BÖLÜM 3

9.5K 524 28
                                    

REAGAN

Reagan sınıftaki camları patlattıktan sonra okula yüzü derin kesilen kız için ambulans geldi. Ambulans kızı alıp götürürken Reagan hayatında ilk defa kendini bu kadar suçlu hissetmişti. Çok sinirlenince genelde hep böyle olurdu ya camları ya da tabak çanakları patlatırdı. Annesi o böyle yaptığı için ona psikolojik bir yöntem göstermişti. Ondan geriye sayacak ve derin bir şekilde nefes alıp verecekti ama bu yöntem çok sinirlendiği zaman pek işe yaramıyordu.

Ambulansla giden kız hariç herkes sınıfa gitmişti. Reagan ile Ida da sınıftaydı ve bu konuyu hiç konuşmuyorlardı. Zaten Reagan bu konuyu konuşmak hiç istemiyordu o yüzden Ida'nın konuşmamasından da memnundu. Sıradaki dersleri matematikti. Matematikte pek başarılı olamayan Reagan derse hiç girmek istemiyordu ama yapacak bir şey yoktu. On iki yıllık öğrenci olan Reagan matematikten hala hiçbir şey anlamıyordu. Kollarını masaya koyup kafasını kollarının üzerine koydu ve gücünü kullanmanın yorgunluğuyla gözlerini kapadı.

***

Tüm dersler bitmişti ve Reagan' ın hiç hali yoktu. Okul otobüsüne biner binmez uyuya kaldı. Eve vardığında ise şoför bağırarak onu uyandırdı.

"Hey hadi eve geldin"

"Ah, evet"

Çantasını sırtına taktı ve hızla otobüsten aşağı indi. Eve girmek, odasına gidip sonsuza kadar uyumak istiyordu.

Kapıyı çaldı ve bekledi. Annesi kapıyı açtığında evden leziz tavuk kokusu geliyordu. Reagan acıktığını fark etti. Gücünü kullanmasının etkisiyle acıkmıştı ama şuanda ilk önceliği uykuydu.

Eve girdi. Çantasını bir köşeye attı çünkü taşıyacak hali kalmamıştı. Annesi onu bu halde gördüğüne şaşırdı,

"senin neyin var? Neden rengin bu kadar solmuş?"

Reagan olanları anlatıp anlatmamak konusunda tereddütte kaldı ve sonra bir çırpıda anlatmanın daha iyi olacağı kanısına vardı. Sakin bir sesle,

"Şöyle ki, ben yine okulun tüm camlarını patlattım"

"Ne yaptım, ne yaptım dedin?"

"Camları patlattım" diyerek tekrar etti.

"Seni bu kadar sinirlendirecek ne oldu? Ben sana her zaman ondan geriye saymanı söylerim neden yapmadın?"

"Geriye doğru saydım, derin nefesler alıp verdim, gözlerimi kapadım ama nafile çünkü o pislik Bay James yüzüme eğilerek konuştuğunda bu imkânsız oluyor"

Reagan olanları tekrar hatırladı ve sinirinin geçmemiş olduğunu anladı. Bu seferde evdeki camları ve tabakları patlatabilirdi.

Annesi Reagan'a üzüntüyle baktı. "Okulu arayayım mı? Yoksa camları patlatarak olayı kendin hallettin mi?" annesi son soruyu sorduğunda gülmeye başladı. Bu sefer Reagan da gülmeye başladı. Mutluluktan ya da üzgünlükten değil, o an sinirinden ve annesinin yanında olmasının rahatlığıyla gülüyordu.

"Hayır, anne okulu aramana gerek yok zaten camlar onları bayağı uğraştıracak gibi görünüyor. Camlar patladıktan sonra Bay James'i görmeliydin panik içinde koşturup duruyordu ve adamın gözleri yuvalarından her an çıkacak gibiydi" Reagan Bay James'in taklidini yaptı ve o halini hatırlayınca kahkaha atmaya başladı. Annesi de ona katıldı.

"Yemek yiyecek misin? Çok yorgunsun değil mi?"

"Evet, anlatamam resmen üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum"

"Tamam, o zaman sen uyu ben yemek hazır olunca uyandırırım"

Mutfağı geçti ve koridorda sol tarafta olan odasına girdi. Yatağını gördüğünde nerdeyse sevinçten ağlayacaktı. Yatağına doğru atladı ama sonra üstündeki kıyafetleri değiştirmesi gerektiğini hatırladı. Oflayarak pijamalarını giydi sonrada yatağa uzandı. Yatarken düşündü ve aklına sınıftaki kızın yüzü, onun yüzünden kesildiği aklına gelince tekrar üzüldü.

GÜNEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin