BÖLÜM 13

4.7K 359 23
                                    

Sarayın kapısının önünde örgü zincir zırh giyen iki muhafız nöbet tutuyordu. Kenneth'i görür görmez tereddüt etmeden kapıyı açtılar.

Sarayın dışı gibi içi de güzeldi. Şuan bahçede yürüyorlardı. Bahçenin tam ortasında kocaman çeşme vardı. iki yandan sarayın kapılarına doğru mor salkım ağaçlarıyla doluydu. Mor salkım ağaçlarının tam altında papatyalar yetişiyordu. Reagan yine buranın mükemmelliğinden etkilenmişti.

Reagan, "Buralarda tanınıyor gibi görünüyorsun" dedi. Kenneth'in tam yanında yürüyordu. Diğer üçü ise arkada sohbet ederek onları takip ediyordu.

Conroy, "Kenneth görevlerinde çok başarılı bir general. Verilen her işi başarıyor ve general olduğundan beri her sene ödül alıyor. Halk tarafından da çok sevilir"

Reagan gülerek "Çok hayranın var" dedi.

Kenneth Reagan'ın bu dediğine gülümsedi ve Reagan'ın gözlerinin içine bakarak "eskiden tek hayran olduğum kişiler annem ve babamdı. Ama şimdi hayran olduğum biri daha var" dedi.

"Kim?"

"Bu bir sır" dedi ve Reagan'a göz kırptı. Kenneth, önde yürümeye başladı ve diğerleri de ona yetişti. Şimdi ise Lily ile arkada yan yana yürüyordu. Lily dirseğiyle Reagan'ın kolunu dürttü

"Kennethten hoşlanıyorsun değil mi?"

"Ne! Tabii ki de hayır" dedi Reagan gülerek.

Lily hınzırca gülümseyip "O zaman neden kızarmaya başladın?" dedi.

"O yorulduğum için" dedi Reagan ama yorulduğu için olmadığını o da biliyordu. Gerçekten de Kennethten hoşlanıyor olma ihtimali var mıydı? Tüm ortaokul ve lise hayatı boyunca kimseden hoşlanmamıştı. Bir keresinde ortaokul sonda bir çocuk ona çıkma teklif etmişti. O da tabi ki de çocuğu reddetmişti. Daha tanımadığı bir insanla neden çıksın ki. Ayrıca o zamanlar annesi adam akıllı bir iş bulana kadar Reagan da cafede çalışıyordu. Böyle şeylere vakit harcayamazdı. Bu iki nedenden dolayı o gün Reagan o çocuğu reddetmişti.

Şimdi ise (eğer bu hoşlanmaksa) ilk defa birinden hoşlanıyordu. Emin olana kadar ondan hoşlanıyorum diyemezdi.

Kenneth "Bu taraftan" diyerek sarayın sağ tarafını gösterdi.

Sarayda bir sürü bölüm var gibi görünüyordu. Sağdan devam ettiler ve sarayın başka bir bölümü olan büyük bir yapının önünde durdular. Bu yapının önünde de iki muhafız birden dikilmişti. Yine Kenneth'i görünce kapıyı açtılar. İçeriye girdiklerinde tüm bina boyunca sadece kitapla karşılaştılar. Burası büyük bir kütüphaneydi. Raflar çok yüksekti. Yukarıdaki kitaplara yetişmek için merdiven vardı. Kenneth kütüphane görevlisinin yanına gitti ve onlarda onu takip ettiler. Kütüphane görevlisi sarışın, yirmilerinin sonunda güzel bir kadındı.

Kadın, "Merhaba Kenneth. Nasıl yardımcı olabilirim?" diyerek kocaman gülümsedi ve Kenneth'in yanına gelip elini omzuna koydu. Kadının havası Reagan'ı biraz rahatsız etmişti.

Kenneth "Şehitlerin kayıt listesini arıyoruz nerde söyleyebilir misin?"

Kadın elini Kenneth'in üzerinden çekti ve masasının arkasında olan kütüphane kayıt listelerine baktı. Bir dosya çekip içindeki kitaplık numaralarına baktı. kadın bir süre inceledikten sonra

"Şehit kayıt listeleri 33 numaralı kitaplıkta 3. rafta"

Kenneth "Teşekkürler Rita" dedi gülümseyerek ve 33 numaralı kitaplığa doğru yürümeye başladı.

Reagan, Rita Kenneth'in omzuna elini koyup cilveli cilveli konuştuğu zaman sinir olmuştu. Bunun nasıl bir duygu olduğunu bilmiyordu. Bu duygu Reagan'ın içini yiyip bitirdi. Kadını oracıkta boğmak istedi. Bu duygu kıskançlık mıydı yoksa sadece kadına nedensizce gıcık mı olmuştu onu anlayamadı.

Derin bir nefes aldı ve çocukları takip etti. 33 numaralı kitaplık birçok kitaplığın orta yerinde bulunuyordu. Kitaplık o kadar yüksekti ki Conroy'un 3. Rafa yetişmesi için merdivene çıkması gerekiyordu. Conroy kitabı alıp aşağı indi

"Babanın kim olduğunu öğrenmeye hazır mısın?" dedi Conroy.

Reagan'ın düşünmesine bile gerek yoktu. Tabii ki de hazırdı "Hazırım" dedi kararlılıkla.

Conroy ve diğerleri başlarını salladı. Kitaplıkların hemen ilerisinde masalar bulunuyordu. Reagan ve diğerleri masalardan birine oturdular. Conroy kayıt listesi olan kalın kitabı Reagan'a verdi.

Reagan derin bir nefes aldı ve kayıt listesinin olduğu kitaba bakmaya başladı. Herkes onunla birlikte bakıyordu. Kitapta isimler alfabetik sıraya göre dizilmişti. Reagan hemen D harfinin bulunduğu sayfayı açtı ve ilk sayfadan babasını gördü. Babası annesini anlattığı gibiydi. Siyah gözler, siyah saçlar kemer burunlu ve kemikli bir yüz. Aslında tam beklediği gibiydi. Gördüğü zaman ne şaşırmıştı ne de içini bir hüzün kaplamıştı hiçbir şey yoktu kalbinde. Bomboş bir karanlıktı sadece. Birde şunu fark etmişti ki babasına hiç benzemiyordu.

Babası hakkındakilere baktığı zaman bayağı şaşırmıştı. Görev başarısı olarak 25 ödül almıştı babası ve onun için yazılmış veda sözcükleriyle doluydu sayfalar. Reagan babasının bu kadar sevildiğine şaşırmıştı. Babasının ölüm tarihine baktı ve beklediği gibi o doğmadan önce 2002 yılında ölmüştü ama ölüm nedeni yazmıyordu. Kitaba bakarak,

"Ölüm nedeni niye yazmıyor?" diye sordu.

Miles, "Ölüm nedeni bilinmediği için" dedi.

"Nasıl yani ölüm nedeni bilinmiyor mu?"

"Hayır, David Lock'ın en şaşırtıcı taraflarından biride buydu. Tüm birim bunu araştırmış ama senin babanın ölümü asla bulunamamış Reagan" dedi Kenneth.

Kenneth bunu dediğinde bir sessizlik çöktü. Ortada bir gizem daha vardı. Babasının ölümü.

***

İşleri bitmişti artık. Reagan öğrenebildiği her şeyi öğrenmişti. Ama Reagan'ın içine oturan bir şey vardı. Bunun ne olduğunu çözemedi. Babasını gördüğünde heyecanlanması ya da üzülmesi gerekmiyor muydu? Peki neden böyle hissediyordu?

Masadan kalkmışlardı ve Kenneth'i bekliyorlardı. Son anda kütüphanede bir işi olduğunu hatırlayıp bir şey yapacağını, bir süre beklemeleri gerektiğini söyledi. Diğerleri onu beklerken kitapları incelemeye koyuldular. Conroy bir kitap seçip okumaya başladı. Lily ile Miles ise kitaplığın önünde durup bir kitap hakkında tartışıyorlardı. O da 30 numaralı kitaplıkta hava kontrolünün elli adımı adlı bir kitabı inceliyordu. Kitapta ilk adım gücü kullanmadan önce duygularımızın sakin bir su gibi olması gerektiği söyleniyordu. Böylece kontrol konusunda usta olunabilirmiş ki Reagan için zor bir maddeydi bu. Ne zaman gücünü kullansa hep sinirli olurdu. İkinci adım ise havayı bir dostmuşçasına içe kabul etmeli ve onu hissetmeliymiş. Reagan bu kitabın ne demek istediği hakkında hiçbir şey anlamadan kitabı kapattı ve rafa geri koydu. Başka kitapları incelemeye koyuldu ve gözüne bir kitap çarptı. Kitabın adı "Kraliçenin Tarihi" idi. Lily'in anlattığı şeylere ne kadar çok güveniyor olsa da daha çok ayrıntıya girmek istiyordu. O yüzden kitabı açıp okumaya başladı.

Kitabı tam okurken bir ses duydu. Bu bir fısıldamaydı. Kitaplıkların arasından çıktı ve sesi takip etti. Şimdi ses daha netti. Bu bir kadın sesiydi,

~ Açtı beyaz melek siyah kanatlarını

~ Biliyordu bedelinin ne olacağını

~ Açtı kendine mezar haberi yok

~ Işığın içinde karanlık yaşıyor haberi yok

Reagan kadının sesini takip etti...

***

**Pleasee oy verin aşklarımmm

GÜNEŞ AĞACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin