MAHALLE ARASINDA 2

'Adaş.'

Temmuz'dan

Sabah erkenden uyandığımda işlerimi halledip hemen mutfağa geçtim. Balım bugün hastanede nöbetçiydi. Onun için hem kahvaltılık hem de iş yerinde yemesi için bir şeyler ayarladım. Her şey hazır olduktan sonra yatak odasına gittim. Balım hala mışıl mışıl uyuyordu.

''Güzelim, hadi uyan kahvaltı yapalım.'' Balım uyanmamak için dirense de en sonunda pes etmişti. Direkt banyoya gittiğinde bende gidip çaylarımızı doldurdum. 

''Beni uyandırsaydın keşke birlikte hazırlardık.'' Balım yanıma gelip kafasını omzuma koyduğunda onun bu haline güldüm.

''Güzelim sen hala mışıl mışıl uyuyorsun farkında mısın?'' Balım, dudağını büküp kafasını sallayınca gözüme çok tatlı  görünen bu görüntü karşısında kayıtsız kalamamıştım. Güzel karımın, kardan beyaz yanaklarını öptüğümde günüm aydınlanmıştı. Birlikte kahvaltımızı yaptıktan sonra birlikte evden çıktık.

''Balım, senin ehliyet işini halledelim en yakında zamanda olur mu?''

''Olur.'' Karımı hastaneye bıraktıktan sonra eczaneye geçtim. Günlük işlerimi halledip gelen giden ile ilgilenirken Selçuk yanıma gelmişti.

''Kardeşim.'' Selçuk'un yanına gittiğimde sarıldım. 

''Ya amca bende varım beni de gör.'' Leyla'yı hemen kucağıma alıp doya doya sarıldım.

''Özür dilerim amcam bir an göremedim seni.''

''Tamam tamam affettim.'' Selçuk ile birlikte Leyla'ya bir süre güldükten sonra kapının önüne çıkıp sandalyelere oturduk.

''Balım gece nöbetçi değil mi?'' Selçuk'un sorusuna kafa salladım.

''İyi o zaman akşam yemeğe bize gel. Toprak'lar ve Haziran'lar da gelecek  birlikte yemek yeriz.''

''Olur gelirim.'' 

''Bir kahve söyle de içelim.'' Kahvehaneye telefon açıp iki türk kahvesi ve Leyla için sıcak çikolata istemiştim.

''Amca şeker var mı burada?''

''Yok amcam ama bak Remzi amcan kapıda duruyor git oradan istediğini al Temmuz amcam verecek parasını, de.'' Leyla kafasını sallayıp hevesle bakkala giderken kahvelerimiz gelmişti.

''Kuzey işini ne yaptınız?''

''Valla annemlere haber verdim geçen hafta. Kuzey'in ailesi de bu hafta gelecekmiş bakalım ayarlayacağız işte.''

''Sen ne düşünüyorsun bu konu hakkında?''

''Abiciğim, benim bir şey düşünmeme gerek yok ki. İkisi birbirini sevip istedikten sonra  bize halt etmek düşer.'' 

''Lan geri zekalı madem böyle düşünüyorsun iki hafta önce niye herkesin için fırçaladın Hande'yi?''

''Oğlum ben hem kardeşimi hem de nazını biliyorum. Ona kalırsa bunlar bizden gizli senelerce gezer dolaşırlar. Ben sadece işleri hızlandırdım o kadar.'' 

''Ulan Selçuk, senelerce Hande'ye kurnaz dedik ama sen ondan da beter çıktın.''

''Ben polis adamım hacım, kurnazlık benim işimin bir parçası.'' Selçuk ile hem kahvelerimizi içmiş hem de laflamıştık. En sonunda Leyla'yı yanıma bırakıp markete gitti.

''Amca bu ilaçları bende dizeyim mi?'' Leyla eline aldığı ilaçlarla yanıma gelirken onu tezgaha oturttum.

''Amcam senin raflara boyun yetişmez ama sen ben ilaç istedikçe bana ver yerine koyalım birlikte olur mu?''