"bay kageyama, yapamıyorum."
kageyama'nın hinata'ya bir dolu resim gereci vermesinin üzerinden bir gün bile geçmiş değildi. ellerini önünde birleştirmiş ve başını eğmiş oğlana baktı kageyama. çalışma masasında oturuyor, elindeki kaliteli sigaranın tadını çıkarıyordu.
"peki neden?"
hinata'nın içi titredi. biliyordu, eğer çizmezse kageyama'nın gözündeki değeri düşecekti. ama kageyama için çizmeyi kabul ederse de cehennemi aratmayan o hayatına geri dönecekti. titreyen dudaklarını sertçe ısırdı ve sesini bulmaya çalıştı. o kadar çok korkuyordu ki, konuşamayacağını sandı bir an.
"be-ben çok önce çizmiştim sizin gördüğünüz o resmi. yani, ya-ni yeteneğim körelmiş sanırım. bu yüzden ya-yapamıyorum." sesi titriyordu. "yalvarırım affedin." dedi az öncekinden daha zayıf bir sesle.
kageyama sigarasını önündeki kül tablasına bastırıp söndürdükten sonra ayağa kalktı. yavaş adımlarla hinata'ya ilerledi. ve elini oğlanın çenesine koyup kafasını kaldırmasını sağladı. sıkıca yumdu gözlerini hinata. az sonra olabileceklerden korkuyordu. kageyama ona vuracak mıydı? belki çok daha kötüsünü yapar ve onu kovardı.
"shoyo," duyduğu nazik sesle gözlerini açtı hinata. sıkıca yumduğu gözlerinden yaşların boşalması aynı anda oldu. kageyama'nın mavilerine baktı. fakat bir türlü alışkın olduğu bakışları bulamadı onun gözlerinde. neden kızmıyordu? hinata bunu merak ediyordu. bu adam için hiçbir şey ifade etmiyordu. tanışmıyorlardı bile. buna rağmen yüz bin yenini bir hiç uğruna elinden çıkarmıştı. üstelik karşısına geçmiş, utanmadan yalan söylüyordu bir de. hinata bu kez suçluluktan ağlamaya başladı. böyle birine yalan söylediği için suçlu hissetti fazlasıyla. "şşt, sorun değil."
kageyama ona sarılmak için hareket ettiğinde hinata refleks olarak geri çekildi. elleri ile gözlerini siliyordu. "çok üzgünüm."
kageyama başını iki yana salladı. "hayır, sorun değil. seni çizmen için zorlamadım sonuçta."
hinata suçluluktan ağrıyan karnına koydu ellerini. sessizce yere bakmaya başladı. arada sırada iç çekiyordu. odadaki tek ses de buydu zaten.
"neden bu kadar iyisiniz bana karşı?" hinata karşısındaki adamın gözlerine bakma cesaretini gösteremese de nihayet dudaklarını aralamıştı. "hiçbir işinize yaramayacağımı bilmenize rağmen beni satın aldınız. hem de ederimden çok fazlasını verdiniz. sizi anlamakta zorlanıyorum. ben, be-ben..." elleriyle yüzünü örttü ve tekrar ağlamaya başlamadan hemen önce cümlesini tamamladı. "beni bırakmanızdan çok korkuyorum."
hinata'nın söylediği gibiydi her şey. kageyama onu satın alırken hiçbir işe yaramayacağını biliyordu zaten. çelimsizdi, bahçe işlerine yardım edemeyecek kadar güçsüz görünüyordu. mutfakta iyi olduğunu söylese bile bu kesinlikle yüz bin edecek bir şey değildi. neden yüz bin yenini bu oğlana verdiği hakkında gram fikri yoktu kendisinin de. dün gördüğü resim sonrasında belki de o kadar işe yaramaz değildir, diye düşünmeye başlamıştı tam da. fakat şimdi karşısına geçmiş çizemeyeceğini söylüyordu hinata. kageyama ne yapması gerektiğini bilmiyordu. onu burada tutmak doğru muydu? çalışanlarının her birini tanıyordu ve hepsi güvenilir insanlardı. peki ya bu oğlan, güvenilir miydi? ismi dışında hakkında pek bir şey bilmiyordu sonuçta.
"korkuyorsun. yalnızca bundan değil birçok şeyden korkuyorsun." kageyama usulca yaklaştı ona. ardından oğlanın dalgalı saçlarını yavaşça arkaya itti. "fakat ben bu korkularının neden kaynaklandığını bilmiyorum. shoyo, senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum ben. ve eğer bana yalanlar söylemeye devam edersen hiçbir zaman öğrenemeyeceğim de amacının ne olduğunu."
hinata gözlerini yumdu. yalan söylediğinin anlaşılmış olması onu hayli korkuttu. "özür dilerim." elinden yalnızca bu geliyordu, özür dilemek.
kageyama iç çekip ondan uzaklaştı. "çık." hinata son bir kez baktı adama. kageyama net bir biçimde hissetti oğlanın çaresizliğini. tıpkı iskelede hayatı için yalvardığı gibi şimdi de yalvarıyordu sanki gözleriyle. kageyama daha fazla gözlerine bakamadı ve hinata'ya sırtını döndü. "yarın karar vereceğim seni burada tutup tutmayacağıma. gidebilirsin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
yüz bin yen değerindeki köle # kagehina
Fanfictionhinata bir köleydi. onu diğer kölelerden ayıran şey yalnızca yüz bin yen değerinde olması da değildi. her bakımdan özeldi.