BÖLÜM 30

3.5K 275 22
                                    


Reagan mezarlıktan döndüğünden beri iki gün geçmişti ama hala o güzel çiçeklerin kokusunu düşünüyordu. O bahar kokusu, ciğerleri dolduran o temiz hava kokusu, o tatlı koku hala unutamayacağı bir kokuydu.

İki gündür sanki bu kokuyu başka bir yerden hatırlıyor gibiydi ama nerden? Sanki yanı başındaki bir şeyleri kaçırıyormuş gibi hissediyordu.

Akşam vakti olmuştu ve Lily ile yatağa girmiş, uzanıyordu. Tavana bakıyor, Smert çiçeklerini düşünüyordu.

"Lily uyudun mu?" diye sordu.

Lily "Hayır" dedi.

Reagan merakla "Smert çiçeklerini biliyor musun?" dedi.

Lily karanlık odada ona döndü ve "Tabi ki de biliyorum. Her tozlaşmışların mezarında yetişir." dedi.

Reagan şaşırarak "Nasıl yani? Normal bir şekilde ölenlerin mezarında yetişmiyor mu?" dedi şaşırarak.

Lily kafasını olumsuz bir şekilde iki yana sallayarak "Hayır."

Reagan şaşkın bir sesle "Bu ilginçmiş" dedi.

Lily, "Evet bize de çok ilginç gelmişti. Hatta bazı doktorlar araştırmaya başlamıştı ama sonra bir yasa çıktı."

Reagan, "Nasıl bir yasaymış bu?"

"Eğer o çiçeklere araştırmak için bile dokunan olursa elleri kesilecek." dedi düz bir sesle

Reagan Lily'in bu rahatlığına çok şaşırdı. Ne biçim bir kanun böyle? Diye düşündü.

"Peki neden böyle bir yasa geldi?" dedi Reagan.

"Çünkü ölülere saygısızlık olarak gördü kraliçe ve bende kraliçeye hak verdim." dedi Lily.

Reagan biraz düşündü ve birazda haklı olabileceğini düşündü ama araştırmak için yasaklaması saçma gelmişti. Belki de önemli bir sonuç çıkacaktı o araştırmalardan.

Reagan, "Hiç merak etmiyor musun? o çiçeklerin neden yetiştiğini. Özelliklede tozlaşmışların mezarlarında." dedi.

Lily, "Evet, açıkçası bende ilk zamanlarda, yani babam ve kız kardeşim ölmeden önce çok merak etmiştim. Ama onlar öldükten sonra bu merakımın pek önemi kalmadı" dedi.

Reagan ona hak vererek kafasını salladı. Herkes ölüyordu ve panik halindeki halkın pek umurunda değildi. Onlar için sadece çiçek olarak görülüyor olabilirdi ama Reagan için o çiçekler hiç de sıradan değildi. Çiçekler o kadar güzel kokuyordu ki, Kenneth ile mezardayken o çiçeklerden birkaç tane toplamak istemişti.

Reagan dalgın bir sesle "Sanki o çiçeklerin kokusunu daha önce almış gibi hissediyorum." dedi Lily'e ve düşünmeye devam etti.

"Daha önce aldın mı? nereden? Sen daha geçenlerde yeni gittin mezara çiçeklerin kokusunu bilmen imkansız." dedi Lily.

"Ama doğruyu söylüyorum sanki daha öncede böyle hissetmiştim. Mezardayken annem bana çikolata almış gibi hissetim. O kadar canım çekti ki çiçekleri yemek istedim. Acaba dejavu mu yaşıyorum?"

Lily, "Dejavu nedir?" dedi.

Reagan şuanda bunu açıklamak istemiyordu o yüzden "Önemli bir şey değil." dedi.

Lily omuz silkti ve "iyi geceler" deyip arkasını döndü. Normalde Lily çok merak eder, Reagan açıklasın diye onun üzerine gelirdi ama şuan çok uykusu var gibi görünüyordu.

Reagan, "İyi geceler" dedi ve o da arkasını dönüp gözlerini kapattı.

Gözlerini kapattığında ise gözlerinin ne kadarda yorulduğunu fark etti. çok yorgun hissediyordu. Sanki tüm dertleri sırtına yük olmuş, sırtına binmişti. Bu aralar nefes alamıyormuş gibi hissediyordu. Sıkıntı içinde boğuluyormuş gibi. Ne kadar denerse denesin hiçbir şey düzelmeyecekmiş gibi. Bazen ölsem bu acılar, kederler ölümle birlikte sonlanır mı? diye düşünüyordu.

GÜNEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin