'Bebek.'

1.6K 140 48
                                    

Sabahın erken saatlerinde midem ağzıma gelince hemen yataktan kalktım. Ayağa kalktım kalkmasına ama yatağın yanına bıraktığım valizi unutmuştum. Ayağım valize çarptığında yere kapaklandım. Düşüşüm sert olmasa da Toprak'ı uyandırmaya yetmişti.

''Çiçek, n'oldu? İyi misin?'' Toprak yanıma gelene kadar çoktan midemdekiler dışarı çıkmıştı. Odanın ortasına kustuğumda Toprak hemen yanıma gelip yere oturdu. Gözlerim yeniden dolduğunda Toprak gelip saçlarımı yüzümden çekti.

''Dert etme buraları sen, ben temizlerim.'' Bir ara kendime geldiğimde Toprak beni kucağına alıp banyoya götürmüştü. Bir fasılda orada kustuktan sonra klozetin üzerine oturup kendime gelmeyi bekledim. Aylardır hiç hissetmediğim mide bulantım nedense hamile olduğumu öğrendiğim günden itibaren başlamıştı.

''Duş almak ister misin?'' Toprak'ın sorusuna kafa salladım. Onun yardımıyla üzerimdeki kirlenmiş kıyafetlerden kurtulup banyoya girdim. Toprak ılık suyu açtıktan sonra yavaşça yıkamıştı beni.

''Ben sana kıyafetlerini getireyim sen giyin olur mu? Ben de odayı temizleyeyim o sırada koku rahatsız etmesin seni yine.'' Sesim çıkmazken yeniden kafamı salladım. Toprak odaya geçip bana kıyafet getirdiğinde banyodan çıktım. İyice kurulandıktan sonra üzerimi giydim.

''Çiçek, giyindin mi?''

''Evet.'' Diye cevap verdim.

''Güzelim birkaç dakika daha dur orada, burada işim az kaldı.'' Toprak'ın dediklerini yapıp biraz daha banyoda durdum. O sırada saçımı tarayıp topladım. Banyonun kapısı açılınca içeri Toprak girdi.

''Nasıl oldun?''

''Midem biraz bulanıyor.''

''Tamam güzelim gel çıkalım buradan. Seni bahçeye götüreyim temiz hava iyi gelir.'' Toprak'la birlikte banyodan çıktığımızda yerlerin temiz olduğunu gördüm. Odada hala koku varken çok durmadan çıktık. Toprak beni bahçeye götürdükten sonra içeri geçti. Bir süre sonra ise elinde bitki çayıyla geri gelmişti.

''Sen bunu iç hayatım ben sana hafif bir kahvaltı hazırlayacağım.''

''Ben de yardıma geleyim.''

''Yok güzelim sen otur burada ben hemen hallederim.'' Toprak'a kafa salladığımda o içeri geçti. Telefonuma baktığımda daha yeni sabah olduğunu gördüm. Güneş bile kendini yeni belli ediyordu. İçtiğim bitki çayı midemi biraz rahatlatınca bulantım geçmişti. Kuşların seslerini dinlerken Toprak'ı gördüm. Elinde tepsiyle yanıma gelip oturdu. Hem yorgunluktan hem de sabah olanlardan sonra kolumu kaldıracak halim yoktu. Allah'tan Toprak halimi anlamıştı da küçük parçalar halinde ekmekle birlikte birkaç şeyi hazırlayıp kendi yediriyordu.

Birkaç lokma bir şey yedikten sonra karnım iyice doymuştu. Yeniden midemin bulanmasından korktuğum için daha fazlasını yemeyi göze alamamıştım. Elimi kaldırdığımda Toprak demek istediğimi anlamıştı.

''Doktora gidelim mi bugün, hem vitaminleri ve ilaçlarını alırız ne dersin?''

''Olur. Suzan'a gideriz değil mi?''

''Kimi istersen ona gideriz güzelim.''

''Suzan'a gidelim.''

''Tamam, ben onu birazdan ararım.'' Toprak tepsiyi içeri götürüp geldiğinde sırtımı omzuna yasladım. Bir süre öyle kalırken gözlerimi kapatmıştım. Onunda bir eli karnımdaydı. Dünden beri ikimizde eli oradaydı aslında. Henüz karnım çıkmadığı için pek bir şey hissedemiyorduk ama orada olduğunu bilmek bile yetiyordu. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum ama Toprak'ın alarmı çalınca gözlerimi açtım.

MAHALLE ARASINDA 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin