Sabah uyanır uyanmaz ilk işim Hande'yi aramak olmuştu. Bugün halsiz olduğunu söylese de ne yapıp edip onu ikna etmiştim. Kuzey'in işlerinden dolayı kahvaltı, akşam yemeğine dönmüştü. Erdem baba ve İdris dede bu akşam yoktu. O yüzden bizimkileri evde ağırlayacaktık. Akşama daha çok olduğu için kocamı uyandırmadan kızımla vakit geçirmeye başladık. Nira, uyku oyuncağını çok seviyordu. Sonuçta teyzesi almıştı, sevmekten başka şansı yoktu. Yoksa Hande onunla özel olarak ilgilenirdi.
Bir ara Nira uyuduğu için can sıkıntısından Esra'yı aramıştı. O, Fatih, Burak ve Tuğçe ufak bir kaçamak yapıp şehir dışına çıkmışlardı. Anıl ise çalıştığı için bu plana ayak uyduramamışlardı. E dolayısıyla Merve de. Bizimkilerle uzun süre konuştuktan sonra Toprak uyanıp yanıma gelmişti. Kocam iki dakikada kahvaltı için bir şeyler hazırlarken bu sürede kızım da uyanmıştı.
''Güzel kızım benim, babaya gidelim mi?'' Nira, kendi çapında gülerken onun bu haline kahkaha attım. Mutfağa geçtiğimde Nira, hemen babasını istemişti. Böylece kahvaltı işi bana devrolmuştu. Toprak'ın yarım bıraktıklarını tamamlayıp sofrayı hazırladıktan sonra kahvaltı masasına oturduk.
''Akşam için ne yapacaksın güzelim karar verdin mi?''
''Verdim verdim. Hande, zeytinyağlı sarmayı çok sever ondan yapacağım. Yanına da sulu köfte, pilav ve saray sarması. Tatlımız yine Hande'nin favorisi.''
''Eksik yok değil mi?''
''Yok hayatım merak etme.'' Kahvaltımızı bitirdikten sonra ben Nira'yı almıştım. Toprak'ta sağ olsun bulaşıkları halledip ortalığı toparlamıştı. Nira'yı emzirip Toprak'a verdikten sonra mutfağa geçtim. Tatlıyı dolapta uzun süre bekleteceğimden ilk onun muhallebisini yaptım. O bir kenarda dururken diğer malzemeleri çıkartıp bütün işleri bitirdim.
Tatlı dolaptaki yerini alırken yemek için malzemeleri çıkarttım bu sefer. Arada Toprak, Nira'yı getirmişti. Kızımı emzirdikten sonra uyutmuştum. İşime devam ederken Toprak'ın telefonu çalmıştı. Masanın üzerine baktığım zaman arayanın Kuzey olduğunu görüp açtım.
''Efendim Kuzey?'' Uzun süre ses gelmeyince bir kez daha konuştum.
''Kuzey?''
''Yenge.'' Kuzey'in ses tonu beni korkutmuştu.
''Kuzey! N'oldu?''
''Yenge, Toprak'ı ver telefona.''
''TOPRAK!'' Bağırmamdan sonra Toprak koşarak yanıma geldi.
''N'oldu Çiçek?'' Bir şey demeden telefonu uzattığımda sandalyeye oturdum. Kötü bir şey olduğunu biliyordum ama kime ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Toprak hararetli bir şekilde konuşmasına devam ederken tek yaptığım onu izlemekti. En sonunda telefon kapandığında ayağa kalktım.
''N'olmuş?''
''Hande merdivenlerden düşmüş.''
''İyi mi ? Nasıl durumu Toprak?''
''Bilmiyorum güzelim. Kuzey'i aramış ama cevap vermemiş. Kuzey de bir şey olduğunu anlayıp ofise gitmiş. Şimdi hastaneye geçiyorlar. Benim hemen gitmem lazım.''
''Bende geliyorum.''
''Güzelim -''
''O benim kız kardeşim Toprak. Evde oturup senden haber bekleyeceğimi sakın düşünme!'' Koşarak yukarı çıkıp üstümü değiştirdim. Aşağıya indiğimde Toprak, Nira'yı almıştı. Beraber arabaya bindiğimizde Toprak hızla hastaneye sürmüştü. İçimden bol bol dua ederken sakin kalmaya çalışıyordum ama pek mümkün olmuyordu. Kafamda dolanan tilkiler her seferinde farklı bir senaryoya kuruyorlardı. Kısa bir süre sonra hastaneye vardığımızda arabadan inip acile koştuk. Kuzey'i gördüğümüzde hemen yanına gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA 2
Teen FictionMahalle Arasında kitabının devamıdır. Okumak isterseniz lütfen önceliği ilk kitaba verin.