𝐌𝐨𝐫𝐞𝐚 | 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬

𝟎𝟗 | 𝐒𝐡𝐢𝐞𝐥𝐝 𝐎𝐫𝐠𝐚𝐧𝐢𝐳𝐚𝐭𝐢𝐨𝐧

1 Ay Sonra

Shield ve çip işlerini halledeli 1 ay olmuştu. Fury bu süre içinde tanıdık kimseyle görüşmemem için beni uyarmıştı. Dolayısıyla Steve'in bahsettiği kişiyi görmeye yeni gidiyorduk.

Girdiğimiz binanın koridorunda ilerlerken tanınmamak için şapka takmıştım. Steve hâlâ kimi görmeye geldiğimizi söylemiyordu.

"Hazır mısın?" Dedi koridordaki kapılardan birinde dururken.

"Kapının arkasındakine bağlı." Steve sırıtıp kapıyı açtı. O içeri geçerken ben kapının ucundan yatakta yatan bembeyaz saçlarıyla melek gibi görünen yaşlı kadına baktım.

Peggy... yaşıyor.

"Hey, Peggy..." Dedi Steve.

"Steve, geldin..."

"Geldim." Deyip Peggy'nin yanındaki koltuğa oturdu ve elini tuttu.

İçeri girmeye hazır değildim. Dolan gözlerimle onları izlerken şapkamı çıkardım.

"Tanrım..." Diye fısıldadım.

"Yanımda birini daha getirdim." Dedi bana bakarak. Yavaşça ufak bir adım atıp içeri girdim.

"Hey, İngiliz." Peggy şok olmuş bakışlarını bana çevirdi.

"Beth..." Yanına gidip diğer elini de ben tuttum.

"Sen... yaşıyorsun. Yaşıyorsun, Beth."

"Evet, evet, Peggy. Yaşıyorum."

"Nasıl?"

"Uzun hikaye..." Gözlerim Peggy'nin yanındaki fotoğraflara takıldı.

"Sen... evlendin mi?"

"Evet, Howard'da evlendi."

"Biliyorum. Küçük Stark'la tanıştım."

"Babası kadar ukala." Güldüm ve ona baktım.

"Kendinle gurur duymalısın, İngiliz."

"İyi bir hayat yaşadım. Tek pişmanlığım sizin hayatınızı yaşayamamış olmanız." Steve başını eğdi.

"Sorun ne?" Diye sordu Peggy.

"Kendimi bildim bileli sadece doğru olanı yapmak istedim... Galiba artık bunun ne olduğuna emin değilim. Geri gelip emirlere uyabileceğimi düşündüm. Hizmet edebileceğimi... ama eskisi gibi değil." Peggy güldü.

"Her zaman çok dramatiktin."

"Haklı." Dedim Peggy'e işaret vererek.

"Sen dünyayı kurtardın. Biz daha çok kirlettik." Diye devam etti Peggy. Ne demek istiyordu?

"Kirletmediniz... kalmamın bir nedeni de Shield'ın kuruluşuna yardım etmen." Dedi Steve. Peggy, Shield'ın kurulmasına yardım mı etmişti?

İşte benim kızım.

"Hey..." Deyip ellerimizi daha da sıkı tuttu.