Öfkeliydim. Salonda bir oraya bir buraya giden adımlarım bunu epey belli ediyordu. Koltukta oturan iki çehre bana masumca bakarken ciddi durmak pek kolay değildi. Öfkem biraz daha yatışmıştı. Sessizce karşılarındaki koltuğa oturdum ve onlara bakmaya başladım. Evet ablam Emily gelmişti ama yalnız değildi. Gözlerim küçük kızın minik ellerine kaydı. Ona baktığımı fark edince kızarıp rahatsızca kıpırdandı. Benden çekindiği belliydi. Sessizliği bozan Emily oldu.
"Molly o senin dayın Paul."
Molly gülümseyerek bana baktı.
"Molly etrafa bakmak ister misin?"
Molly hevesle başını salladı. Ben de kalkıp onun elinden tuttum ve salondan çıkardım.
"Hadi bakalım sen evi gez ben de annenle biraz konuşayım."
Molly hevesle evde koşmaya başladı bense salona geri döndüm.
"Paul.."
"Tanrı aşkına Emily! Habersiz bir şekilde buraya geliyorsun ve evde olmadığım için beklemek yerine çilingir çağırıp kapımın kilidini değiştiriyorsun! Bu ne demek oluyor?! Ayrıca sen adresimi nasıl buldun?"
"Üzgünüm Paul benim kötü bir amacım yoktu. Yardıma ihtiyacım var ve senden başka gidecek kimsem yok."
"Seneler önce benim de yardıma ihtiyacım vardı! Hayallerimi gerçekleştirmek için desteğe ihtiyacım vardı. Bunu benden esirgediğin gibi babamın ölümünde suçu bana attın! Şimdi de benden yardım mı bekliyorsun?!"
Histerik bir şekilde güldüm. Sinirim alt üst olmuştu. Emily'nin ağladığını görünce sakinleştim.
"Neler oldu?"
Emily bu soruyu bekliyormuş gibi anında ayağa kalktı ve bana sarılarak daha çok ağlamaya başladı.
"Beni aldattı! Bunun nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? Artık onun yanında kalamazdım."
Işte bu beni şaşırtmamıştı. Emily'nin kocasını çok tanımıyordum ama işe yaramaz bir herif olduğunu en başından beri biliyordum.
"Emin misin? Belki bir yanlış anlaşılma olmuştur."
"Eminim tabiki! Mesajları gördüm. Ondan boşanacağım."
"Tamam sakin ol o herifle evlenmen bir hataydı zaten."
Emily benden ayrılarak yüzüme baktı.
"Bir süre sende kalabilir miyiz? En azından Dave evden gidene kadar."
"Ona evden gitmesini söyledin mi?"
"Şeyy hayır ama belki sen arayıp konuşursun. Şu an deli gibi bizi arıyordur. Evden neden kaçtığımızı bilmiyor."
"Ne?! Aman Tanrım Emily kocanla yüzleşmedin mi yani?!"
"Onun yüzünü bile görmek istemiyorum!"
"Telefonunu ver."
Emily'nin cebinden çıkardığı telefonu alarak arka bahçeye çıktım. Hava almak bana iyi gelecekti. Telefondan Dave'in numarasını aradım. Sakin olacaktım. Ne olursa olsun sakindim.
"Alo? Tanrı aşkına Emily nerelerdesiniz?!"
"O lanet çeneni kapat ve beni dinle şerefsiz! Emily benim yanımda ve Molly'de öyle. Onları aramaya kalkışma ve Emily boşanmak istiyor. Bu yüzden eşyalarını topla ve o evden derhal git."
"Ne? Paul sen misin? Ne boşanması?"
"Onu aldatırken kafandan ne geçiyordu lanet olası!"
"Ne? Ama nasıl..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasyHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.