Yazar
Pierce'nin müşterilerinden biri duyduklarından sonra şaşkınca ona dönüp bir küfür savurdu.
"Orospu çocuğu."
Pierce onu umursamadan arkasını döndü. Strike Ekibi kata gelmişti. Az önceki adam tekrar seslendi.
"Tutuklayın onu." Ekipten biri adama silahını çekti. Pierce gülümsedi.
"Katın kontrolü benim altımda."
O sırada alt katta helikopter gemilerini fırlatacak olan departmana Strike Ekibi'nin baş askeri Rumlow indi.
Katta inanılmaz bir sessizlik vardı. Rumlow sessizliği bir bilgisayarın başında duran çocuğa seslenerek bozdu.
"Fırlatma işlemlerini başlatın. O gemileri hemen yukarı gönderin." Çocuk hiçbir şey yapmadı.
"Bir sorun mu var?" Dedi Rumlow ardından. Çocuk cevap vermedi.
"Bir sorun mu var dedim!" Diye bağırdı Rumlow. Çocuk yutkundu ve başını kaldırdı.
"Üzgünüm, efendim... O gemileri fırlatmayacağım. Ajan Rogers'ın emiri." Rumlow silahını çocuğun kafasına dayadı.
"Yerinden uzaklaş." O sırada Sharon devreye girdi.
"Onu duydun." Dedi ve silahını Rumlow'un kafasına dayadı. Sharon'un bu hamlesiyle odadaki herkes birbirine silahını çekti.
"Ajan Rogers'ın emiri..."
"Yanlış tarafı seçtin, Ajan."
"Bu nerede durduğuna bağlı. İndir silahını." Dedi Sharon.
Rumlow silahını indirdi, yere attı ve aniden yan cebinden çıkardığı bıçakla Sharon'nun silah tutan koluna bir çizik attı ve ardından düşen silahını yakalayıp etrafındakilere ateş açtı.
Çocuğun kafasına da sıkacakken yerde yatan Sharon sandalyeye bir tekme atıp çocuğu uzaklaştırdı. Etraftaki herkes birbirine ateş ediyordu, ortalık karışmıştı.
Rumlow bundan faydalanarak gemileri ateşledi. Kaçarken Sharon arkasından ona ateş etti ama nafileydi. Artık yapacak hiçbir şey yoktu.
***
Jessica
"Fırlatma işlemini başlatıyorlar." Diye telsize seslendi Hill Kontrol Odası'ndan.
"Boşuna mı konuştum ben?!" Diye bağırdım.
Daha sonra Sam ve Steve ile birlikte piste doğru koşmaya başladım. Helikopter gemilerinin olduğu deponun kapakları açılmış ve motorları ateşlenmişti. Kalkmalarına az kalırken onlara doğru ilerledik.
"Hey, Beth! Hangisinin iyi, hangisinin kötü adamlar olduğunu nasıl anlayacağız?" Dedi Sam.
"Sana ateş ediyorlarsa kötülerdir."
Sam kanatlarını açıp havalandı ve diğer gemiye doğru uçtu. Steve kalkanını, ben de güçlerimi ortaya çıkarıp beraber deponun oluşturduğu boşluktan gemilerin üstüne atladık.
Steve ile ileri doğru koşarken önümüzdeki adamlar bize ateş etmeye başladı. Steve kalkanını çekip bizi korurken geminin üzerindeki malzemelere siper aldık.
Arkamdan gelen adamın boğazını sıkıp bir kafa attım ve onu yere bıraktım. Kalkmaya çalışınca da ağzına bir tekme koydum. Steve bir adama, bir de bana baktı.
"Bazen çok korkunç oluyorsun." Daha sonra bize doğru gelen askerlere bir el bombası fırlattı.
"Bunu dedikten sonra bunu yapman harika, kardeşim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐨𝐫𝐞𝐚 | 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬
Ficção Científica1940'larda normal bir SSR Ajanı olan Jessica Bethany Rogers, 2. Dünya savaşıyla birlikte erkek kardeşi Steve Rogers ve aşık olduğu adam James Buchanan Barnes ile beklenmedik bir serüvenin içine sürüklenir...