_23_

48 11 3
                                    

İçtiğim bitki çayı beni oldukça rahatlatmıştı. Öyle ki neredeyse tüm stresimi alıp gitmişti. Neredeyse!

"Ellerine sağlık Martha."

"Beğenmene sevindim. Çok hırpalanmış görünüyorsun. Gözlerinin altı mosmor. Gece uyumuyor musun sen?"

"Çoğu zamanımı yazdığım roman için harcıyorum. Geri kalan zamanımı ise Patricia ile geçiriyorum ve bu oldukça yorucu."

"Yeni bir ilişkiye mi başladınız? O kadın çok tuhaf."

Martha lafın arasına giren Boris'e baktı.

"Çocuğu rahat bırak!"

"Tamam tamam bir şey demedim."

Boris kucağındaki gazeteyi okumaya devam ederken ben de cebimden minik parşömeni çıkardım.

"Aslında buraya geldim çünkü çözmem gereken bir şey var ve bunu yapamıyorum. Bu parşömendeki yazıyı okuyabilirseniz beni büyük bir dertten kurtarmış olacaksınız."

Martha gözlüklerini takarak uzattığım parşömeni aldı.

"Oh! Bu ne kadar küçük bir şey böyle!"

"Tenal lısan asyıdalşab elyö retib,
Kiliyi rileg külütök redig. Parşömenin içinde bu yazıyor. Fakat ne anlama geldiğini bilmiyorum."

"Belki farklı bir dildir."

Konu Boris'in ilgisini çekmiş olacakki gazetesinden kafasını kaldırıp bizi izlemeye başladı.

"Ben de bakayım. Belki gizemi çözebilirim."

Martha gülerek parşömeni Boris'e uzattı.

"Nasıl çözeceksin?"

"Beni hafife almamalısın!"

Martha gülmeyi bıraktı ve merakla kocasını izledi. Ben de heyecanla sonucu bekliyordum. Boris düşünceli bir şekilde parşömeni inceledi ve yazıyı okudu. Ardından kahkaha atmaya başladı. Martha ve ben birbirimize bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştık.

"Bunu çözmek için bu kadar uğraştığına inanamıyorum genç adam."

"Ne yazdığını anlayabildiniz mi?!"

"Buna inanmam!" dedi Martha. Şaşırmıştı.

"Sessiz olun da okumama izin verin."

Oturma odası sessizliğe gömülürken heyecanla Boris'in ağzından çıkacak olan cümleyi bekledik.

"Lanet nasıl başladıysa öyle biter,iyilik gelir kötülük gider."

"Aman Tanrım! Bunu nasıl anladınız?"

"Bu yazı tersten yazılmış. Bunu nasıl fark edemedin?"

Parşömeni Boris'ten alarak tekrar baktım. Bu doğruydu!

"Vay canına! Hiç bu kadar basit düşünmemiştim. Teşekkürler Boris."

"Önemli değil evlat."

"Peki bu ne demek?"

"Bilmiyorum Martha. Bunun üzerinde düşüneceğim. Çay için çok teşekkür ederim!"

Hızla onlara veda ettim ve evden çıktım. Kendi evime geldiğimde hemen odama çıktım. Bu konu hakkında daha sonra düşünecektim çünkü Patricia'ya pikniğe gitmek için söz vermiştim ve hazırlanmam gerekiyordu. Parşömeni yerine koyarak üzerimi değiştirdim. Sır çözüldüğü için çok mutlu hissediyordum.

Kısa süre sonra Patricia'nın evindeydim.

"Yukarı gel Paul!"

Merdivenlerden çıkan Patricia'yı takip ederek onunla birlikte odaya girdim. Aynanın karşısına oturup saçlarını taramaya başlayan Patricia çoktan soru sormaya başlamıştı.

Kötülüğün DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin