BÖLÜM 22

3.9K 303 8
                                    

Gece vakti bir çıtırtıyla uyandı. Sabahtan beri uyuyan Reagan'ın uykusu gece vakti dağılmıştı. O yüzdende ufacık bir çıtırtıya uyanıvermişti. Odada Lily yoktu, tek başınaydı. Korkuyla etrafına bakındı ama kimsecikler yoktu. Geri uzandığındaysa bir şey fark etti. O da perdenin arkasında bir gölgenin olmasıydı. Lily olabilir mi acaba?

Ürkek bir şekilde "Lily sen misin?" dedi ama oradaki Lily değildi.

Perdenin arkasındakinin Lily olma ihtimali yoktu çünkü bu gölge Lily'den daha uzun ve kıvrımlıydı. Kafasından iki tane bir şey uzanan bir gölgeydi.

Perdenin arkasındaki gölge kıpırdamadı. Reagan'a dönük bir şekilde olan gölge ona bakıyordu.

Reagan fazla yaklaşmadan perdeyi gücüyle havalandırdı. Perdeyi havalandırdığındaysa orada kimse yoktu. Rahatlayarak ve biraz ürkerek yatağına geri döndü. Yavaşça uzandı ve yan yattı. Ne kadar da saçma. İyice kafayı yedim galiba diye düşündü. Tam rahatlamıştı ki bir terslik olduğunu fark etti. Tavanda, yan yattığı yerden bir gölge görüyordu. Bu gölge perdenin arkasındaki gölgeyle aynıydı. Korkarak, ne göreceğini bilmeyerek kafasını yukarı kaldırdı ve gördüğü şeyle birlikte çığlık atarak hızla yatağından kalktı.

Tavanda gördüğü kadın, tavşan maskesi takıyordu. Tavana yapışık bir şekilde havada uçuyordu. Kadın, Reagan'ın yatağına doğru kendini aşağı bıraktı. Reagan'ın yatağından inip ona doğru hızla yaklaştı.

Reagan kadını görür görmez kadından hiç kurtulamayacağını sandı. Kadın ona bir vursa duvara yapışırdı. O kadar uzundu ki Reagan korkuyla geri geri yürüdü. Kadın ona yaklaştıkça yaklaştı. Sonunda dibinde bittiğinde ise,

"Gerçekten doğruymuş" dedi.

Reagan titrek bir sesle "Ne doğruymuş, sen kimsin?"

Kadın düşünürmüş gibi bir süre tavana baktı. Gözlerini tavandan ayırdığındaysa Reagan'ın gözlerine bakarak "Ecelin" dedi.

Neye uğradığına şaşıran Reagan gözlerini kapayıp açıncaya kadar havadaydı. Kadın, ilk önce hava gücüyle onu yukarı kaldırdı, sonra da bir el hareketiyle sola doğru uçurarak Reagan'ın sırtını dolaba çarptı. Daha dönüşümü bitmeyen Reagan için bu büyük bir acıydı. Kürek kemikleri acıyor, ağrıyla sızlıyordu. İnleyerek ayağa kalktı ve acil bir şey yapması gerektiğini anladı ama daha bir şey yapamadan kadın onu tekrar havaya kaldırdı. Bu sefer ise farklıydı. Havada süzülen Reagan nefes alamıyordu. Hâlbuki kadının eli onun boğazında değildi. Kadın ona değmiyordu bile. Sanki biri boğazına bir şey tıkmış gibi hissediyordu. Elini ne kadar boğazına götürürse götürsün nafileydi. Boğuluyor, Boğulmakla birlikte gözleri doluyordu. Artık tek seçenek vardı.

Tam o sırada Kenneth ve diğerleri içeri dalmıştı ama artık çok geçti. Reagan ilk önce sağ elini havaya kaldırdı. Onu izleyen kadın,

"Ne yapıyorsun se-?"

Reagan kaldırdığı elini yumruk yaptı ve kadının tüm vücudu patladı. Kadının patlayan bedeninden parçalar odanın her tarafına uçuşurken Reagan kadının ölmesiyle havada süzülmekten kurtuldu ve yere düştü. Artık nefes alabiliyordu. Alabildiği kadar nefes aldı, öksürdü. Tüm oksijeni içine çekti. Kenneth yanına çöktü ve

"İyi misin?" diye sorarken bir yandan da Reagan'ın kolundan tutarak ona destek olmaya çalıştı. Diğer kolunu da hızla yanına gelen Miles tutmuştu.

Kenneth ve Miles'ın desteğiyle ayağa kalkan Reagan "İyiyim, iyiyim" dedi ama iyi değildi. Pislik, onu boğmuş, dönüşümü tamamlanmayan kanatlarını dolaba çarpmıştı. Daha buraya yeni yeni alışıyorken birde kendi güçlerinin ne kadar dehşet verici olduğunu gördü. Sanki bir refleksti onun için. Bedeni kendi kendine hareket etmiş, zihni donakalmıştı. Yumruğunu sıktığındaysa kadının tüm vücudu havaya uçmuştu. Bunu yeni yeni fark eden Reagan etrafında olan dehşete baktı.

GÜNEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin