Önümde duran aynada kendimi süzdükten sonra gülümseyerek yanımdaki yardımcılara baktım.
"Nasıl görünüyorum?"
Genç hizmetçi hayranlıkla büyüttüğü gözlerini gelinliğimden alamayarak bana cevap verdi.
"Kusursuz!"
Bu cevap karşısında memnuniyetle etrafımda döndüm.
"Bende buna bayıldım. Diğer gelinlikleri kaldırabilirsiniz. Bunu giyeceğim."
Hala inanamıyordum. Sevdiğim, aşık olduğum adamla hayatımı birleştirecek mutlu bir yuva kuracaktım. Düşüncesi bile beni heyecanlandırmaya yetmişti.
Yorulduğumu hissederek gelinlik provasını bitirdim ve üzerimi değiştirip odamdan çıktım. Sarayın koridorlarında koşuşturan hizmetçileri görünce ister istemez gülümsedim. Hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyordu. Uzun ve geniş merdivenlerden inerek balo salonuna geldim. Babam beni görünce yanındaki aşçıya bir şeyler söyledi ve onu mutfağa gönderdi.
"Ah kızım gelinlik provasında olman gerekiyordu."
Babamın yanına gidip ona sarıldım. Her şeyimle şikayet etmeden ilgileniyordu.
"Merak etme babacığım gelinliğimi seçtim bile."
"Bu kadar çabuk mu?! Böyle şeyler sizin için önemlidir. Emin misin?"
"Benim için önemli olan tek şey mutluluk babacığım. Gelinliğin ne önemi var ki?"
Babam gülümseyerek saçlarıma minik bir öpücük kondurdu.
"Canım kızım sen hep böyleydin. İyi huyun ve alçakgönüllülüğünle tıpkı annene benziyorsun."
Babamın bu sözleriyle gülümsemem yüzümden silinmişti. Babamın annemi hala çok özlediğini biliyordum. Annem bir yıl önce yakalandığı bir hastalık sonucu hayatını kaybetmişti.
"Annemi özlüyorum baba."
"Bende onu çok özlüyorum ama eminim ki o şu an burada olsaydı ikimizi de bir güzel azarlardı. Hadi daha çok işimiz var! Benim dünyalar güzeli kızım yarın evleniyor!"
Biz babamla gülüşmeye devam ederken ablam yanımıza geldi. Çok soğuk bir tavrı vardı ve asla hiçbir şey onu memnun edemezdi.
"Ah Valery kızım bende seni çağıracaktım. Sana çok ihtiyacım var."
"Ne oldu baba?"
"Kardeşinin düğünü için hazırlanacak olan yemekler listesine bir göz atmalısın. Bu konuda en becerili kişi sensin."
Valery yapmacık bir şekilde gülümsedi ve babamın önünde eğilerek reverans yaptı.
"Başüstüne Kral Brian Rodriguez."
Babam gözlerini devirdi ve ablama yaklaştı.
"Lütfen kızım bu Patricia için önemli onun en mutlu gününde hiçbir sıkıntı çıkmamalı."
Babam her ne kadar fısıltılarla konuşsa da her şeyi duyuyordum.
"Peki baba."
Ablam benim yanıma geldi ve nefret edercesine baktı. Ardından söylenerek gitti.
"Zaten hep Patricia!"
Ablamın bu davranışlarını normal karşılıyordum çünkü bu aralar çok gergindi. Bunun sebebi kocasıydı. Ablam iki yıl önce aşık olduğu kişiyle evlenmişti. Çok mutlulardı ama bir yere kadar. Ablam çocuğu olmasını her şeyden çok istiyordu fakat önüne bir engel çıkmıştı. Kocası ablamın isteğini karşılayamıyordu. Ablam bunu ilk zamanlar anlayışla karşılamış olsa da gün geçtikçe kahroluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasyHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.