Gece yaşananlar bir bir zihnime dolarken aniden yerimden kalktım. Bebeğimi kaybetmenin verdiği acıyla ağlayarak ayağa kalkmaya çalıştığımda birinin beni omuzlarımdan tuttuğunu hissettim. Çırpınmaya çalışırken çabalarımın boşa olduğunu hissetsem de vazgeçmiyordum. Gözlerimi henüz açamamıştım o yüzden beni tutanın kim olduğunu bilmiyordum. Ağlamaktan ciğerlerim acırken birilerinin konuştuğunu duydum.
''Çiçek? Çiçek, aç gözlerini güzelim hadi!'' Gözlerimi güç bela açtığımda hemen karşımda duran Toprak'ı gördüğümde hemen ona sarıldım.
''Toprak ben dayanamıyorum.'' Ağlamalarımın arasında kelimeler ağzımdan yavaş yavaş çıkmıştı.
''Dayanacağız güzelim. Kendimiz için, kızımız için dayanacağız.'' Toprak'ın söyledikleriyle bir an durdum.
''Toprak?'' Kafamı kaldırıp Toprak'a baktığımda herkesin yanımızda olduğunu gördüm. Hepsi gözlerini bana dikmiş telaşlı bir şekilde bakıyordu.
''Söyle güzel karım benim?''
''Toprak bizim kızımız öldü. Toprağa verdik onu, biz onu orada nasıl yalnız bıraktık? Toprak, kızımız orada tek kaldı korkuyordur şimdi n'olur yanına gidelim.'' Bir yandan Toprak'a yalvarırken bir yandan da elinden kurtulmaya çalışıyordum. Herkes bir şeyler söylerken kulağım kimseyi duymuyordu.
Ağlamaktan gözlerim şişmişti ve görüşümü engelliyordu. Kimsenin yüzünü seçemiyordum. Zaten şu an istediğim tek şey kızımın yanına gitmekti. Omuzlarımın ve bacaklarımın üzerinde ağırlık hissederken direnmeye çalışsam da en sonunda yüzüme yediğim tokatla durdum. Gözlerimi açtığımda karşımda Haziran abim vardı. Eli hala havadaydı. Hiç sesimi çıkartmadan etrafıma baktığım zaman herkesin gözü yaşlı bir şekilde bana baktığını gördüm. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Toprak'ın yardımıyla oturur pozisyona geçtim.
''Çiçek?'' Toprak'ın konuşmasıyla ona doğru döndüm. Toprak gözü bir yaşlı bir şekilde saçlarımı önümden alırken ben onun ağzından çıkacakları bekliyordum.
''Bizim kızımız yaşıyor.'' Gözlerim yeniden dolarken Toprak hemen sildi.
''Güzel karım benim baksana karnına.'' Toprak'ın dediklerini yapıp karnıma baktığımda hala aynı şişlikteydi. Korkarak elimi karnıma götürdüğüm zaman kızımı hissetmeye çalışsam da olmamıştı.
''Yalan söylüyorsun. Sırf ağlamayayım diye yalan söylüyorsun.'' Ellerimi yumruk yapıp Toprak'a vurmaya çalıştığımda beni tutmuştu.
''Sevgilim ben sana bu konuda neden yalan söyleyeyim?''
''Toprak ben gördüm! Kızımın cansız bedenini, annemin onu yıkayışını, minik tabutunu, senin onu gömmeni... Hepsini gördüm ben.''
''Güzel gelinim kabus görmüşsün sen.'' İdris dede konuştuktan babamlara baktım. Hepsi kafasını sallayınca Suzan'a döndüm bir umut. Belki bir o bir şey söyler ve beni rahatlatırdı.
''Gel kalp atışlarını dinleyip durumuna bakalım. Olur mu?'' Hevesle kafamı salladıktan sonra karnımı açtım. Toprak yanıma gelip elimi tuttuğunda nefesimi tuttum. Dakikalar geçmezken odada yankılanan sesle bu sefer mutluluktan ağlamaya başladım. Toprak beni kendine çekip sarıldığında uzun süre ondan ayrılmadım.
''Kızımızı kaybettiğini mi gördün rüyanda?'' Toprak'ın fısıldayarak sorduğu soruya kafa salladım.
''Toprak?''
''Söyle güzelim.''
''Çok güzeldi o kadar güzeldi ki yüzüne bakmaya kıyamadım ben. Ancak rüyamda görebilirdim öyle bir güzelliği.'' Rüyamda gördüklerimin ağırlığıyla arada sırada kasılırken Toprak sırtımı sıvazlayıp beni rahatlamaya çalışıyordu. En sonunda kendime gelince Toprak'tan ayrılıp herkese iyi olduğumu söyledim. Hepsi benimle birlikte rahat bir nefes alıp yerlerine oturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA 2
Roman pour AdolescentsMahalle Arasında kitabının devamıdır. Okumak isterseniz lütfen önceliği ilk kitaba verin.