"Siz nasıl?" diyebilmiştim sadece. Emily belliki uykusuz kalmış olan Molly'i elinden tutarak odaya girdi ve peşinde sürüklediği bavulunu köşeye koyarak odayı incelemeye başladı. Ben ise afallamayı bir kenara bırakıp kapıyı kapattım.
"Burası güzelmiş. Ama merak etme ayrı bir odada kalacağız."
"Burada olduğumu nerden öğrendiniz?"
"Kayıtlarda Hawaii'ye alınmış iki uçak bileti görünüyordu. Biliyorsun elim uzundur. Söyle bakalım kiminle geldin buraya?"
"Sen beni takip mi ediyorsun? Unutmuşum bunu yapacak bir adamın vardır senin." dedim gülerek.
"Her neyse! Soruma bir cevap bekliyorum kardeşim."
"Şey.." dedim yeni yeni çıkan sakallarıma dokunarak. Ona nasıl bir açıklama yapacaktım şimdi? Emily hayatımda biri olduğunu ve neredeyse evlenmek üzere olduğumu öğrenirse bana fena halde bozulurdu. Bu yüzden hemen bir şeyler söylemeliydim.
"Sen benden bir şey mi saklıyorsun?"
"Hayır ne saklayabilirim ki? Neyse şimdi bunları boş verelim. Bak Molly'nin uykusu gelmiş." dedim koltuğun üzerinde uyuklayan yeğenimi göstererek.
Emily birkaç saniye kızını izledikten sonra bana gözlerini kısarak baktı.
"Peki. Sakladığın şey her neyse ortaya çıkaracağım."
"Bir şey sakladığım falan yok Emily."
"Paul neler oluyor?"
Sesin sahibi banyodan çıkan Patricia'ydı. Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım ve şu anın bir rüya olmasını diledim fakat gözlerimi açtığımda Emily'nin kızgın bakışlarıyla karşılaştım.
"Vay canına! Prensese ne oldu dayı? O aynı bizim gibi giyiniyor."
Molly'nin söylediklerine gülen Patricia yanımıza geldi.
"Merhaba. Geleceğinizden haberim yoktu."
Emily kısa bir gülümseme ile karşılık verdikten sonra bana döndü.
"Bu bana da sürpriz oldu Patricia. Emily bizi ziyaret etmek istemiş anlaşılan."
"Onunla geldiğini söylemek neden bu kadar zordu senin için? Aranızda ne var?"
Patricia utanarak başını eğdi.
"Bak Emily. Her şey çok ani oldu. Yani tüm bu olanlar hızlı gelişti. Sana anlatacaktım."
"Neyi?" dedi Emily merakla. Molly hayranlıkla Patricia'yı seyrediyor, Patricia ise dudaklarını birbirine bastırmış bana bakıyordu. Herkes hazırda beklediğine göre artık söylemem gerekiyordu.
"Emily..."
"Paul?"
Terastan gelen ses hepimizi korkuturken bunun bir rüya olmasını diledim çünkü John uçuyordu. Hem de herkesin gözü önünde!
Emily ve Molly gözlerini kocaman açmış John'a bakarken dikkatleri dağıtmak için bağırdım.
"Biz evleniyoruz!!"
Ağzımdan çıkan bu cümle şaşkınlıktan dili tutulmuş Emily'nin bana bakmasını sağlamıştı. Başıma ağrılar girerken Emily bayılmış John ise suçlu bir çocuk gibi olanları izlemeye devam etmişti.
....
Yaklaşık iki saat sonra her şey yoluna girmişti. Paul'un ablası Emily ve Molly için ayrı bir oda ayarlamıştık. Olanları Bayan Glamis'e anlattığımızda John'a biraz öfkelensede Emily ve kızı Molly'e hafıza silme büyüsü yaparak herkesin içini rahatlatmıştı. Anne kız şu an her şeyden habersiz uyuyordu. Biz de terasta oturmuş olanları konuşuyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasyHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.