23 : kageyama'nın satın aldığı yeni köle.

591 87 26
                                    

kendisine şaşkınlıkla bakan ikiliye tebessüm etti kageyama. hemen yanında yere bakarak bekleyen aki'nin omuzlarına ellerini koyup gözlerini hinata ile yachi'ye çevirdi. "sizi aki ile tanıştırayım. kendisi bundan sonra sizin yardımcınız ve arkadaşınız olacak."

aki strese girmiş bir halde kendisine bakan iki asile baktı. "me-memnun oldum." sesi titrediği için kekelemiş, hemen sonra kendisine lanet etmişti. oysa o kadar da pratik yapmıştı kendi kendine.

yachi boğazını temizleyip şaşkınlığını gidermeye çalıştı. elindeki paleti ve fırçayı masaya bıraktıktan sonra kenardaki beze ellerini sildi. "seninle dışarda biraz konuşabilir miyiz tobio?"

aki odada hinata ile yalnız kaldığında ne yapacağını bilemedi. konuşmalı mıydı? yoksa onun konuşmasını mı beklemeliydi?

"umm," aki hızla kafasını kaldırıp konuşmak için hazırlanan oğlana baktı. uzun siyah saçlarını çözüp tekrar bağlayan hinata gözlerini aki'den çekmiş, önündeki tuvale çevirmişti. "hoş geldin." dedi. yanı başındaki masaya usulca oturup yere değmeyen ayaklarını sallamaya başladı. "öyle uzakta durma da tanışalım."

aki hızla yaklaştı hinata'ya. iki adım uzağında durup eğilerek saygısını gösterdi. "jiro aki. çok memnun oldum efendim. size elimden geldiğince yardım edeceğime dair söz veriyorum. her türlü isteğiniz benim için bir emirdir."

aki'nin bu tatlı paniği ve hızlı hızlı konuşması hinata'yı güldürdü. aki tam kendisi ile alay ettiğini, hinata'nın bu yüzden güldüğünü düşünürken hinata ona elini uzattı. "hinata shoyo." dedi. "çok memnun oldum aki-kun. iyi anlaşalım."

günler birbirini kovaladı ve aki malikaneye geleli tam beş gün oldu. bu beş günde aki'ye ısınamamış olan yachi de yavaş yavaş buzlarını eritti, duvarlarını indirdi. aki'nin gerçekten de iyi biri olduğuna inanıyor, inanmaktan öte bunu görüyordu. üstelik abisinin söylemek istediğini şimdi daha iyi anlamıştı. abisini sorguya çektiği o akşam kageyama aynen şunları söylemişti kız kardeşine: "hinata seninle ne kadar iyi anlaşıyor olursa olsun, seninle mesafesini koruyor. çünkü sen benim kardeşimsin ve aradaki duvarı tam anlamıyla yıkamaz. ama aki ile gerçekten arkadaş olabilirler. emin ol aki'yi kendisine daha yakın bulacak. lütfen aki'ye de bir şans ver. göreceksin, ikisi de birbirlerine iyi gelecekler."

tıklatılan kapı dikkatini dağıttığında gözlerini çizdiği resimden alıp kapıya baktı sarışın kız. "evet?"

aki kapıyı usulca araladı ve içeri girmeden yachi'ye baktı. "herhangi bir şey istiyor musunuz efendim?" diye sordu tatlı tatlı. "mutfaktan atıştırmalık, kağıt ya da başka herhangi bir şey..."

yachi tebessüm etti ve hemen yanındaki sandalyeyi gösterdi oğlana. "gel," dedi. "otur."

aki temkinli bir şekilde odaya girip kapıyı kapadı. ardından da masaya yaklaşıp yavaşça yachi'nin yanına oturdu. yachi başka bir şey söylemeyip önündeki kağıda çizmeye geri döndüğünde onu izlemeye koyuldu. resim öyle pek ilgilendiği bir şey değildi. ama beş gündür en sevdiği şey hinata'yı da yachi'yi de bir şeyleri çizerken izlemek olmuştu. terapi gibiydi o anki sessizlik. 

"hinata ne yapıyor?" diye sordu yachi, fazla sessiz kalınca. elindeki kalemin ucunu bıçakla açıp çizmeye geri döndü.

"tobio-san onu ziyaret edince yanından ayrıldım. o zamana dek benimle sohbet ederek resim çiziyordu." aki tatlı tatlı gülümsedi. "hinata-san gerçekten de çok iyi biri. kendimi buraya ait hissedeyim diye çok uğraştı."

"öyledir..." 

aki dirseklerini masaya koyup karşısına bakmaya başladı. boş duvarı seyrediyordu. "tobio-san'ın aklındaki kişi o mu acaba?"

yachi kendine hakim olamayıp güldü. "ha?" dedi. çizmeyi bırakmıştı. 

aki panikle ellerini salladı. "lütfen ciddiye almayın beni! sadece bir teori!"

tekrar güldü sarışın kız. "hey, düzgünce anlat şunu."

aki boğazını yutkunarak ıslattıktan sonra anlatmaya başladı. "umm, tobio-san bana aklında birinin olduğundan bahsetmişti... ben de o kişinin hinata-san olduğunu..." gözlerini yumdu ve yüzünü buruşturdu. "biliyorum çok saçma, biliyorum." elleri ile yüzünü sakladı. "çok üzgünüm. çok utandım şu an cidden. lütfen tobio-san'a bahsetmeyin bundan."

yachi gülüp başını iki yana salladı. "aki, salak mısın yahu sen?" oğlanın açıktaki alnına hafifçe vurdu. "tobio erkeklerden hoşlanıyormuş gibi mi duruyor?" aki'nin şaşkın gözlerine son bir bakış atıp önüne döndü. "tobio her bir hücresi ile kadınlardan hoşlanıyor. kadınlara tapar yahu o." son cümlesini gülerek söylemişti. 

aki sessizce yutkundu ve önünde döndü. belli ki yachi'nin hiçbir şeyden haberi yoktu. ne aki'nin çalıştığı genelevden haberi vardı sarışın kızın, ne de kageyama'nın oraya geldiğinden. susmayı tercih etti. sonuçta kageyama söylemek istese söylerdi, öyle değil mi?

yüz bin yen değerindeki köle # kagehinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin