1940'larda normal bir SSR Ajanı olan Jessica Bethany Rogers, 2. Dünya savaşıyla birlikte erkek kardeşi Steve Rogers ve aşık olduğu adam James Buchanan Barnes ile beklenmedik bir serüvenin içine sürüklenir...
Derin bir nefes alarak gözlerimi etrafta gezdirdim. Laboratuvardaydık. Etraf demir robot parçalarıyla doluydu. Herkes dağılmış gibi gözüküyordu.
"Bütün çalışmalarımız gitti." Dedi Bruce sessizliği bozup.
"Ultron kaçmış. İnterneti kaçış noktası olarak kullanmış." Diye devam etti.
"Ultron..." Diye mırıldandım.
"Her şeye girmiş. Dosyalara, gözetime... Muhtemelen hakkımızda birbirimizi tanıdığımızdan daha çok şey biliyordur." Dedi Natasha. Rhodey sağ kolunu tutarak yürümeye başladı.
"Dosyalarınızda, internette. Ya biraz daha heyecanlı bir şeye erişim sağlamak isterse?" Dedi ardından.
"Nükleer şifreler."
"Bakın, bazı görüşmeler yapmamız gerekiyor, hâlâ yapabildiğimizi varsayıyorum."
"Nükleer bombalar mı? Bizi ölü istediğini söyledi." Dedi Natasha.
"Ölmemizi değil, yok olmamızı istedi. Ayrıca birini öldürdüğünü de söyledi." Dedim. Maria başını kaldırıp bana baktı.
"Binada başka kimse yoktu."
"Evet, vardı." Diyerek laboratuvarın ortasına doğru yürüdü Tony ve elindeki aygıtla bir ekran açtı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu Jarvis'in yazılımıydı, şimdi ise parçalanmış hâldeydi. Bruce şaşırarak yazılıma yaklaştı.
"Delilik bu."
"Jarvis ilk savunma hattıydı. Ultron'u kapatırdı. Bu mantıklı." Dedi Steve. Bruce cevap verdi.
"Hayır. Ultron, Jarvis'i sindirebilirdi. Bu strateji değil. Bu... öfke." Derken sert adım sesleriyle Thor içeri girdi. Tony ona döndüğü anda Thor onu boynundan tutup havaya kaldırdı.
"Ve etrafa yayılıyor, hey!" Dedim.
"Hadi ama, Thor. Sözcüklerini kullan." Dedi Tony.
"Seni tanımlamak için gereğinden fazla sözcüğe sahibim, Stark."
"Thor, bırak onu!" Diye bağırdım. Onu bırakıp bana döndü.
"Lejyonlar ne durumda?"
"İz 160 kilometre kadar sonra kayboluyor ama kuzeye gidiyorlar. Asa da onlarda. Onu geri almamız gerekiyor... Tekrar!"
