𝟏𝟏 | 𝐀𝐠𝐚𝐢𝐧

1.2K 98 35
                                    

Steve

Çöken betonlar durunca yerde baygın yatan Bethany'e baktım. Kalkanı tepemde tutarak bizi koruyordum ama buradan çıkmamız gerekiyordu. Kalkanı ittirmeye başladım. Zor da olsa betonları devirip üstümdeki yükü kaldırdım. Derin nefesler alırken Bethany'i kucağıma alıp açık bir alana çıkardım.

"Bethany! Beth, beni duyuyor musun?! Lanet olsun!" Dedim ellerimi yanağına yerleştirip onu sarsarken. Betonların arasından geçip onu yere yatırdım.

"Beth, gözlerini aç." Ama hiç bir tepki vermiyordu. İki parmağımı boynuna uzatıp nabzını kontrol ettim. Çok yavaştı. Bedenini kontrol ederken bir şey fark ettim.

Betonlar karnında derin bir kesik yaratmıştı. Yarasına baskı uygulayıp onu tekrar kucağıma aldım. Ayağa kalkınca sağımdan gelen ışıkları fark ettim.

Hydra buradaydı. Büyük ihtimalle öldüğümüzü kesinleştirmek için gelmişlerdi. Gelen ışıklardan saklanıp bir köşeye geçtim.

"Siktir!" Deyip eğilerek görünmemeye çalıştım ve onlardan saklanarak aralardan sıvıştım.

"Yüzbaşı, neler oluyor? Görüntüye ne oldu?" Dedi Tony telsizden.

"Hydra bize tuzak kurmuş. Kampa bir füze gönderdiler."

"İyi misiniz?" Bethany'nin karnına baktım.

"Ben iyiyim... Bethany baygın ve yaralı ama nabzı atıyor."

"Onu hemen buraya getir, hemen."

"Olmaz, dikkat çekemeyiz, Tony."

"Steve, başka gidebileceğiniz bir yer yok, Beth'in ölmesini mi istiyorsun?!" Derin bir nefes verdim. Aklıma gidebilecek tek bir yer geliyordu.

"Bir yer var... Buradan sonrasını ben hallederim, ihtiyacım olursa sana haber veririm. Şimdilik yardımına gerek yok, biz iyiyiz. Sağ ol, Tony." Dedim ve kulaklığı çıkarıp kenara attım.

***

Jessica

Steve yavaşlayıp bir evin önünde durdu. Washington'a geri dönmüştük. Beni yavaşça kucağından indirdi. Kolumu omzuna koyarak ondan destek alırken acıyan karnımı tuttum. Kafamı ona çevirip sordum.

"Burası neresi?" Sesim berbat çıkıyordu. Karnımdaki yara da büyük ihtimalle mikrop kapmıştı.

"Görürsün..." Dedi ve kapıyı çaldı. Birkaç dakika sonra kapının ardından Sam belirdi.

"Ah... yine sen. Umarım bu sefer beni tanırsın." Deyip ona döndüm. Kim olduğumu fark ettiğinde şaşırarak kaşlarını kaldırdı.

"Yok artık, Bethany Rogers."

"Bana Beth de."

"Bunun için çok üzgünüm ama saklanacak bir yere ihtiyacımız var." Dedi Steve.

"Tanıdığımız herkes bizi öldürmeye çalışıyor." Dedim acıdan inlerken.

"Tekrar ölemezsin ya?" Diyerek sırıttı. İkimiz de gülmedik.

"Ee... kötü şaka, kusura bakmayın. İçeri geçin." Dedi yoldan çekilirken. Steve ile yavaşça içeri geçtik.

Sam kapıyı kapatırken etrafta kimsenin olup olmadığını kontrol etti. Steve koltuğa doğru uzanmama yardım ettikten sonra yanıma çöküp yarama baskı uyguladı. Sam lafa girdi.

"Sana pansuman yapmamız lazım." Deyip o da yanıma çöktü ve yarama baskı yaptı. Steve'e döndü.

"Seninde duş alman... Berbat görünüyorsun. Ben pansumanı hallederim, git sen." Steve onu onaylayıp odadan ayrıldı. Sam bana döndü.

𝐌𝐨𝐫𝐞𝐚 | 𝐁𝐮𝐜𝐤𝐲 𝐁𝐚𝐫𝐧𝐞𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin