𝐌𝐨𝐫𝐞𝐚 | 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬

𝟑𝟔 | 𝐄𝐯𝐞𝐫𝐲𝐭𝐡𝐢𝐧𝐠 𝐈𝐬 𝐂𝐨𝐦𝐢𝐧𝐠 𝐭𝐨 𝐚𝐧 𝐄𝐧𝐝

Karli

New York'ta ki Central Park'ın ta ortasında bir bankın tepesinde oturuyordum. Bütün planlarım istediğim gibi gidiyordu. Serumlar ve Bethany dışında.

"Burada ne arıyoruz?" Dedi yanımdaki dostlarımdan biri.

"Şansları eşitlemek için biraz yardım aldım." Dedim. O sırada yanımıza elindeki çantayla Batroc yaklaşmaya başladı.

"Bethany eskiden büyük kazık atmış ona. O zamandan beri intikam peşinde." Diye mırıldandım.

"Bonjour. J'ai ce que tu veux." (Merhaba, istediğini getirdim.) Dedi ve elindeki çantayı üstünde oturduğum banka koyup açtı. Çantanın içindeki malzemelere gülümserken yanımdaki arkadaşım çantanın kapağını kapattı.

"Hadi ama, suçlularla birlikte mi çalışıyoruz artık?" Dedi.

"Haberin yok mu? Artık biz de suçluyuz. Georges intikamını alacak, biz de katilimizi. İki tarafın da çıkarına."

"Beni buraya piknik yapmaya mı çağırdınız?" Diye sordu Batroc.

"Un test, en quelque sorte. Nous sommes partout et nulle part. C'est pourquoi nous gagnerons." (Bir tür test için çağırdım. Her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Bu yüzden kazanacağız.) Dedim ve arka cebimden çıkardığım telefonumla bir sinyal verdim.

O sırada parkta olan çoğu kişi telefonuna gelen bildirimlere baktı. Birkaç dakika sonra hepsi ayağa dikildi.

"KGDK oylamasının bir daha olmayacağından emin olacağız." Dedim ve elimdeki telefonu arka cebime koydum.

"Hey, je ne suis pas ici pour faire partie de ton mouvement." (Hey, hareketinize katılmak için gelmedim.) Diye itiraz etti Batroc.

"Morea'yı öldürmeye geldim sadece." Diye ekledi.

"Bir şansın olacak." Dedim ve ıslık çalmaya başladım.

Birkaç dakika sonra elindeki telefonlara bakan herkes benim olduğum tarafa doğru yavaşça yürümeye başladılar. Gülümseyerek etrafıma baktım.

"Bu akşam savaşacağız... hepimiz."

***

Jessica

Oturma odasında otururken önümdeki bilgisayarla uğraşıyordum. Çalışmadan birkaç saat sonra akşam olmuştu, bir yandan internette ipucu arıyor, bir yandan da televizyondaki haberleri dinliyordum.

"New York'tayız. KGDK'nin tartışılan Yama Yasası'nın oylamasının yapılacağı yerde. Bununla birlikte 20 milyona yakın mülteci ülkelerine geri dönecek. Uluslararası politika açısından zorlu bir süreçteyiz."

Televizyonda izlediğim haberin sesini çalan telefonumla beraber kıstım. Telefonumun ekranına baktım. Torres arıyordu. Hemen telefonu açtım ve karşımdaki bilgisayara yasladım.

"Bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim. Ayrıntılara atlayayım-"

"Bekle." Diyerek Torres'in lafını kestim.

"Hey, Sam, James! Buraya gelin!" Diye bağırdım onlar bahçede otururken. Birkaç dakika sonra ikisi de yanıma geldiler.

"Devam et, Torres."

"Sonunda istediğin taramanın sonuçları geldi ve bir şey bulduk sanırım." Derken gönderdiği dosyaları açtım.

"Geçmişe baktığımızda bütün sinyaller Bayrak Ezenler'in saldırdığı yerlerdi. Bütün Avrupa'daydılar."