayından bir yudum aldı.
"Bize eşlik etmeyi kabul ederseniz bu yaptığınızı bağışlarız."
"Büyük zevkle!"
Alfred ablamın sandalyesini çekti ve kendisi de yanına oturdu. Orlando ise benim yanıma oturarak yanağıma bir öpücük kondurdu. O sırada hizmetçiler yeni servis açarak çayları tazelediler.
"Ee heyecanlı mısın Patricia?"
Alfred'in sorusuyla gözlerimi kocaman açtım.
"Olmaz olur muyum?! Kalbim yerinden çıkacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasíaHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.