10 : cevaplamaktan kaçılan bir soru.

1.1K 175 237
                                    

"neden burada durduk efendim? konağa yaklaşmıştık oysa."

"uyuyor."

kageyama'dan dur emrini aldığından beri ön tarafta oturan kuroo bir süre durakladı. arabanın içini göremeyeceğini bilmesine rağmen refleks olarak arkasına döndü. "anlayamadım efendim."

kucağında uyuyakalmış zayıf oğlanın saçlarını okşayan kageyama istemsizce tebessüm etti. "uyuyor kuroo. shoyo, uyuyor. araba hareket ederken uyanması oldukça olası. bu yüzden bir süre hareket etmeden burada duralım." 

kuroo derin nefes aldıktan sonra arkasına yaslandı ve batmak üzere olan güneş sayesinde renk değiştiren gökyüzüne baktı. "arkadaşınız olarak size bir şey söyleyebilir miyim, efendim?"

kageyama kaşlarını kaldırdı ve kuroo'nun söyleyeceği şeyi merak ederek sustu bir süre. "söyle." dedi hemen ardından.

"ben senin aklına sokayım."

beklediği şey elbette bu değildi. bu yüzden birkaç saniye sonra jetonu düşmüş ve kendine hakim olamayıp kahkaha atmıştı. fakat hemen sonra eliyle ağzını kapadı. kucağında uyuyan hinata huzursuzca kıpırdanıp kageyama'nın göğsüne daha fazla sokuldu.

"nasıl olur da efendine böyle bir şey söylersin?" dedi, gülüşünü bastırmaya çalışırken. ses tonundan sırıttığı anlaşılıyordu. 

kuroo rahat bir şekilde omzunu silkti. "efendime değil, yakın arkadaşım tobio'ya söyledim bunu. hiçbir halt yapamazsın bu yüzden."

kageyama başını gülerek iki yana salladı ve kucağındaki oğlana odaklandı. ardından iç çekti. "kuroo," dedi. "bana ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?" sorusu on saniye boyunca cevapsız kaldı. 

"samimiyetine inanmıyorum." kuroo dudaklarını ıslatıp da konuşmaya başladığında dikleşti kageyama. cümlesini biraz daha açmasını, ne demek istediğini daha açık bir dille anlatmasını bekledi kuroo'dan. "sen kageyama tobio'sun. çıkarların vardır senin. hiç kimseyi, ailen de buna dahil olmak üzere, sana çıkar sağlamadığı sürece yanında tutmazsın. o çocuğa ilgi duyduğunu görebiliyorum ama hâlâ arkasında başka bir sebep arıyorum. umarım hikayenin sonunda hiçbir şeyden haberi olmayan o masum çocuk zarar görmez tobio."

kardeşinden de daha öncesinde benzer cümleler duyduğunu anımsayan kageyama, gözlerini yumup kafasını arkaya attı. doğruydu. kageyama da kendisini iyi tanıyordu. bu yüzdendi zaten aklındaki soruların sebebi. neden bu oğlana bu kadar hayrandı? işte bu, cevaplamaktan kaçtığı nadir sorulardan biriydi.

-

"shoyo, uyan hadi. eve geldik." gözlerini kırpıştırarak açan hinata, kageyama'nın yüzüne bir süre boş boş baktı. ardından onun kucağından yavaşça kalkıp arabadan indi. uykulu gözlerle ışıkları açık konağa baktı. sırtını arabaya yaslayıp gözlerini yumduğunda kageyama ona bakarak güldü. 

"hinata!" yachi'nin sesi kendisinden önce ortama giriş yaptı. üzerine atlayan kızla birlikte yere düşen hinata, acıyla yüzünü buruşturdu. uykusu açılmıştı işte şimdi.

"kageyama-san..." 

"yachi, kalk çocuğun üzerinden." 

"nereye götürdün onu?" ayağa kalkıp karşısına dikilen yachi'ye yüzündeki tebessümü bozmadan baktı kageyama. "sırıtma tobio. senin yüzünden resim dersim bir gün aksadı."

kageyama güldü. "bu yüzden mi bu kadar sinirlisin yani? ben shoyo'ya aşık olduğunu ve o yüzden bu kadar endişelendiğini sanıyordum."

hinata'nın yanakları hızla kızarırken yachi gözlerini devirdi abisinin bu sözüne karşılık olarak. "bir git lütfen." üzerine yapışan tozları eliyle çırpan hinata'yı bileğinden tuttu yachi. "hadi hinata, kıyafetlerini değiştirelim."

"hey, kendisi üzerini değiştirebilir." dedi hızla, kageyama. "ayrıca az önce şaka yapıyordum. sakın birbirinize aşık olmayın. ilişkinizi onaylamam."

yachi yanındaki hinata'ya baktı ve alayla güldü. "seni kendisine saklıyor galiba hinata." hinata'nın daha çok kızarması iki kardeşi de güldürdü. "şaka yahu." dedi yachi, hinata ile daha fazla uğraşmayarak. "tobio kendisi dışındaki kimseyi sevemez."

"kırıcı olma." diye mırıldanan abisini umursamadan konağa ilerledi yachi. tabii ki hinata'yı da peşinden sürüklüyordu.

atların yanında duran kuroo onların arkalarından bakarken mırıldandı. "sence yachi bu çocuğa aşık mı?" kageyama kaşlarını kaldırdı. kuroo ise çekinmeden konuştu. "biliyorsun, onu seviyorum."

kageyama ona yaklaşıp kolunu arkadaşının omzuna attı. "seni hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ama yachi'nin erkeklerden hoşlanmadığını söylemem gerekiyor galiba."

"ne?" kuroo şaşkınlıkla kageyama'ya baktı. kageyama şaka yapıyor gibi görünmüyordu. omuzlarını düşürdü ve mırıldandı. "bahtıma sokayım..."

-

bugün berbat bir gün geçirdim gerçekten. en yorucu üni günümdü. kayboldum, dışlandım, bir tane anketör kendisini zorla dinlettirdi (on dakika boyunca tuttu beni) ve otobüsü bulduğumda da iki saat ayakta yolculuk yaptım. cidden iğrenç bir gündü

yüz bin yen değerindeki köle # kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin