_21_

46 12 6
                                    

Yaz mevsiminin ortasında yağan yağmur sayesinde oldukça tembel hissediyordum. Yataktan zorla kalkmış ve bir şeyler atıştırdıktan sonra akşama kadar yazmıştım. Romanım harika ilerliyordu fakat bunları yaşamak yorucuydu. Patricia'yı merak ediyordum. Romanın devamı için onu yeniden hayata döndürmeliydim. Bu hikaye böyle sonlanmamalıydı. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum ama bir yolunu bulamazsam her şey boşuna gidecekti. Buna izin veremezdim. Sandalyeden kalkarak üzerime bir kapüşon geçirdim ve kendimi dışarı attım. Kapıyı çalarsam açmayacağını biliyordum bu yüzden ardına kadar açık olan pencereye yöneldim. Tam içeri gireceğim sırada iki kişinin konuştuğunu duydum ve geri çekilip dinlemeye başladım.

"Ne olursa olsun görevimi tamamlayacağım ve artık özgürce yaşayacağız."

Konuşan Salazar'dı. Cevap olarak kısık sesli bir kahkaha duyuldu. Bu sesin kime ait olduğunu anlamaya çalıştım.

"Bundan hiç şüphem yok ama bu görev senin için zor olacak."

"Artık zorluk yok. Görevi yerine getireceğim."

"Bana söz ver. Görev ne olursa olsun bunu başaracaksın."

Bu kadın sesi kulağa oldukça tanıdık geliyordu. Emin olmak için pencerenin köşesinden içeriye baktım.

"Bayan Glamis!"

Ağzımdan fırlayan şaşkınlık nidası beni ele vermişti. John Lyon ve Bayan Glamis kaşlarını çatmış bana bakarken bende neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Aman Tanrım! İçeri gel Paul."

Bayan Glamis'in davetini geri çevirmeyerek içeri girdim. Siyah uzun elbisesi ve elbisenin rengine tamamen zıt olan bembeyaz saçlarını büyük bir şapkayla kapatmış, tüm görkemiyle karşımda duruyordu.

"Siz burada ne arıyorsunuz? Patricia nerede?"

John şaşırmıştı.

"Siz nereden tanışıyorsunuz?"

Bayan Glamis elini kaldırarak onu susturdu.

"Bu uzun bir hikaye oğlum. Görevin bir parçası."

"Oğlum mu?! Sen..yani?"

"Ben John Lyon Glamis. Cadı Lady Janet Glamis'in oğluyum."

Ne diyeceğimi bilemiyordum ve olanlara rağmen hala şaşırabildiğim için kendime kızıyordum.

"Bunu beklemiyordum. Bana neden söylemedin John?"

"Tanıştığınızı bilmiyordum. Ayrıca bunun görevle ne ilgisi var anne?"

Bayan Glamis derin bir nefes aldı.

"Oğlum soyumuz için yerine getirmen gereken görev Patricia'yı gerçek aşkına kavuşturman. Bu kişi Paul Clark."

"Ne?!"

Ben kahkahalarla gülerken John öfkeli gözlerle beni izliyordu. Gülmeyi keserek ona döndüm.

"Dostum sana dün söyledim ben Patricia'ya aşık değilim. Onun gerçek aşkı değilim!"

"Bana yalan söyledin!!"

John öfkeyle üzerime yürüdü. Bayan Glamis onu tutarak geri çekti.

"Patricia'ya karşı hislerin olduğunu biliyorum fakat soyumuzu düşün."

John Bayan Glamis'in elinden kurtuldu ve kargaya dönüşerek pencereden dışarıya uçtu. Onun gözden kaybolmasını izlerken Bayan Glamis sessizliği bozdu.

"Yüzyıllar önce soyumun varlığını açığa çıkaracak bir hata yaptım. John genç bir delikanlıydı. Geçmişte cadıların nasıl bir muamele gördüğünü duymuşsundur. Yakılarak ölüme mahkum edilirdik! Bana da aynı muameleyi göstereceklerdi. Yakılacaktım. Oğlumun gözleri önünde beni yakacaklardı. Buna izin vermedim! John'u da alıp kaçtım. Cadıların yani ailemin arkadaşlarımın yanına döndüm. Cadı bakanlığı olayı duymuştu. Mahkemeye çıkarıldım ve sırrı saklayamadığım için oğlumla birlikte sürgün edildim. Cezamız insanların dünyasında yaşamaktı. Zamanı geldiğinde bize bir görev verilecekti ve bunu başarırsak ait olduğumuz dünyaya geri dönebilecektik. Saklanarak yaşamak zorunda kaldık. Yüzyıllarca bekledik ve artık yapmamız gereken görev hakkında bilgi almaya başladık. Cadı bakanlığı Patricia hakkında her şeyi bize bildirdi. Prens Orlando ile nişanlıydı ve ortada aldatma olayı vardı. Görevimiz onların arasını düzeltmekti. Prens Orlando bir gün bana geldi ve kara büyü yapmamı istedi. Çok kişi ölecekti. Patricia da ölümsüz olacaktı. Büyüyü yapmamalıydım. Bakanlık buna izin vermedi fakat insanlardan intikam almam için bu büyük bir fırsattı. Büyüyü yaptım. Bakanlık bunu öğrendiğinde hatamı telafi etmezsem güçlerimi elimden alacaklarını söyledi. Bu nedenle Patricia'yı o korkunç geceden sonra izlemeye başladım. Yaşlı bir kadın onu yanına almıştı. Kadın ona bakamayacak hale geldiğinde onu ben yanıma aldım."

Kötülüğün DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin