Temmuz'dan
Sabah erken uyandığımda Balım'ın hala uyuduğunu gördüm. Yüzüne doğru dağılmış saçlarını elimle arkaya attığımda aldığı derin nefesten rahatladığını anlayıp gülümsedim. Henüz evleneli 4 gün olmuştu ama bu evde sanki yıllardır beraber yaşıyormuşuz gibi hissediyordum. Kahvaltı hazırlamak için kalkmadan önce biraz Balım'ı izlemeye karar verdim.
Balım ile aramızda henüz özel bir şey yaşanmamıştı. Annemin tavsiyesine uyuyordum bu noktada. O bana gelene kadar müsaade etmiştim karıma. Zaten evliydik, bir yere kaçtığımız yoktu. O yüzden ne zaman hazır olursa o zaman tamamdı benim için. Günlerimiz ise evde birlikte geçiyordu. Sabah ilk uyanan kahvaltı hazırlıyordu ki bu ben oluyordum. Çünkü gelin hanım hala yorgunluğunu atamamıştı bu noktada.
Günün geri kalanında ise birlikte film izliyor, kitap okuyor veya birbirimiz hakkında sohbet ediyorduk. Dün ise bütün gecemizi elimize yeni geçen düğün görüntüleri ile geçirmiştik. Dışarıdan bizi izlemek güzeldi. Çünkü karım çok güzeldi. Kendi karıma artık nazar değdireceğime emin olduktan sonra Çiçek'ten kalma alışkanlık ile popomu kaşıyıp yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçip ikimiz için kahvaltı hazırlamaya başladım. Çayın olmasını beklerken havanın güzelliği dikkatimi çekmişti. Bu yüzden kahvaltımızı balkona hazırladım. Bir ara telefonum çalınca Haziran'ın aradığını görüp açtım.
''Efendim?''
''N'aber lan ikizlerin en damadı?''
''İyi, senden n'aber?''
''İyi iyi, var mı bugün işiniz?'' Diye sordu Haziran.
''Henüz bir plan yapmadık, niye ki?''
''Karıcığım sizi yemeğe davet etmek istiyor. Malum evlendiğinizden beri yüzünüzü görmedik.''
''Salak daha 4 gün oldu bugün evleneli.'' Haziran söylediklerime kahkaha atarken ben de istemsizce güldüm.
''Ee ne diyorsun ikizim?''
''Karıma sormam lazım canım.''
''İyi sor ama geri haber ver ona göre. Bu arada Çiçek ve Toprak da gelecek haberin olsun.''
''Tamam tamam haber ederim ben sana.'' Telefonu kapattıktan sonra Balım'ın elinde çaydanlık ile geldiğini gördüm.
''Günaydın güzelim.''
''Günaydın, erkencisin yine.'' Gülümseyip kafamı salladığımda Balım bardaklara çayı koyup yerine oturdu.
''Haziran aradı az önce. Selin akşama bizi ve Çiçek'leri yemeğe çağırıyormuş. Ne dersin?''
''Olur gidelim tabii. Gitmeden bi' alışveriş merkezine uğrar mıyız?''
''Olur gideriz. Bir ihtiyacın mı var?''
''Yok yok. Nira ve Egemen için bir şeyler alayım diyorum. Alamamıştım önceden malum hazırlıklar falan derken arada kaynamıştı.''
''Olur güzelim gideriz. Gitmişken biraz dolaşırız hem.'' Balım kafasını salladıktan sonra kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı sonrası çayımızı içip sohbet ederken saat iyice geçmişti. Balım bulaşıkları hallederken ben de kısa bir duş alıp üstümü değiştirdim. Benden kısa bir süre sonra Balım da aynı rutine girmişti. Evde işimiz bittikten sonra arabaya binip alışveriş merkezine doğru gitmeye başladık. Yarım saat içerisinde vardığımız alışveriş merkezinin otoparkına arabayı park ettikten sonra indik. Balım'ın elini avuçlarımın içine aldıktan sonra içeri girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHALLE ARASINDA 2
Novela JuvenilMahalle Arasında kitabının devamıdır. Okumak isterseniz lütfen önceliği ilk kitaba verin.