BÖLÜM 32

3.2K 264 11
                                    

Parti devam ediyor, herkes eğlencesine bakıyordu. Reagan ise masada, Lily'in yanına oturmuş sinirli sinirli balkonda diğer soylularla konuşan kraliçeye bakıyordu.

Lily, "Artık öyle bakmayı kessen mi diyorum. Çünkü çok dikkat çekiyorsun" dedi tedirgin bir sesle.

Reagan etrafına baktı ve herkesin kendi halinde olduğunu, ona kimsenin bakmadığını gördü.

"Merak etme Lily kimse bana bakmıyor ama ben kraliçeye daha fazla böyle bakmaya devam edersem kendim yukarı çıkıp o kadını öldüreceğim."

Lily, "O zaman öyle bakmayı kes" dedi fısıldayarak.

"Ne yapayım? Elimde değil." dedi Reagan sinirli bir sesle.

O sırada ise Kenneth, "Elinde olmayan ne?"

Reagan Kenneth'in sesini duyduğunda irkildi ve arkasına dönüp baktı. Kenneth bitkin ve üzgün görünüyordu. Saçları dağılmış, kravatı gevşemişti.

Reagan ayağa kalktı, "Önemli bir şey değil" dedi ve konuyu değiştirerek "kadına ne oldu?" diye sordu.

Kenneth bitkin bir sesle "Kraliçenin istediği gibi kadın zindana atıldı. Tamamen sersemlemiş gibiydi. Sürekli oğlum deyip durdu. Hatırlıyor musun? Sana bir hizmetçi papyonu göstermiştim. O kadın kraliçenin öldürdüğü hizmetçinin annesi." dedi.

Reagan bunu tamamen unutmuştu. O papyonu şimdi hatırlıyordu. Papyonun arkasında Steve yazıyordu. Kadına çok üzüldü. Elinden bir şey gelmediği için kendine kızdı. Kenneth'e baktı ve o çaresizliği onun gözlerinde de gördü.

Onlar çaresizlik içinde birbirlerine bakarken uzun süredir ortalıkta görünmeyen Miles ve Conroy ortaya çıkıverdi.

"Nasılsınız dostlarım?" dedi Miles ve gülümseyerek Kenneth ile Reagan'a baktı. Reagan ve Kenneth'in asık suratlarını görünce onunda suratı düştü.

"Vazgeçiyorum, bu soruyu sormadım sayın. Neler oluyor burada? Biz yokken yine bir şeyler oldu değil mi?" dedi.

Lily "Neler olmadı ki" dedi ve Miles ile Conroy'a yaşanan her şeyi anlattı. Miles hayranlıkla Reagan'a baktı ve,

"Bu inanılmaz dostum. Reflekslerin çok güçlü" dedi.

Reagan, "Kadının kurtulması bir şey ifade etmedi. Bu seferde zindana atıldı. Hem de buradaki mağdur oyken" dedi.

Conroy, "Ama bir hayat kurtardın Reagan. Kadın için üzülme belki de Kenneth kadını çıkarmanın bir yolunu bulur. Değil mi Kenneth?" dedi.

"Dostum o kadar kolay değil. Burada o kadar çok şahit varken kraliçeye saldırdı. Belki hayatını kurtarabilirim ama yine de bu zindanlarda çürümeyeceği anlamına gelmiyor" dedi Kenneth bitkin bir sesle.

O sırada yanlarına leydi Rose geldi. Kız o kadar güzeldi ki Reagan bile hayran kaldı. Alev gibi kızıl saçları, ipek gibi beyaz bir teni, yeşil gözleri, kırmızı dudakları vardı. Teninde bir tane bile leke yoktu. Genç kız,

"Leydi Reagan, size inanamıyorum. Siz harikasınız. Siyah kanatlarınızdaki o endam hayranlık verici doğrusu."

Leydi Rose'un ortama girmesi bile ortama farklı bir hava katmıştı. Herkes ona hayranlık içerisinde bakıyordu. Leydi Rose'un arkasına baktığında bir sürü adamın ona baktığını fark etti.

"Teşekkür ederim leydi Rose, sizin güzelliğinizin yanında benim kanatlarım nedir ki?" dedi ve gülümsedi.

Leydi Rose bu övgüyle birlikte kızardı ve bir şey diyemeden bir keman sesi duyuldu. Erkeklerin hepsi dansa kaldırmak için bir eş seçiyordu. Neredeyse herkes dansa kaldırılmıştı ve daha kemanın çalması saniyeler sürmüşken, herkes dans etmeye başladı. Bazı leydiler henüz dansa kaldırılmamıştı. Onlar oturuyor, eşlerinin onları dansa kaldırmasını bekliyordu. Dansa kaldırılmayan Leylilerden biride leydi Gwaindi. O ise Kenneh'e ümitle bakıyor ama bakışlarının karşılığını bile alamıyordu. Kenneth bu partide sadece birisine dikkat kesilmişti. O da Reagandı.

GÜNEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin