2 Yıl Sonra
Sol kolumdaki bezi çözüp masanın üstüne koydum. Kesilen kostümümün altından koluma baktım. Çok derin olmasa da dikiş gerektiren bir kesik vardı.
"Al bakalım." Diyerek yanıma geldi Steve ve önüme bir viski şişesi koydu. Köşeden bir sandalye çekip yanıma oturdu.
"Bize yok mu?" Diyerek araya girdi masanın karşısındaki Natasha.
"Koca bir şişeyi tek başına içmeyecek herhâlde?" Dedi Sam. Natasha ona kaşlarını kaldırarak baktı.
Güldüm ve şişenin kapağını açarak içmeye başladım. Şişeyi masaya geri bıraktığımda yarısı bitmişti. Sam bana şaşkınlıkla bakarken viski şişesini öne doğru ittim.
"İçerdim ama bir işe yaramıyor zaten, al iç. İğrenmezsin, değil mi?" Dedim.
Natasha şişeyi alıp yudumlamaya başlarken Steve ilk yardım çantasını açıp yarama tentürdiyot döktü. Ben çenemi sıkarken Steve koluma üfledi. Yarayı iyice temizledikten sonra kolumu dikmeye başladı.
"Bence artık sana diploma vermemiz gerek, ikinize de." Dedim Natasha'yı da kastederek.
"Kendini yaralamayı çok seviyorsun." Dedi Steve oturduğu yerden. Güldüm.
Ona baktım, sakalları ve saçları çok uzamıştı ama böyle daha iyi görünüyordu. Önüme dönerken sarı saçlarıma bulanan kan dikkatimi çekti.
"Sanırım kader saçlarını sarı sevmiyor." Dedi Steve.
"Ben seviyorum."
Saçlarımı sarıya boyamıştım. Natasha ile beraber bir değişiklik istemiştik. Şu son iki yılda pek çok değişiklik yapmıştık aslında.
Hükümetten 2 yıla aşkın saklanıyorduk ama bir yandan da düşmanlarımızı devirmeye devam ediyorduk. Clint ve Scott hariç, onlar anlaşma yapıp ev hapsine çarptırılmıştı. İkisinin de bakması gereken bir ailesi vardı.
Wanda ile Vision'da aramızda değildi. Vision son dövüşten sonra vericisini kapatarak bize katılmıştı ama geçen hafta Wanda ile ortalıktan kaybolmuşlardı.
James ise hâlâ Wakanda'daydı. Tedavisi uzun sürdüğü için orada kalıyordu. Onu sık sık ziyarete gidiyordum. İç çekerek boynuma astığım pusulayı avcumun içine aldım. Aynısı onda da vardı. Pusulanın içini açıp James'in gençlik fotoğrafına baktım.
Tanrım, o zamanlara dönmek için neler veririm.
Gizli Üs'ümüzün balkonunda sohbete devam ediyorduk. Üss işini ayarlamak uzun sürmüştü. 2 ay öncesine kadar otellerde sürükleniyorduk.
Yaramı sarıp arkama yaslanırken Steve, Natasha'ya döndü ve onu alnından öptü. 2 yılın içerisinde güzel bir ilişki yaşamışlardı, Natasha eskisine göre çok daha iyiydi.
Bu kaçakçılık işlerinden önce, yani gizli ekibimizi kurmadan önce kız kardeşini bulmuştu ve sonunda Kırmızı Oda'yı yok etmişti.
"Yelena nasıl?" Dedim. Bana bakıp cevap verdi.
"Hâlâ kontrol altında olan Widowların peşinden gidiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐨𝐫𝐞𝐚 | 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬
Science Fiction1940'larda normal bir SSR Ajanı olan Jessica Bethany Rogers, 2. Dünya savaşıyla birlikte erkek kardeşi Steve Rogers ve aşık olduğu adam James Buchanan Barnes ile beklenmedik bir serüvenin içine sürüklenir...