Paul'un yemek için beni getirdiği yer harikaydı. Tüm masalarda şık ve gösterişli çiftler oturuyordu. Arka fonda Fransızca bir melodi çalıyordu. Aynı zamanda Paul oturduğumuzdan beri gözlerini benden ayırmıyordu.
"Neden öyle bakıyorsun?"
Paul bir rüyadan uyanmış gibi bana baktı.
"Karşımda olağanüstü güzellikte bir prenses oturuyorken nasıl bakmalıyım?"
"Abartma lütfen. Beni utandırıyorsun."
Böyle söylemiş olsam da Paul'un her kelimesi beni etkilemişti.
"Abartmıyorum. Gerçekten bu elbise sana çok yakışmış."
"Tekrardan teşekkür ederim."
Paul bana gülümsedi ve konuşmaya başlayamadan siparişlerimiz geldi. Daha önce hiç bu kadar romantik bir an yaşamamış olabilirdim.
"Patricia aslında bu yemek şey içindi..."
Heyecanla Paul'e baktım. Ağzından çıkacak her bir sözü düşündükçe kalbim daha da hızlı çarpıyordu.
"Ne içindi?"
"Sana söylemek istediğim bir şey var."
"Dinliyorum."
Bir an önce söylemesi için gözlerimi gözlerine dikmiştim. O sırada yan masadan gelen gürültüler tüm dikkatleri dağıttı.
"Neler oluyor Paul?"
Paul yan masada ayaklanan ve çığlık çığlığa kaçan kadına bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştı.
"Sanırım masalarının altında bir fare var."
"Aman Tanrım bir karga!"
Bağıran adam masanın örtüsünü kaldırmış ve bir çift tanıdık gözü görmemizi sağlamıştı. Paul'de en az benim kadar şaşkındı.
"Salazar?"
"Patricia onu buraya sen mi getirdin?"
"Hayır ona evde kalmasını söylemiştim. Bu çok garip. Her zaman sözümü dinlerdi."
Salazar uçarak omzuma konduğunda tüm gözleri üzerimde hissedebiliyordum. Elinde demirden bir sopa olan garson temkinli adımlarla bana doğru yaklaştı.
"Sakin olun majesteleri. Onu hemen kovacağım."
Garsondan uzaklaştım.
"Karga benim! Uzak dur. Onu hemen göndereceğim."
Herkes şaşkın suratlarıyla bana bakıyordu. Garson geri çekildi ve müşterileri sakinleştirmeye başladı. Salazar'a sertçe bakarak Paul'e döndüm.
"Lütfen otur. Ben hemen geliyorum."
Paul onayladı ve bende Salazar ile birlikte çıkışa yöneldim.
"Burada ne işin var?! Sana evde kalmanı söylemiştim! Şimdi hemen eve geri dön."
Salazar gözlerime tuhaf bir şekilde baktı. Ardından uçarak gözden kayboldu. Derin bir nefes aldım ve içeriye girerek Paul'ün yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötülüğün Dansı
FantasyHer şey bir dansla başlamış ve bir dansla bitmişti. Kötülüğün dansı Patricia'nın hayatını hiç ummadığı bir şekilde değiştirmişti.