''Annem, bak orada eşarp var getirsene onu bana.'' Ayşe teyzenin konuşmasından sonra abim dediğini yaptı. Bu sabah doktor, Selin abla ve Egemen'i kontrol ettiğinde hiçbir sorun olmadığını ve akşama taburcu olabileceklerini söylemişti. Bizde odaya yayılan her şeyi toplamakla uğraşıyorduk şu an. Ayşe Teyze, abimin getirdiği eşarpla pusetin üstünü kapatınca puseti abime verdi. Annem, Selin ablaya yardımcı olurken odanın kapısı çaldı. Babam ve Temmuz abim geldiklerini belli edince annemler hazırlanmak için birkaç dakika daha müsaade istedi.
''Bir şey unutmadık değil mi?'' Annem bir yandan konuşup bir yandan da sağı solu kontrol ediyordu.
''Valla Sultan Teyze her yere baktık sanmıyorum bir şey unuttuğumuzu.''
''Tamam kızım siz bebeğin çantalarını alın.'' Annemin dediğini yapıp bebeğin çantalarını elimize aldık. Annemler geri kalan poşetleri alırken hep birlikte odadan çıktık. En önde Hazirana abim vardı. Bir elinde Selin ablanın eli, diğerinde çocuğunun puseti vardı.
''Ay ağlayacağım şimdi!''
''Sus Çiçek sus. Zaten günüm geldi duygusalım şurada salarım ne var ne yoksa.'' Hande'yle birbirimize gülüp yola devam ederken nihayet hastaneden çıkabilmiştik. Kapının önünde bir sürü araba varken hepimiz birine yerleştik. Bizim araba sürücüsüz kalınca arabadan indim.
''Baba?'' Babam bana dönüp baktığında boş koltuğu gösterdim.
''Anahtarları al abinden kızım.'' Temmuz abimden anahtarı alınca şoför koltuğuna geçtim.
''Hande, Dünya'nın kemerini bağlayıp öne gelsene.''
''Anam bu araba buraya kendi başına mı geldi? Niye sürücüsü yok?''
''Bizimkiler bebeği gördü ya arabayı unuttular şimdi. Hepsi onunla birlikte.'' Hande, Dünya'nın kemerini bağlayıp yanıma gelince arabayı çalıştırdım.
''Dünya?''
''Efendim Hande abla?''
''Karneni hiç soramadım senin. Nasıl karne?''
''Bütün notlarım pekiyi.''
''Aferin kız sana. Karne hediyesi istediğin bir şey var mı?''
''Babam bana aldı ki hediye.'' Babam, Dünya'ya karne hediyesi olarak istediği bisikleti almıştı. O yüzden bu aralar fazla mutluydu küçük hanım.
''O babanın hediyesi hayatım. Ben abla kategorisinden alacağım hediyeyi.''
''Ben biliyorum ona ne alacağımızı.'' Araya girip konuştuğumda Hande bana dönünce göz kırptım. Yolculuğun geri kalanında kendi aramızda sohbet ederken nihayet evin önüne gelmiştik. Arabayı park edip indikten sonra bagajda duran çantaları alıp bizimkilerin yanına geçtik. Yavaş adımlarla yukarı çıktığımızda babam kapıyı açınca hep birlikte abimlerin evine girdik. Cümbür cemaat salona geçtiğimizde elimizde bulunan her şeyi ortaya koyduk.
''Aliciğim siz akşam yemeği için bir şeyler yaptırsanız olur mu?''
''Olur hayatım. Kızım canının istediği bir şey var mı? Ona göre yaptıralım bir şeyler.'' Babam, Selin ablaya dönüp konuştuğunda Selin abla gülümsedi.
''Yok baba, siz ne yaptırırsanız onu yeriz.'' Babam, Ali Rıza amca ve abim evden çıkarken bizde ortalığı toplamaya başladık.
''Selin, ben bebeğin çantasını boşaltayım diyorum. Nereye konulacak eşyalar?'' Emine abla bıraktığımız poşeti alıp ayaklandı.
''Sana zahmet olmasın?''
''Hadi hadi geç onları. Sen bana yerini söyle gerisini düşünme.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA 2
Teen FictionMahalle Arasında kitabının devamıdır. Okumak isterseniz lütfen önceliği ilk kitaba verin.